56. Makale Paper 56
Evrensel Bütünlük Universal Unity
56:0.1 (637.1) TANRI, bütünlüğün kendisidir. İlahiyat, evrensel bir biçimde eş güdümsel hale getirilmiştir. Kâinat âlemlerinin tümü; tek bir sınırsız akıl tarafından mutlak bir biçimde düzenlenen, birliktelik haline getirilmiş çok geniş bir işleyiş biçimidir. Evrensel yaratımın fiziksel, ussal ve ruhsal nüfuz alanları kutsal bir biçimde birbirleriyle ilişkilendirilmiştir. Kusursuz ve kusursuz olmayan nitelikler gerçek anlamıyla birbirleriyle iniltilidir; ve bu nedenle sınırlı evrimsel yaratılmış, Kâinatın Yaratıcısı’nın “Kusursuz olun, hatta benim olduğum kadar kusursuz olun” biçimindeki emrine itaat eden bir biçimde Cennet’e yükselebilir. 56:0.1 (637.1) GOD is unity. Deity is universally co-ordinated. The universe of universes is one vast integrated mechanism which is absolutely controlled by one infinite mind. The physical, intellectual, and spiritual domains of universal creation are divinely correlated. The perfect and imperfect are truly interrelated, and therefore may the finite evolutionary creature ascend to Paradise in obedience to the Universal Father’s mandate: “Be you perfect, even as I am perfect.”
56:0.2 (637.2) Yaratımın çeşitli düzeylerinin tümü, Üstün Evren’e ait Mimarların tasarımlarında ve idaresinde bütünlenmiş bir nitelikte bulunmaktadır. Zaman-mekân fanilerinin kısıtlı akılları, görünebilen uyumsuzluğu dışa vuran ve etkin eş güdümün var olmayışına işaret eden birçok sorun ve durumu açığa çıkarabilir; ancak evren olgular bütününün daha geniş ufuklarını gözlemlemeye yetkin olan, ve yaratıcı çeşitliliği simgeleyen temel bütünlüğü saptamaya ek olarak çeşitliliğin bu biçimde işleyişinin tümünü içine alan kutsal biricik bütünlüğün keşfedilme sanatında daha deneyimli olan bizim gibi unsurlar, evrensel yaratıcı enerjinin bu çok katmanlı dışavurumlarının tümü içinde sergilenen kutsal ve temel amacı daha iyi algılamaktadır. 56:0.2 (637.2) The diverse levels of creation are all unified in the plans and administration of the Architects of the Master Universe. To the circumscribed minds of time-space mortals the universe may present many problems and situations which apparently portray disharmony and indicate absence of effective co-ordination; but those of us who are able to observe wider stretches of universal phenomena, and who are more experienced in this art of detecting the basic unity which underlies creative diversity and of discovering the divine oneness which overspreads all this functioning of plurality, better perceive the divine and single purpose exhibited in all these manifold manifestations of universal creative energy.
1. Fiziksel Eş Güdüm ^top 1. Physical Co-ordination ^top
56:1.1 (637.3) Fiziksel veya maddi yaratım sınırsız değildir; ancak bu yaratım, kusursuz bir biçimde eş güdümsel hale getirilmektedir. Orada kuvvet, enerji ve güç mevcut bulunmaktadır; ancak onların tümü köken bakımından birdir. Yedi aşkın-evren görünüşte ikircikli bir yapıya sahiptir; merkezi evren üç katmanlı bir niteliğe sahiptir; ancak Cennet tek bir oluşumdan meydana gelmiştir. Ve Cennet; geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek biçiminde, maddi evrenlerin tümünün mevcut kaynağıdır. Ancak bu kâinatsal kapsamdaki türevsel yaratım bir ebediyet etkinliğidir; geçmiş, şimdiki zaman veya gelecek biçiminde hiçbir zaman zarfında ne mekân veya ne maddi kâinat, Işık Adası çekirdeğinden mevcudiyet kazanmamaktadır. Kâinatsal kaynak olarak Cennet, mekân ve zaman öncesi faaliyet göstermektedir; bu nedenle, onun türevsel yaratımları, mekân içinde nihai muhafızları ve zaman içinde açığa çıkarıcılarına ek olarak onların düzenleyicileri olan Koşulsuz Mutlak vasıtasıyla ortaya çıkmamış olsaydı, onlar zaman ve mekân tarafından belirlenen bir görüneme sahip olacaktı. 56:1.1 (637.3) The physical or material creation is not infinite, but it is perfectly co-ordinated. There are force, energy, and power, but they are all one in origin. The seven superuniverses are seemingly dual; the central universe, triune; but Paradise is of single constitution. And Paradise is the actual source of all material universes—past, present, and future. But this cosmic derivation is an eternity event; at no time—past, present, or future—does either space or the material cosmos come forth from the nuclear Isle of Light. As the cosmic source, Paradise functions prior to space and before time; hence would its derivations seem to be orphaned in time and space did they not emerge through the Unqualified Absolute, their ultimate repository in space and their revealer and regulator in time.
56:1.2 (637.4) İlahi Mutlak maddi gerçekliğin tümünün seçkin bir üst denetimini gerçekleştirirken, Koşulsuz Mutlak fiziksel evreni korumaktadır; ve bu iki Mutlak işlevsel bir biçimde Evrensel Mutlak tarafından bütünleşmiştir. Maddi evrenin bu birbirini tamamlayan ilişkisi; maddi, morontia, absonit veya ruhsal bir biçimdeki kişiliklerin tümü tarafından, alt Cennet’i merkezine alan çekime karşı hilesiz maddi gerçekliğin tümünün gösterdiği karşılığın gözlenmesi vasıtasıyla, en iyi bir biçimde anlaşılabilir. 56:1.2 (637.4) The Unqualified Absolute upholds the physical universe, while the Deity Absolute motivates the exquisite overcontrol of all material reality; and both Absolutes are functionally unified by the Universal Absolute. This cohesive correlation of the material universe is best understood by all personalities—material, morontia, absonite, or spiritual—by the observation of the gravity response of all bona fide material reality to the gravity centering on nether Paradise.
56:1.3 (638.1) Çekim bütünlüğü, evrensel ve değişmez nitelikte bulunmaktadır; saf-enerji karşılığı benzer bir biçimde evrensel ve kaçınılmazdır. Saf enerji (temel kuvvet) ve saf ruhaniyet, çekim karşısında bütünüyle önceden tepki gösteren bir nitelikte bulunmaktadır. Mutlaklıklar içinde içkin olan bu başat kuvvetler, kişisel olarak Kâinatın Yaratıcısı tarafından düzenlenmektedir; böylelikle saf enerji ve saf ruhaniyete ait Kâinatın Yaratıcısı’nın kişisel mevcudiyetine ek olarak onun aşkın maddi yerleşkesi içinde çekim merkezinin tümü, bu biçimde düzenlenmektedir. 56:1.3 (638.1) Gravity unification is universal and unvarying; pure-energy response is likewise universal and inescapable. Pure energy (primordial force) and pure spirit are wholly preresponsive to gravity. These primal forces, inhering in the Absolutes, are personally controlled by the Universal Father; hence does all gravity center in the personal presence of the Paradise Father of pure energy and pure spirit and in his supermaterial abode.
56:1.4 (638.2) Saf ruhaniyet, temel enerji sistemlerinin hepsinin kutsal ve yönlendirici yüksek denetiminin potansiyeli iken; saf enerji, birbiriyle ilgili, ruhaniyet olmayan işlevsel gerçekliklerin atasıdır. Ve, mekân boyunca dışa vurulmasına ek olarak zamanın devinimleri içinde gözlendiği biçimiyle oldukça çeşitli bir nitelikte bulunan bu gerçekliklerin ikisi de, Cennet Yaratıcısı’nın kişiliği içinde odaklanır. Onun içinde bu gerçeklikler — bütünleşmek durumunda olan bir biçimde — tekdir, çünkü Tanrı bir tekdir. Yaratıcı’nın kişiliği mutlak bir biçimde bütünleşmiştir. 56:1.4 (638.2) Pure energy is the ancestor of all relative, nonspirit functional realities, while pure spirit is the potential of the divine and directive overcontrol of all basic energy systems. And these realities, so diverse as manifested throughout space and as observed in the motions of time, are both centered in the person of the Paradise Father. In him they are one—must be unified—because God is one. The Father’s personality is absolutely unified.
56:1.5 (638.3) Yaratıcı olan Tanrı’nın sınırsız doğası içinde olası bir biçimde, fiziksel ve ruhsal biçimde gerçekliğin ikircikli bir yapısı kesinlikle mevcut bulunamaz; ancak Cennet Yaratıcısı’nın kişisel değerlerine ait sınırsız düzeyleri ve mutlak gerçeklikleri dışarıda tuttuğumuz an bizler, bu iki gerçekliğin mevcudiyetini deneyimler ve onların bütünüyle Cennet Yaratıcısı’nın kişisel mevcudiyetine karşılık gösterdiğini ayırt ederiz; onun içinde her şey bir bütün haline gelmektedir. 56:1.5 (638.3) In the infinite nature of God the Father there could not possibly exist duality of reality, such as physical and spiritual; but the instant we look aside from the infinite levels and absolute reality of the personal values of the Paradise Father, we observe the existence of these two realities and recognize that they are fully responsive to his personal presence; in him all things consist.
56:1.6 (638.4) Cennet Yaratıcısı’na ait sınırsız kişiliğin koşulsuz kavramsallaşmasından uzaklaştığınız an siz, AKLI; BEN biçimindeki İlk Kaynak ve Merkez olarak, kökensel nitelikteki tekil Yaratan kişiliğinin bu çifte evren dışavurumlarının sürekli bir biçimde genişleyen farklılaşmasının bütünleşmesine ait kaçınılmaz işleyiş biçimi şeklinde düşünmek durumundasınız. 56:1.6 (638.4) The moment you depart from the unqualified concept of the infinite personality of the Paradise Father, you must postulate MIND as the inevitable technique of unifying the ever-widening divergence of these dual universe manifestations of the original monothetic Creator personality, the First Source and Center—the I AM.
2. Ussal Bütünlük ^top 2. Intellectual Unity ^top
56:2.1 (638.5) Düşünce-Yaratıcısı ruhaniyet dışavurumunu Söz-Evladı içerisinde gerçekleştirmekte olup, gerçeklik genişlemesine uçsuz bucaksız maddi evrenler içinde Cennet boyunca ulaşır. Ebedi Evlat’ın ruhsal dışavurumu, Sınırsız Ruhaniyet’in faaliyetleri vasıtasıyla yaratımının maddi düzeyleri ile ilişkilidir; aklın ruhaniyet-karşılık hizmeti vasıtasıyla ve aklın fiziksel-yönlendirici faaliyetleri içinde, İlahiyat’ın ruhsal gerçeklikleri ve İlahiyat’ın maddi dışavurumları birbirileriyle ilişkili hale getirilmiştir. 56:2.1 (638.5) The Thought-Father realizes spirit expression in the Word-Son and attains reality expansion through Paradise in the far-flung material universes. The spiritual expressions of the Eternal Son are correlated with the material levels of creation by the functions of the Infinite Spirit, by whose spirit-responsive ministry of mind, and in whose physical-directive acts of mind, the spiritual realities of Deity and the material repercussions of Deity are correlated the one with the other.
56:2.2 (638.6) Akıl, Sınırsız Ruhaniyet’in işlevsel kazanımıdır; bundan dolayı bu kazanım, potansiyel bakımından sınırsız ve bahşedilme bakımından evrenseldir. Kâinatın Yaratıcısı’nın temel düşüncesi, Cennet Adası ve onun İlahiyat eşitine ek olarak ruhsal ve Ebedi Evlat biçiminde çifte dışavurum içerisinde ebedileştirir. Bu türden ebediyet gerçekliğinin ikircikliği; kaçınılmaz nitelikteki, Sınırsız Ruhaniyet biçiminde Tanrı’yı akıl içinde mümkün kılar. Akıl, ruhsal ve maddi gerçeklikler arasındaki iletişimin hayati kanalıdır. Maddi evrimsel yaratılmış, yalnızca aklın hizmeti vasıtasıyla ikamet eden ruhaniyeti algılayabilir ve onu kavrayabilir. 56:2.2 (638.6) Mind is the functional endowment of the Infinite Spirit, therefore infinite in potential and universal in bestowal. The primal thought of the Universal Father eternalizes in dual expression: the Isle of Paradise and his Deity equal, the spiritual and Eternal Son. Such duality of eternal reality renders the mind God, the Infinite Spirit, inevitable. Mind is the indispensable channel of communication between spiritual and material realities. The material evolutionary creature can conceive and comprehend the indwelling spirit only by the ministry of mind.
56:2.3 (638.7) Bu sınırsız ve evrensel akıl, kâinatsal akıl olarak zaman ve mekân evrenleri içinde hizmet vermektedir; ve emir-yardımcı ruhaniyetlerinin ilkel hizmetinden bir evrenin baş yöneticisinin muhteşem aklına uzanan bir kapsamda bulunmasına karşın, bu kâinatsal akıl bile, zaman ve mekânın Yüce Aklı ile sonuçsal olarak eş güdümsel hale getirilmiş ve Sınırsız Ruhaniyet’in her şeyi kapsayan aklıyla kusursuz bir biçimde ilişkilendirilmiş Yedi Üstün Ruhaniyet’in yüksek denetimi içinde gerektiği bir şekilde bütünleştirilmiştir. 56:2.3 (638.7) This infinite and universal mind is ministered in the universes of time and space as the cosmic mind; and though extending from the primitive ministry of the adjutant spirits up to the magnificent mind of the chief executive of a universe, even this cosmic mind is adequately unified in the supervision of the Seven Master Spirits, who are in turn co-ordinated with the Supreme Mind of time and space and perfectly correlated with the all-embracing mind of the Infinite Spirit.
3. Ruhsal Bütünleşme ^top 3. Spiritual Unification ^top
56:3.1 (639.1) Evrensel akıl çekimi, Sınırsız Ruhaniyet’in Cennet kişisel mevcudiyeti içinde merkezi bir konuma getirilmişken; benzer bir biçimde evren ruhaniyet çekimi, Ebedi Evlat’ın Cennet kişisel mevcudiyeti içinde odaklandırılmıştır. Kâinatın Yaratıcısı tekdir; ancak zaman-mekân bakımından o, saf enerji ve saf ruhaniyetin ikircikli olgular bütünlüğü içerisinde açığa çıkarılmıştır. 56:3.1 (639.1) As the universal mind gravity is centered in the Paradise personal presence of the Infinite Spirit, so does the universal spirit gravity center in the Paradise personal presence of the Eternal Son. The Universal Father is one, but to time-space he is revealed in the dual phenomena of pure energy and pure spirit.
56:3.2 (639.2) Cennet ruhaniyet gerçeklikleri benzer bir biçimde tekdir; ancak zaman-mekân durumları ve ilişkilerinin tümü içinde bu tek ruhaniyet, Ebedi Evlat’ın ruhaniyet kişilikleri ve onun doğumlarına ek olarak Sınırsız ruhaniyet ve onun birliktelik içerisindeki yaratımlarının ruhaniyet kişilikleri ve etkinliklerine ait ikircikli olgular bütünü içinde açığa çıkarılmıştır; ve orada bunlara ek olarak, — saf-ruhaniyet nüvesel bölünmeleri olarak — birey-öncesi nitelikte bulanan Yaratıcı’nın bahşettiği Düşünce Düzenleyicileri ve diğer ruhaniyet birimleri şeklinde, hali hazırda üçüncü bir olgu bulunmaktadır. 56:3.2 (639.2) Paradise spirit realities are likewise one, but in all time-space situations and relations this single spirit is revealed in the dual phenomena of the spirit personalities and emanations of the Eternal Son and the spirit personalities and influences of the Infinite Spirit and associated creations; and there is yet a third—pure-spirit fragmentations—the Father’s bestowal of the Thought Adjusters and other spirit entities which are prepersonal.
56:3.3 (639.3) Ruhsal olgular bütünüyle karşılaştığınız veya ruhaniyet varlıklarıyla ilişkiye geçtiğiniz evren etkinliklerinin seviyesinden bağımsız olarak sizler; bu olgu ve unsurların hepsinin ruhaniyet olan Tanrı’dan, Ruhaniyet Evladı’nın ve Sınırsız Akıl Ruhaniyeti’nin hizmeti vasıtasıyla kökensel olarak ortaya çıktığının bilgisine sahip olabilirsiniz. Ve bu uçsuz bucaksız ruhaniyet, yerel evrenlerin yönetim merkezlerinden yönlendirilen bir biçimde zamanın evrimsel dünyaları içinde bir olgu olarak faaliyet göstermektedir. Yaratan Evlatlar’ın bu başkentlerinden, maddi akılların daha alt düzeyde bulunan ve evirilen seviyeleri için emir-yardımcı akıl-ruhaniyetlerinin hizmeti ile birlikte Kutsal Ruhaniyet ve Gerçekliğin Ruhaniyeti gelmektedir. 56:3.3 (639.3) No matter on what level of universe activities you may encounter spiritual phenomena or contact with spirit beings, you may know that they are all derived from the God who is spirit by the ministry of the Spirit Son and the Infinite Mind Spirit. And this far-flung spirit functions as a phenomenon on the evolutionary worlds of time as it is directed from the headquarters of the local universes. From these capitals of the Creator Sons come the Holy Spirit and the Spirit of Truth, together with the ministry of the adjutant mind-spirits, to the lower and evolving levels of material minds.
56:3.4 (639.4) Akıl, Yüce Varlık ile ilişki içerisinde ve kâinatsal akıl olarak Mutlak Akıl’a tabi olan bir biçimde daha bütünleşmiş bir halde iken; evrimsel dünyalara olan ruhaniyet hizmeti, yerel evrenlerin yönetim merkezleri içinde ikamet eden kişilikler içinde ve zaman-mekân ruhaniyet dışavurumlarının nihai bütünleşmesinin gerçekleştiği Ebedi Evlat’ın Cennet çekim döngüsü ile neredeyse kusursuz bir biçimde sonuçsal olarak ilişkilendirmiş baş yönetici konumunda bulunan Kutsal Hizmetkârlar'ın bireyleri içinde daha doğrudan bir şekilde bütünleştirilmiştir. 56:3.4 (639.4) While mind is more unified on the level of the Master Spirits in association with the Supreme Being and as the cosmic mind in subordination to the Absolute Mind, the spirit ministry to the evolving worlds is more directly unified in the personalities resident on the headquarters of the local universes and in the persons of the presiding Divine Ministers, who are in turn well-nigh perfectly correlated with the Paradise gravity circuit of the Eternal Son, wherein occurs final unification of all time-space spirit manifestations.
56:3.5 (639.5) Kusursuzlaştırılmış yaratılmış mevcudiyeti; Cennet Kutsal Üçlemesi’nin bireylerinden biri tarafından gerçekleştirilen Kutsal Üçleme-öncesi ruhaniyet bahşedilmesinin bir nüvesinin bilinçli akıl ile birleşimi vasıtasıyla erişilir, idare edilir ve ebedi hale getirilir. Fani akıl, Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet’e ait Erkek ve Kız Evlatlar’ın yaratımıdır; ve kökeni Yaratıcı’dan gelen Düşünce Düzenleyicisi ile bu akıl bütünleştiğinde, evrimsel âlemlerin üç katmanlı ruhaniyet kazanımının bir parçası haline gelir. Ancak bu üç ruhaniyet dışavurumu; her ne kadar Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet’in Kâinatın Yaratıcısı haline Evrensel BEN’in gelmesinden önce bile ebediyeten onun mevcudiyeti içinde oldukça bütüncül bir nitelikte bulunduğu gibi, kesinlik unsurları içinde kusursuz bir biçimde bütünleşmiş hale gelir. 56:3.5 (639.5) Perfected creature existence can be attained, sustained, and eternalized by the fusion of self-conscious mind with a fragment of the pre-Trinity spirit endowment of some one of the persons of the Paradise Trinity. The mortal mind is the creation of the Sons and Daughters of the Eternal Son and the Infinite Spirit and, when fused with the Thought Adjuster from the Father, partakes of the threefold spirit endowment of the evolutionary realms. But these three spirit expressions become perfectly unified in the finaliters, even as they were in eternity so unified in the Universal I AM ere he ever became the Universal Father of the Eternal Son and the Infinite Spirit.
56:3.6 (639.6) Ruhaniyet her zaman ve nihai olarak, dışavurumu bakımından üç katmanlı ve kesin gerçekleşmesi bakımından Kutsal Üçleme ile bütünleşmiş bir hale gelmek zorundadır. Ruhaniyet, üç katmanlı bir dışavurum boyunca tek bir kaynaktan ortaya çıkmaktadır. Ve kesinlik bakımından Ruhaniyet; — kutsallık ile bir bütün haline gelme durumu olarak — ebediyet içinde Tanrı’yı bulmanın deneyimlendiği kutsal bütünleşme içinde, ve Yaratıcı’nın evrensel düşüncesine ait ebedi sözün sınırsız dışavurumunun sahip olduğu kâinat aklın hizmeti aracılığı içinde, bütüncül gerçekleşmesine erişmek zorunda olup bunu hali hazırda gerçekleştirir. 56:3.6 (639.6) Spirit must always and ultimately become threefold in expression and Trinity-unified in final realization. Spirit originates from one source through a threefold expression; and in finality it must and does attain its full realization in that divine unification which is experienced in finding God—oneness with divinity—in eternity, and by means of the ministry of the cosmic mind of the infinite expression of the eternal word of the Father’s universal thought.
4. Kişilik Bütünleşmesi ^top 4. Personality Unification ^top
56:4.1 (639.7) Kâinatın Yaratıcısı, kutsal bir biçimde bütünleşmiş bir kişiliktir; böylelikle, Yaratıcı’nın emrine itaat eden bir biçimde maddi faniler içinde ikamet etmek için Cennet’ten gönderilmiş Düşünce Düzenleyicileri’nin geldikleri istikamete geri dönme devinimi tarafından Cennet’e taşınan Kâinatın Yaratıcısı’nın yükseliş evlatlarının tümü, Havona’ya ulaşmalarından önce buna benzer bir biçimde tamamiyle bütünleştirilmiş kişilikler haline geleceklerdir. 56:4.1 (639.7) The Universal Father is a divinely unified personality; hence will all his ascendant children who are carried to Paradise by the rebound momentum of the Thought Adjusters, who went forth from Paradise to indwell material mortals in obedience to the Father’s mandate, likewise be fully unified personalities ere they reach Havona.
56:4.2 (640.1) Kişilik içkin olarak, bileşen gerçekliklerinin tümünü bir araya getirmeyi amaçlar. Kâinatın Yaratıcısı olarak İlk Kaynak ve Merkez’in sınırsız kişiliği, Sınırsızlığın yedi bileşen Mutlaklık’ın tümünü bir araya getirir; Kâinatın Yaratıcısı’nın ayrıcalıklı ve doğrudan bir bahşedilmesi olarak fani aklın kişiliği benzer bir biçimde, fani yaratılmışın bileşen etkenlerini bir araya getirmenin potansiyelini elinde bulundurur. Yaratılmış kişiliğin tümünün bu türden bütünleştirme yaratıcılığı, onun yüksek ve ayrıcalıklı kökenine ait bir doğum izidir; ve bu yaratıcılık, yaratılmışın kişiliğinin Cennet üzerinde bulunan kişiliğin tümünün Yaratıcısı ile doğrudan ve devam eden ilişkisini sağlayan araçlar tarafından, kişilik döngüsü vasıtasıyla bu aynı köken ile olan koparılmaz nitelikteki iletişime dair ilave kanıttır. 56:4.2 (640.1) Personality inherently reaches out to unify all constituent realities. The infinite personality of the First Source and Center, the Universal Father, unifies all seven constituent Absolutes of Infinity; and the personality of mortal man, being an exclusive and direct bestowal of the Universal Father, likewise possesses the potential of unifying the constituent factors of the mortal creature. Such unifying creativity of all creature personality is a birthmark of its high and exclusive source and is further evidential of its unbroken contact with this same source through the personality circuit, by means of which the personality of the creature maintains direct and sustaining contact with the Father of all personality on Paradise.
56:4.3 (640.2) Her ne kadar, Yedi Katmanlılık’ın nüfuz alanlarından başlayarak yücelik ve nihayet boyunca Mutlak olan Tanrı’ya kadar uzanan bir kapsamda Tanrı mevcut bir durumda bulunsa da; Cennet üzerinde ve Yaratıcı olan Tanrı’nın kişiliği içinde merkezi bir şekilde konumlanan biçimde kişilik döngüsü, ussal mevcudiyetin tüm düzeylerine ek olarak kusursuz, kusursuzlaştırılmış ve kusursuzlaşmakta olan evrenlerin âlemlerinin tümü içinde, yaratılmış kişiliklerinin tümünü içine alan bir kapsamda onlarla ilgili kutsal kişiliğin bu çeşitli dışavurumlarının tümüne ait tamamlanmış ve kusursuz bütünleşmeyi sağlamaktadır. 56:4.3 (640.2) Notwithstanding that God is manifest from the domains of the Sevenfold up through supremacy and ultimacy to God the Absolute, the personality circuit, centering on Paradise and in the person of God the Father, provides for the complete and perfect unification of all these diverse expressions of divine personality so far as concerns all creature personalities on all levels of intelligent existence and in all the realms of the perfect, perfected, and perfecting universes.
56:4.4 (640.3) Tanrı, evrenler için ve onlar içerisinde bizim tasvirlerimizin tümü şeklinde mevcut bulunurken; sizler ve Tanrı’yı tanıyan tüm diğer yaratılmışlar için kendisi, sizin ve onların Yaratıcısı olarak tekdir. Kişilik bakımından Tanrı çoğul olamaz. Tanrı, yaratılmışlarının her biri için Yaratıcı’dır; ve herhangi bir çocuğun birden fazla babaya sahip olması gerçek anlamıyla imkânsızdır. 56:4.4 (640.3) While God is to and in the universes all that we have portrayed, nevertheless, to you and to all other God-knowing creatures he is one, your Father and their Father. To personality God cannot be plural. God is Father to each of his creatures, and it is literally impossible for any child to have more than one father.
56:4.5 (640.4) Felsefi, kâinatsal ve dışavurumların çeşitli seviyeleri ve yerleşkeleri bakımından sizler; çoğul İlahiyatlar’ın faaliyetlerini algılayabilir ve hatta gerçekte çoğul Kutsal Üçleme unsurlarının mevcudiyetini düşünmelisiniz; ancak merkezi evren boyunca her ibadet eden kişiliğe ait kişisel iletişimin ibadetsel deneyimi içinde Tanrı tekdir; buna ek olarak bütünleşmiş ve kişisel İlahiyat bizlerin Cennet ebeveyni, Yaratıcı olan Tanrı’sı, bahşedicisi, koruyucusu, ve yerleşik dünyalar üzerinde bulunan fani insandan başlayarak merkezi Işık Adası üzerindeki Ebedi Evlat’a uzanan bir kapsamda kişiliklerin tümünün Yaratıcısı’dır. 56:4.5 (640.4) Philosophically, cosmically, and with reference to differential levels and locations of manifestation, you may and perforce must conceive of the functioning of plural Deities and postulate the existence of plural Trinities; but in the worshipful experience of the personal contact of every worshiping personality throughout the master universe, God is one; and that unified and personal Deity is our Paradise parent, God the Father, the bestower, conservator, and Father of all personalities from mortal man on the inhabited worlds to the Eternal Son on the central Isle of Light.
5. İlahiyat Bütünlüğü ^top 5. Deity Unity ^top
56:5.1 (640.5) Cennet İlahiyatı’nın bölünmezliği olarak biricikliği, varoluşsal ve mutlaktır. Kâinatın Yaratıcısı, Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet biçiminde, İlahiyat’ın üç ebedi kişileşmesi mevcut bulunmaktadır; ancak Cennet Kutsal Üçlemesi içinde onlar, gerçekte bölünmez ve bir bütün olarak tek bir İlahiyat’dır. 56:5.1 (640.5) The oneness, the indivisibility, of Paradise Deity is existential and absolute. There are three eternal personalizations of Deity—the Universal Father, the Eternal Son, and the Infinite Spirit—but in the Paradise Trinity they are actually one Deity, undivided and indivisible.
56:5.2 (640.6) Varoluşsal gerçekliğin kökensel Cennet-Havona düzeyinden iki alt bağımlı mutlak seviyesi farklılaşmış olup, orada Yaratıcı, Evlat ve Ruhaniyet sayısız kişisel birliktelikler ve alt bağımlı unsurların yaratımına katılmıştır. Ve her ne kadar bu konu ile ilgili olarak, nihayetin aşkın seviyeleri üzerinde absonit ilahiyat bütünleşmesini ele almaya girişmek uygun olmasa da; yaratımın çeşitli birimleri ve ussal varlıkların farklı düzeyleri için kutsallığın işlevsel bir biçimde içinde açığa vurulduğu çeşitli İlahiyat kişileşmelerinin bütünleyici faaliyetine ait bir takım niteliklere göz atmak mümkündür. 56:5.2 (640.6) From the original Paradise-Havona level of existential reality, two subabsolute levels have differentiated, and thereon have the Father, Son, and Spirit engaged in the creation of numerous personal associates and subordinates. And while it is inappropriate in this connection to undertake the consideration of absonite deity unification on transcendental levels of ultimacy, it is feasible to look at some features of the unifying function of the various Deity personalizations in whom divinity is functionally manifest to the diverse sectors of creation and to the different orders of intelligent beings.
56:5.3 (640.7) Aşkın-evrenler içinde kutsallığın mevcut faaliyeti, — yerel evren Yaratan Evlatlar ve Ruhaniyetleri, aşkın-evren Zamanın Ataları, ve Cennet’in Yedi Üstün Ruhaniyeti olarak — Yüce Yaratanlar’ın işleyişsel faaliyetleri içinde etkin bir biçimde dışa vurulmuştur. Bu varlıklar, Kâinatın Yaratıcısı’na doğru iç doğrultuda hareket ederek Yedi Katmanlı Tanrı’nın ilk üç düzeyini meydana getirirler; ve Yedi Katmanlı Tanrı’nın bu bütüncül nüfuz alanı, evrim halindeki Yüce Varlık’ın deneyimsel ilahiyatının ilk seviyesinde eş güdüm faaliyeti içerisinde bulunmaktadır. 56:5.3 (640.7) The present functioning of divinity in the superuniverses is actively manifest in the operations of the Supreme Creators—the local universe Creator Sons and Spirits, the superuniverse Ancients of Days, and the Seven Master Spirits of Paradise. These beings constitute the first three levels of God the Sevenfold leading inward to the Universal Father, and this entire domain of God the Sevenfold is co-ordinating on the first level of experiential deity in the evolving Supreme Being.
56:5.4 (641.1) Cennet üzerinde ve merkezi evren içinde İlahiyat bütünlüğü, mevcudiyetin bir gerçeğidir. Zaman ve mekânın evrim halindeki evrenleri boyunca İlahiyat bütünlüğü bir kazanımdır. 56:5.4 (641.1) On Paradise and in the central universe, Deity unity is a fact of existence. Throughout the evolving universes of time and space, Deity unity is an achievement.
6. Evrimsel İlahiyat’ın Bütünleşmesi ^top 6. Unification of Evolutionary Deity ^top
56:6.1 (641.2) İlahiyat’ın üç ebedi bireyi; bölünmez İlahiyat olarak Cennet kutsal üçlemesi içerisinde faaliyet gösterdiği zaman, onlar kusursuz birlikteliği elde ederler; benzer bir biçimde onlar birliktelik halinde veya ikişerli topluluklar halinde yarattıkları zaman, kendilerine ait Cennet köken soyları kutsallığın niteliksel bütünlüğünü yansıtmaktadır. Buna ek olarak, zaman-mekân nüfuz alanlarına ait Yüce Yaratanlar ve İdareciler tarafından dışa vurulan bu kutsallığın amacı evrenin kişisel olmayan enerji birlikteliğinin mevcudiyeti içerisinde deneyimsel İlahiyat’ın deneyimsel kişilik gerçeklikleri ile ancak yerinde bir biçimde bütünleşmeyle çözülecek olan bir gerçeklik gerilimini meydana getiren, deneyimsel yüceliğin egemenliğine ait bütünleştiren güç potansiyelini mevcut kılmaktadır. 56:6.1 (641.2) When the three eternal persons of Deity function as undivided Deity in the Paradise Trinity, they achieve perfect unity; likewise, when they create, either associatively or severally, their Paradise progeny exhibit the characteristic unity of divinity. And this divinity of purpose manifested by the Supreme Creators and Rulers of the time-space domains eventuates in the unifying power potential of the sovereignty of experiential supremacy which, in the presence of the impersonal energy unity of the universe, constitutes a reality tension that can be resolved only through adequate unification with the experiential personality realities of experiential Deity.
56:6.2 (641.3) Yüce Varlık’ın kişilik gerçeklikleri; Cennet İlahiyatları’ndan kökenini almakta olup, dışsal Havona döngüsünün öncül dünyası üzerinde asli evrenin Yaratan kutsallıklarından gelen Her-Şeye-Gücü-Yeten Yücelik’in güç ayrıcalıkları ile bütünleşir. Yüce olan Tanrı bir birey olarak Havona içinde yedi aşkın-evrenin yaratılmasından önce mevcut bir konumda bulunmaktaydı ancak kendisi bu süreç içerisinde yalnızca ruhsal düzeylerde faaliyet göstermiştir. Evrim halindeki evrenler içinde çeşitli kutsallık birleşimi vasıtasıyla Yücelik’in Her-Şeye-Gücü-Yeten kudretinin evrimi; Sınırsız Ruhaniyet’in sınırsız aklı içinde barınan potansiyeli Yüce Varlık’ın etkin işlevsel aklına eş zamanlı bir biçimde çeviren Yüce Akıl’ın araçları vasıtasıyla Havona içinde Yücelik’in ruhsal bireyi ile eş güdümsel halde görev yapan İlahiyat’ın yeni bir güç varlığını mevcut kılar. 56:6.2 (641.3) The personality realities of the Supreme Being come forth from the Paradise Deities and on the pilot world of the outer Havona circuit unify with the power prerogatives of the Almighty Supreme coming up from the Creator divinities of the grand universe. God the Supreme as a person existed in Havona before the creation of the seven superuniverses, but he functioned only on spiritual levels. The evolution of the Almighty power of Supremacy by diverse divinity synthesis in the evolving universes eventuated in a new power presence of Deity which co-ordinated with the spiritual person of the Supreme in Havona by means of the Supreme Mind, which concomitantly translated from the potential resident in the infinite mind of the Infinite Spirit to the active functional mind of the Supreme Being.
56:6.3 (641.4) Yedi aşkın-evrene ait evrimsel dünyaların maddi akıl kazandırılmış yaratılmışları İlahiyat’ı yalnızca, Yüce Varlık’ın bu güç-kişilik birleşimi içinde evrimleşmesi faaliyetinde kavrayabilir. Mevcudiyetinin hiçbir seviyesi içerisinde Tanrı, bu türden bir düzey içerisinde yaşayan varlıkların kavramsal yetisini aşamaz. Fani insan gerçeğin tanınması, güzelliğin takdiri, iyiliğin ibadeti vasıtasıyla Tanrı’nın derin bir sevgi olduğuna dair kavrayışını geliştirir; ve bunun sonrasında o, ilahiyat seviyeleri içinde yükselerek Yücelik’in kavrayışına doğru ilerler. İlahiyat, güç bakımından bütünleşmiş bir biçimde bu şekilde kavranıldığında, bunun sonrasında yaratılmış anlayışı ve erişimi için ruhaniyet bakımından kişileştirilebilir. 56:6.3 (641.4) The material-minded creatures of the evolutionary worlds of the seven superuniverses can comprehend Deity unity only as it is evolving in this power-personality synthesis of the Supreme Being. On any level of existence God cannot exceed the conceptual capacity of the beings who live on such a level. Mortal man must, through the recognition of truth, the appreciation of beauty, and the worship of goodness, evolve the recognition of a God of love and then progress through ascending deity levels to the comprehension of the Supreme. Deity, having been thus grasped as unified in power, can then be personalized in spirit to creature understanding and attainment.
56:6.4 (641.5) Yüceliş varlıkları, aşkın-evrenlerin başkentleri üzerinde Her Şeye Gücü Yeten’in kudretine ve Havona’nın dış döngüleri üzerinde Yücelik’in kişiliğine dair kavrayışa erişirken; gerçekte onlar, Cennet İlahiyatları’nı kesin bir biçimde bulacakları gibi Yüce Varlık’ı bulamayacaklardır. Altıncı-düzey ruhaniyetleri olarak kesinlik unsurları bile, Yüce Varlık’ı bulamamışlardır; buna ek olarak onların, yedinci-düzey ruhaniyet konumuna erişene ve Yücelik gerçek bir biçimde gelecek dış evrenlerin etkinlikleri içinde işlevsel bir konuma gelene kadar onu bulamayacakları muhtemeldir. 56:6.4 (641.5) While ascending mortals achieve power comprehension of the Almighty on the capitals of the superuniverses and personality comprehension of the Supreme on the outer circuits of Havona, they do not actually find the Supreme Being as they are destined to find the Paradise Deities. Even the finaliters, sixth-stage spirits, have not found the Supreme Being, nor are they likely to until they have achieved seventh-stage-spirit status, and until the Supreme has become actually functional in the activities of the future outer universes.
56:6.5 (641.6) Ancak yükseliş unsurları Kâinatın Yaratıcısı’nı Yedi Katmanlı Tanrı’nın yedinci düzeyi olarak bulduklarında, evren yaratılmışları ile kişisel ilişkilerin tüm ilahiyat düzeylerine ait İlk Birey’in kişiliğine erişmiş olur. 56:6.5 (641.6) But when ascenders find the Universal Father as the seventh level of God the Sevenfold, they have attained the personality of the First Person of all deity levels of personal relationships with universe creatures.
7. Evrensel Nitelikteki Evrimsel Sonuçlar ^top 7. Universal Evolutionary Repercussions ^top
56:7.1 (642.1) Zaman-mekân evrenleri içinde evrimin istikrarlı ilerleyişine, tüm us yaratılmışları için İlahiyat’ın sürekli bir biçimde genişleyen açığa çıkarışları eşlik eder. Bir sistem, takımyıldızı, evren, aşkın-evren veya asli evren içerisinde evrimsel ilerleyişin doruk noktasına olan erişim, yaratımın bu ilerleyen birimleri için ve onlar içerisinde ilahiyat faaliyetinin ilgili genişlemelerini simgeler. Ve kutsallığın kendisini gerçekleşmesine ait bu türden her yerel gelişime, yaratımın tüm diğer birimleri için genişlemiş ilahiyat dışavurumlarının oldukça kesin bir biçimde tanımlı olan belirli sonuçları eşlik eder. Cennet’ten dışarı doğru uzanan bir doğrultuda gerçekleştirilmiş ve erişilmiş evrimin her yeni nüfuz alanı, kâinat âlemlerinin tümü için deneyimsel İlahiyat’ın yeni ve genişlemiş bir açığa çıkarılışını oluşturmaktadır. 56:7.1 (642.1) The steady progress of evolution in the time-space universes is accompanied by ever-enlarging revelations of Deity to all intelligent creatures. The attainment of the height of evolutionary progress on a world, in a system, constellation, universe, superuniverse, or in the grand universe signalizes corresponding enlargements of deity function to and in these progressive units of creation. And every such local enhancement of divinity realization is accompanied by certain well-defined repercussions of enlarged deity manifestation to all other sectors of creation. Extending outward from Paradise, each new domain of realized and attained evolution constitutes a new and enlarged revelation of experiential Deity to the universe of universes.
56:7.2 (642.2) Yerel bir evrenin birleşen parçaları, ışık ve yaşam içinde ilerleyen bir biçimde istikrara kavuşturulurken; Yedi Katmanlı Tanrı, artan bir şekilde dışa vurulan bir hale getirilir. Zaman-mekân evrimi bir gezegen üzerinde denetim içinde, — Yaratan Evlat-Yaratıcı Ruhaniyet birlikteliği olarak — Yedi Katmanlı Tanrı’nın ilk dışa vurulumu ile başlar. Işık içinde bir sistemin istikrara kavuşturulması ile birlikte bu Evlat-Ruhaniyet birlikteliği, faaliyetin bütünlüğüne erişir; ve bütün bir takımyıldızı böylece istikrara kavuşturulduğunda, Yedi Katmanlı Tanrı’nın ikinci fazı bu türden bir âlem boyunca daha etkin hale gelmektedir. Bir yerel evrenin tamamlanmış idari evrimine, aşkın-evren Üstün Ruhaniyetleri’nin yeni ve daha doğrudan hizmetleri eşlik eder; ve bu aşamada orada aynı zamanda, altıncı Havona döngüsünün dünyaları boyunca geçiş halinde iken yükseliş unsurunun Yüce Varlık’ı kavrayışıyla sonuçlanan Yüce olan Tanrı’nın sürekli olarak genişleyen açığa çıkarılışı ve kendini gerçekleştirişi başlamaktadır. 56:7.2 (642.2) As the components of a local universe are progressively settled in light and life, God the Sevenfold is increasingly made manifest. Time-space evolution begins on a planet with the first expression of God the Sevenfold—the Creator Son-Creative Spirit association—in control. With the settling of a system in light, this Son-Spirit liaison attains the fullness of function; and when an entire constellation is thus settled, the second phase of God the Sevenfold becomes more active throughout such a realm. The completed administrative evolution of a local universe is attended by new and more direct ministrations of the superuniverse Master Spirits; and at this point there also begins that ever-expanding revelation and realization of God the Supreme which culminates in the ascender’s comprehension of the Supreme Being while passing through the worlds of the sixth Havona circuit.
56:7.3 (642.3) Kâinatın Yaratıcısı, Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet ussal yaratılmışlar için deneyimsel ilahiyat dışavurumlarıdır; bu nedenle onlar, yaratımın tümünün akli ve ruhaniyet yaratılmışları ile olan kişilik ilişkilerinde benzer bir biçimde genişlememektedirler. 56:7.3 (642.3) The Universal Father, the Eternal Son, and the Infinite Spirit are existential deity manifestations to intelligent creatures and are not, therefore, similarly expanded in personality relations with the mind and spirit creatures of all creation.
56:7.4 (642.4) Yükseliş fanilerinin; kişisel varlıklar olarak bu ilahiyatları deneyimsel olarak ayırt etme ve onlar ile iletişime geçme düzeyine erişmek amacıyla yeterli bir biçimde ruhsal ve gerekli bir şekilde eğitilmiş hale gelmelerinden çok daha önce, İlahiyat’ın ilerleyen seviyelerine ait kişisel olmayan mevcudiyeti deneyimleyebilmelerinin olasılık dâhilinde bulunduğu belirtilmelidir. 56:7.4 (642.4) It should be noted that ascending mortals may experience the impersonal presence of successive levels of Deity long before they become sufficiently spiritual and adequately educated to attain experiential personal recognition of, and contact with, these Deities as personal beings.
56:7.5 (642.5) Kutsallık dışavurumları tarafından mekânın her yeni yerleşimine ek olarak yaratımın bir birimi içindeki her yeni evrimsel erişime; yaratımın tümünün bu aşamadaki mevcut olan ve daha öncesinden gelen düzenlenmiş birimleri içerisinde İlahiyat’ın işlevsel açığa çıkarılışlarının eş zamanlı gerçekleşen genişlemeleri eşlik eder. Evrenlerin ve onların birleşen birimlerinin idari görevine ait bu yeni faaliyet girişimi, burada özetlenen işleyiş biçimi uyarınca her zaman tam olarak uygulanmayan bir görünüme sahip olabilir; çünkü bu girişim, yeni idari yüksek denetimin takip eden ve ilerleyen dönemleri için koşulları hazırlamak amacıyla idarecilerin gelişmiş topluluklarını gönderme uygulamasıdır. Nihai olan Tanrı bile, ışık ve yaşam altında istikrara kavuşturulmuş bir yerel evrenin daha sonraki aşamaları boyunca kendisine ait evrenlerin aşkın yüksek denetiminin işaretini önceden vermektedir. 56:7.5 (642.5) Each new evolutionary attainment within a sector of creation, as well as every new invasion of space by divinity manifestations, is attended by simultaneous expansions of Deity functional-revelation within the then existing and previously organized units of all creation. This new invasion of the administrative work of the universes and their component units may not always appear to be executed exactly in accordance with the technique herewith outlined because it is the practice to send forth advance groups of administrators to prepare the way for the subsequent and successive eras of new administrative overcontrol. Even God the Ultimate foreshadows his transcendental overcontrol of the universes during the later stages of a local universe settled in light and life.
56:7.6 (642.6) Zaman ve mekânın yaratımları ilerleyen bir biçimde evrimsel düzeyde istikrara kavuşturulurken, orada; Yedi Katmanlı Tanrı’nın ilk üç dışavurumunun karşılıksal çekilişi ile eş zamanlı gerçekleşen, Yüce olan Tanrı’nın yeni ve daha bütünsel faaliyetinin gözlenmekte olduğu bir gerçektir. Eğer Yüce olan Tanrı’nın zaman ve mekânın bu yaratılmışlarının doğrudan denetimini üstlendiği biliniyorsa, asli evren ışık ve yaşam içinde istikrara kavuşturulmuş hale geldiğinde, kaldı ki eğer bu durum gerçekleşirse, bunun sonrasında Yedi Katmanlı Tanrı’nın Yaratan-Yaratıcı dışavurumlarının gelecekteki faaliyeti ne olacaktır? Zaman-mekân evrenlerinin bu düzenleyicileri ve önderleri, dışsal uzay içinde benzer etkinlikler için serbest mi bırakılacaklardır? Bizler bu soruların cevaplarını kesin olarak bilmemekteyiz; ancak biz, bu ve bu konu ile ilgili hususlar hakkında fikir yürütmekteyiz. 56:7.6 (642.6) It is a fact that, as the creations of time and space are progressively settled in evolutionary status, there is observed a new and fuller functioning of God the Supreme concomitant with a corresponding withdrawing of the first three manifestations of God the Sevenfold. If and when the grand universe becomes settled in light and life, what then will be the future function of the Creator-Creative manifestations of God the Sevenfold if God the Supreme assumes direct control of these creations of time and space? Are these organizers and pioneers of the time-space universes to be liberated for similar activities in outer space? We do not know, but we speculate much concerning these and related matters.
56:7.7 (643.1) Deneyimsel İlahiyat’ın sınırları Koşulsuz Mutlak’ın nüfuz alanlarına doğru dışarı doğrultuda genişlerken, Yedi Katmanlı Tanrı’nın geleceğin bu yaratılmışlarının daha önceki evrimsel çağları boyunca faaliyet göstereceğini öngörmekteyiz. Biz, Zamanın Ataları ve aşkın-evren Üstün Ruhaniyetleri’nin gelecek düzeyinin ne olacağının öngörüsüne dair ortak bir fikre sahip değiliz. Buna ek olarak biz, Yüce Varlık’ın burada yedi aşkın-evrenlerde olduğu gibi faaliyet gösterip göstermeyeceğine dair bir bilgiye sahip değiliz. Ancak hepimiz; Yaratan Evlatlar olarak Mikâiller’in bu dış evrenler içinde faaliyet gösterme nihai sonuna sahip olduklarını tahmin etmekteyiz. İçimizden bazıları, yardımcı Yaratan Evlatlar ve Kutsal Hizmetkârlar arasında daha yakın türden bir birlikteliğe gelecek çağların şahit olacağının görüşünü öne sürmektedir; bu türden yaratan birliğinin nihai bir doğaya ait yardımcı-yaratan kimliğinin yeni birtakım dışavurumu ile sonuçlanabileceği bile mümkündür. Ancak biz, açığa çıkarılmamış geleceğin bu olasılıkları ile ilgili kesin hiçbir bilgiye gerçek anlamıyla sahip değiliz. 56:7.7 (643.1) As the frontiers of experiential Deity are extended out into the domains of the Unqualified Absolute, we envision the activity of God the Sevenfold during the earlier evolutionary epochs of these creations of the future. We are not all in agreement respecting the future status of the Ancients of Days and the superuniverse Master Spirits. Neither do we know whether or not the Supreme Being will therein function as in the seven superuniverses. But we all conjecture that the Michaels, the Creator Sons, are destined to function in these outer universes. Some hold that the future ages will witness some closer form of union between the associated Creator Sons and Divine Ministers; it is even possible that such a creator union might eventuate in some new expression of associate-creator identity of an ultimate nature. But we really know nothing about these possibilities of the unrevealed future.
56:7.8 (643.2) Buna rağmen bizler; zaman ve mekânın evrenleri içinde Yedi Katmanlı Tanrı’nın Kâinatın Yaratıcısı’na doğru ilerleyici bir yaklaşım sağladığının, ve bu evrimsel yaklaşımın deneyimsel bir biçimde Yüce olan Tanrı içinde bütünleştiğinin bilgisine sahibiz. Bizler, bu türden bir tasarımın dışsal evrenler içinde de varlığını devam ettirmek zorunda olduğunu öngörebiliriz; öte yandan, bu evrenler içinde herhangi bir zaman zarfında ikamet edebilecek varlıkların yeni düzeyleri, nihai seviyeler üzerinde ve absonit işleyiş biçimleri tarafından İlahiyat’a yaklaşmaya yetkin olabilirler. Kısacası bizler, dışsal uzayın gelecek evrenleri içinde işlerlik kazanabilecek ilahiyat yaklaşımının işleyiş biçimine dair en ufak bir kavrama sahip değiliz. 56:7.8 (643.2) We do know, however, that in the universes of time and space, God the Sevenfold provides a progressive approach to the Universal Father, and that this evolutionary approach is experientially unified in God the Supreme. We might conjecture that such a plan must prevail in the outer universes; on the other hand, the new orders of beings that may sometime inhabit these universes may be able to approach Deity on ultimate levels and by absonite techniques. In short, we have not the slightest concept of what technique of deity approach may become operative in the future universes of outer space.
56:7.9 (643.3) Yine de bizler, kusursuzlaştırılmış aşkın-evrenlerin; bahse konu dışsal uzay yaratımları içinde ikamet edebilecek olan bu varlıkların Cennet-yükseliş süreçlerinin bir şekilde birer parçaları olacaklarını öngörmekteyiz. Gelecek çağ içerisinde dışsal uzay unsurlarının; Yedi Üstün Ruhaniyet’in işbirliği ile veya onların iş birliği olmadan Yüce olan Tanrı tarafından idare edilen bir biçimde, yedi aşkın-evren vasıtasıyla Havona’ya yaklaşmalarını gelecek bir çağ içerisinde gözlemlememiz oldukça olasıdır. 56:7.9 (643.3) Nevertheless, we deem that the perfected superuniverses will in some way become a part of the Paradise-ascension careers of those beings who may inhabit these outer creations. It is quite possible that in that future age we may witness outer-spacers approaching Havona through the seven superuniverses, administered by God the Supreme with or without the collaboration of the Seven Master Spirits.
8. Yüce Bütünleştirici ^top 8. The Supreme Unifier ^top
56:8.1 (643.4) Yüce varlık, fani insan deneyimi içinde üç katmanlı bir faaliyete sahiptir. Bunlardan ilki, Yedi Katmanlı Tanrı olarak zaman-mekân kutsallığının bütünleştiriciliğidir. İkincisi, sınırlı yaratılmışların gerçek anlamda kavrayabileceği en üst düzey İlahiyat olmasıdır. Üçüncüsü ise onun; absonit akıl, ebedi ruhaniyet ve Cennet kişiliğinin eşliğinde mevcut olan aşkın deneyime insanın ulaşabileceği tek doğrultu niteliğinde bulunmasıdır. 56:8.1 (643.4) The Supreme Being has a threefold function in the experience of mortal man: First, he is the unifier of time-space divinity, God the Sevenfold; second, he is the maximum of Deity which finite creatures can actually comprehend; third, he is mortal man’s only avenue of approach to the transcendental experience of consorting with absonite mind, eternal spirit, and Paradise personality.
56:8.2 (643.5) Yerel evrenler içinde doğmuş, aşkın-evrenlerde yetişmiş ve merkezi evrende eğitilmiş olan yükseliş unsurları, kişisel deneyimleri içerisinde; Yücelik içinde bir bütün haline gelen Yedi Katmanlı Tanrı’nın zaman-mekân kutsallığının kavranışına dair potansiyelin tümü ile bütünleşir. Kesinlik unsurları, kökensel âlemlerinin aksine, aşkın-evrenler içerisinde sıralı bir biçimde faaliyet gösterir; böylelikle onlar, olası yaratılmış deneyimin yedi katmanlı çeşitliliğine dair bütünlük sağlanana kadar deneyimlerinin üstüne deneyim katmış olurlar. İkamet eden Düzenleyiciler’in hizmeti vasıtasıyla kesinlik unsurlarının Kâinatın Yaratıcısı’nı bulmaları mümkün kılınmıştır; ancak deneyimin bahse konu işleyiş biçimleri vasıtasıyla bu türden kesinlik unsurları Yüce Varlık’ı gerçek anlamıyla bilmeye erişir, ve dışsal uzayın gelecek evrenleri içinde ve bu evrenler için Yüce İlahiyat’ın hizmetleri ve açığa çıkarılışlarını gerçekleştirmenin nihai sonuna sahip olurlar. 56:8.2 (643.5) Ascendant finaliters, having been born in the local universes, nurtured in the superuniverses, and trained in the central universe, embrace in their personal experiences the full potential of the comprehension of the time-space divinity of God the Sevenfold unifying in the Supreme. Finaliters serve successively in superuniverses other than those of nativity, thereby superimposing experience upon experience until the fullness of the sevenfold diversity of possible creature experience has been encompassed. Through the ministry of the indwelling Adjusters the finaliters are enabled to find the Universal Father, but it is by these techniques of experience that such finaliters come really to know the Supreme Being, and they are destined to the service and the revelation of this Supreme Deity in and to the future universes of outer space.
56:8.3 (644.1) Yaratıcı olan Tanrı ve onun Cennet Evlatları’nın bizler için yaptıkları karşısında hepimizin bu yapılanların aynısını, ortaya çıkmakta olan Yüce Varlık’ta ve onun için ruhaniyet içinde gerçekleştirmenin olanağına sahip olduğumuzu unutmayınız. Evren içinde derin sevgi, sevinç, ve hizmetin deneyimi karşılıklıdır. Yaratıcı olan Tanrı, kendisinin bahşettiği şeyleri evlatlarının tekrar kendilerine geri getirmesine ihtiyacı yoktur; ancak onlar, bahşedilenler karşılığında tüm kazanımlarını akranlarına ve evrim halindeki Yüce Varlık’a aktarmaktadırlar (veya bunu gerçekleştirebilirler). 56:8.3 (644.1) Bear in mind, all that God the Father and his Paradise Sons do for us, we in turn and in spirit have the opportunity to do for and in the emerging Supreme Being. The experience of love, joy, and service in the universe is mutual. God the Father does not need that his sons should return to him all that he bestows upon them, but they do (or may) in turn bestow all of this upon their fellows and upon the evolving Supreme Being.
56:8.4 (644.2) Yaratımsal olgular bütününün tümü, atasal yaratan-ruhaniyet etkinliklerinin yansımasıdır. İsa şu sözleri dile getirmiştir ve bu ifadeler tamamıyla doğruluk taşımaktadır: “Evlat yalnızca, gördüğü Yaratıcı’nın faaliyetlerinin aynısını gerçekleştirmektedir.” Zaman içinde siz faniler, Yücelik’in akranlarınıza olan açığa çıkarılışlarına başlayabilirsiniz; ve siz, Cennet doğrultusunda yükselirken bu açığa çıkarılışın kapsamını artan bir biçimde arttırabilirsiniz. Ebediyet içerisinde sizlerin, yüce düzeylerde — hatta nihai düzeyde bile — yedinci-düzey kesinlik unsurları olarak evrimsel yaratılmışların bu Tanrı’sının artan bir biçimde açığa çıkarılışını gerçekleştirmenize izin verilebilir. 56:8.4 (644.2) All creational phenomena are reflective of antecedent creator-spirit activities. Said Jesus, and it is literally true, “The Son does only those things which he sees the Father do.” In time you mortals may begin the revelation of the Supreme to your fellows, and increasingly may you augment this revelation as you ascend Paradiseward. In eternity you may be permitted to make increasing revelations of this God of evolutionary creatures on supreme levels—even ultimate—as seventh-stage finaliters.
9. Evrensel Nitelikteki Mutlak Bütünlük ^top 9. Universal Absolute Unity ^top
56:9.1 (644.3) Koşulsuz Mutlak ve İlahi Mutlak, Evrensel Mutlak içerisinde bütünleşmiştir. Bu Mutlaklıklar; Nihayet içinde eş güdümsel hale getirilir, Yücelik içinde belirlenir, ve Yedi Katmanlı Tanrı içerisinde zaman-mekân bakımından değişikliğe uğratılır. Alt-sınırsızlık seviyeleri üzerinde üç mutlaklık mevcut bulunmaktır; ancak sınırsızlık içerisinde onlar bir tek olarak gözlemlenir. Cennet üzerinde İlahiyat’ın üç kişilikleşmesi mevcut bulunmaktadır, ancak Kutsal Üçleme içerisinde onlar tekdir. 56:9.1 (644.3) The Unqualified Absolute and the Deity Absolute are unified in the Universal Absolute. The Absolutes are co-ordinated in the Ultimate, conditioned in the Supreme, and time-space modified in God the Sevenfold. On subinfinite levels there are three Absolutes, but in infinity they appear to be one. On Paradise there are three personalizations of Deity, but in the Trinity they are one.
56:9.2 (644.4) Üstün evrenin temel felsefi önermesi şudur: Mutlak (sınırsızlık içinde bir bütün olarak üç Mutlak) Kutsal Üçleme’den önce mevcut bulunmakta mıydı? Ve Mutlak, Kutsal Üçleme’nin atası mıdır? Veya Kutsal Üçleme mi Mutlak’ın atasıdır? 56:9.2 (644.4) The major philosophic proposition of the master universe is this: Did the Absolute (the three Absolutes as one in infinity) exist before the Trinity? and is the Absolute ancestral to the Trinity? or is the Trinity antecedent to the Absolute?
56:9.3 (644.5) Koşulsuz Mutlak, Kutsal Üçleme’den bağımsız olan bir kuvvet mevcudiyeti midir? İlahi Mutlak’ın kişiliği, Kutsal Üçleme’nin sınırsız faaliyetine mi işaret etmektedir? Ve Evrensel Mutlak, Kutsal Üçlemeler’in bir Kutsal Üçlemesi olarak, Kutsal Üçleme’nin nihai faaliyeti midir? 56:9.3 (644.5) Is the Unqualified Absolute a force presence independent of the Trinity? Does the presence of the Deity Absolute connote the unlimited function of the Trinity? and is the Universal Absolute the final function of the Trinity, even a Trinity of Trinities?
56:9.4 (644.6) İlk bakışta, — Kutsal Üçleme’nin bile atası biçiminde — her şeyin kökeni olarak Mutlak’ın bir kavramsal düşüncesi, tutarlığın sağlanışını ve felsefi bütünlüğün geçici bir tatminini sağlıyor görünebilir; ancak bu türden her çıkarım, Cennet Kutsal Üçlemesi’nin ebediyeti tarafından geçersiz kılınmaktadır. Bizler; doğaları ve mevcudiyetleri bakımından Kâinatın Yaratıcısı ve onun Kutsal Üçleme birlikteliklerinin ebedi olduklarının bilgisini almış olup ve biz bu gerçekliğe inanmaktayız. Bu gerçekliğin sonrasında orada yalnızca tek bir tutarlı felsefi çıkarım bulunmaktadır ve o ise; Mutlak’ın tüm evren usları için, evrenler arası veya evrenler dışı temel ve başat mekân durumlarının tümü kapsamında Kutsal Üçleme’nin (Kutsal Üçlemeler’in) kişilik-dışı ve eş güdümsel tepkisi olduğudur. Asli evrenin tüm kişilik unsurları için Cennet Kutsal Üçlemesi sonsuza kadar; kişilik kavrayışı ve yaratımın kendisini gerçekleştirmesine ait bütün işlevsel amaçlar için, kesinlik, ebediyet, yücelik ve ebediyet içinde mutlak nitelikte yerini almaktadır. 56:9.4 (644.6) On first thought, a concept of the Absolute as ancestor to all things—even the Trinity—seems to afford transitory satisfaction of consistency gratification and philosophic unification, but any such conclusion is invalidated by the actuality of the eternity of the Paradise Trinity. We are taught, and we believe, that the Universal Father and his Trinity associates are eternal in nature and existence. There is, then, but one consistent philosophic conclusion, and that is: The Absolute is, to all universe intelligences, the impersonal and co-ordinate reaction of the Trinity (of Trinities) to all basic and primary space situations, intrauniversal and extrauniversal. To all personality intelligences of the grand universe the Paradise Trinity forever stands in finality, eternity, supremacy, and ultimacy and, for all practical purposes of personal comprehension and creature realization, as absolute.
56:9.5 (644.7) Yaratılmış akılları bu sorunu irdelerken, Evrensel BEN’in nihai düşüncesini Kutsal Üçleme ve Mutlak’ın başat nedeni ve koşulsuz kaynağı olarak değerlendirmeye yönelmektedirler. Bu nedenle biz Mutlak’ın kişisel bir kavrayışını sunmayı arzuladığımızda, Cennet Yaratıcısı’na dair düşüncelerimize ve nihai çıkarımlarımıza tekrar başvurmaktayız. Bu aksi durumda kişilik-dışı konumda bulunan Mutlak’ın kavrayışını önermeyi veya ona dair bilinci arttırmayı arzuladığımızda, Kâinatın Yaratıcısı’nın mutlak kişiliğin deneyimsel Yaratıcısı olduğu gerçeğine geri dönmekteyiz; Ebedi Evlat Mutlak Birey’dir, ancak bu Evlat Mutlak’ın kişilikleşmesi olarak deneyimsel anlamda bu nitelikte bulunmamaktadır. Ve bunun sonrasında bizler; — Kutsal Üçlemeler’in Kutsal Üçlemesi olarak — yüceliğin, nihayetin ve sınırsızlığın bütünleşmiş ve eş güdümsel hale getirilmiş İlahiyat birlikteliklerine ait kişilik-dışı etkinliklerinin dışa vurulan mevcudiyetine dair evren ve evren dışı olgular bütününü meydana getiren bir biçimde Evrensel Mutlak’ı görürken, İlahi Mutlak’ın deneyimsel kişilikleşmesi içinde sonuçlanan bir kavram niteliğinde deneyimsel Kutsal Üçlemeler’i tasavvur etmeye devam ederiz. 56:9.5 (644.7) As creature minds may view this problem, they are led to the final postulate of the Universal I AM as the primal cause and the unqualified source of both the Trinity and the Absolute. When, therefore, we crave to entertain a personal concept of the Absolute, we revert to our ideas and ideals of the Paradise Father. When we desire to facilitate comprehension or to augment consciousness of this otherwise impersonal Absolute, we revert to the fact that the Universal Father is the existential Father of absolute personality; the Eternal Son is the Absolute Person, though not, in the experiential sense, the personalization of the Absolute. And then we go on to envisage the experiential Trinities as culminating in the experiential personalization of the Deity Absolute, while conceiving the Universal Absolute as constituting the universe and the extrauniverse phenomena of the manifest presence of the impersonal activities of the unified and co-ordinated Deity associations of supremacy, ultimacy, and infinity—the Trinity of Trinities.
56:9.6 (645.1) Yaratıcı olan Tanrı, sınırlı olandan sınırsız seviyeye kadar tüm düzeyler üzerinde kavranabilir; ve her ne kadar Cennet’ten başlayarak evrimsel dünyalara kadar onun yaratılmışları kendisini daha önceden kavramış olsalar da, yalnızca Ebedi Evlat ve Sınırsız Ruhaniyet kendisini sınırsız olarak bilmektedir. 56:9.6 (645.1) God the Father is discernible on all levels from the finite to the infinite, and though his creatures from Paradise to the evolutionary worlds have variously perceived him, only the Eternal Son and the Infinite Spirit know him as an infinity.
56:9.7 (645.2) Ruhsal kişilik yalnızca Cennet üzerinde mutlaktır; ve Mutlak’ın kavramı sadece sınırsızlık içinde koşulsuzdur. İlahiyat mevcudiyeti, yalnızca Cennet üzerinde mutlaktır. Buna ek olarak Tanrı’nın açığa çıkarılışı onun gücü Koşulsuz Mutlak’ın mekân güç etkisi içinde deneyimsel bir biçimde sınırsız hale gelene, onun kişilik dışavurumu deneyimsel olarak İlahi Mutlak’ın dışa vurulmuş mevcudiyeti içinde sınırsız bir konumda olana, ve sınırsızlığın bu iki potansiyeli Evrensel Mutlak içinde gerçek-oluşumuyla-bütünleşene kadar, Tanrı’nın açığa çıkarılışı her zaman kısmi, göreceli ve ilerleyen bir nitelikte bulunmak zorundadır. 56:9.7 (645.2) Spiritual personality is absolute only on Paradise, and the concept of the Absolute is unqualified only in infinity. Deity presence is absolute only on Paradise, and the revelation of God must always be partial, relative, and progressive until his power becomes experientially infinite in the space potency of the Unqualified Absolute, while his personality manifestation becomes experientially infinite in the manifest presence of the Deity Absolute, and while these two potentials of infinity become reality-unified in the Universal Absolute.
56:9.8 (645.3) Ancak alt-sınırsızlık düzeylerin ötesinde üç Mutlaklık; bir bütün olup, böylelikle, sınırsızlığın bilincini mevcudiyetin herhangi bir başka düzeyinin bireysel olarak kendiliğinden gerçekleştirmesinden bağımsız bir biçimde sınırsız nitelikte İlahiyat’ın-kendini-gerçekleştirmesidir. 56:9.8 (645.3) But beyond subinfinite levels the three Absolutes are one, and thereby is infinity Deity-realized regardless of whether any other order of existence ever self-realizes consciousness of infinity.
56:9.9 (645.4) Her ne kadar diğer ebediyet, — bir ebedi sınırsızlık olarak — bir sınırsız ebediyet içinde içkin olan deneyimsel potansiyellerin bireysel gerçekleştirilişinin deneyimlenmesini gerektirebilse de; ebediyet içindeki deneyimsel düzey, sınırsızlığın deneyimsel birey bilinci anlamına gelmektedir. 56:9.9 (645.4) Existential status in eternity implies existential self-consciousness of infinity, even though another eternity may be required to experience self-realization of the experiential potentialities inherent in an infinity eternity—an eternal infinity.
56:9.10 (645.5) Ve Yaratıcı olan Tanrı, kâinat âlemlerinin tümü boyunca ussal yaratılmışlar ve ruhaniyet varlıklarının hepsi için İlahiyat ve gerçekliğin bütün dışavurumlarına ait kişisel kaynaktır. Kişilikler olarak, mevcut an içerisinde veya ebedi geleceğin ilerleyen evren deneyimleri içinde; Yedi Katmanlı Tanrı’ya erişimi gerçekleştirmiş olmanızdan, Yüce olan Tanrı’yı kavramış olmanızdan, Nihai olan Tanrı’yı bulmuş olmanızdan veya Mutlak olan Tanrı’nın kavramını algılamaya girişmiş olmanızdan bağımsız olarak, — evren kişiliklerinin tümünün Cennet Yaratıcısı niteliğinde — ebedi Tanrı’yı yeniden keşfetmiş bir biçimde, yeni deneyimsel düzeyler üzerinde sahip olduğunuz her serüvenin tamamlanmasında deneyimleyeceğiniz ebedi memnuniyeti keşfedeceksiniz. 56:9.10 (645.5) And God the Father is the personal source of all manifestations of Deity and reality to all intelligent creatures and spirit beings throughout all the universe of universes. As personalities, now or in the successive universe experiences of the eternal future, no matter if you achieve the attainment of God the Sevenfold, comprehend God the Supreme, find God the Ultimate, or attempt to grasp the concept of God the Absolute, you will discover to your eternal satisfaction that in the consummation of each adventure you have, on new experiential levels, rediscovered the eternal God—the Paradise Father of all universe personalities.
56:9.11 (645.6) Kâinatın Yaratıcısı — koşulsuz Gerçeklik niteliğinde — mutlak değerler ve anlamların nihayet-sonrası bütünlüğü içinde yüce ve hatta nihai bir biçimde deneyimlenmesi gereken, evren bütünlüğünün açıklamasıdır. 56:9.11 (645.6) The Universal Father is the explanation of universal unity as it must be supremely, even ultimately, realized in the postultimate unity of absolute values and meanings—unqualified Reality.
56:9.12 (645.7) Üstün Kuvvet Düzenleyicileri; enerjilerinin Kâinatın Yaratıcısı’nın Cennet çekimine karşılık veren bir hale gelmesi için, mekân üzerinde hareket eder ve onları harekete geçirir; ve bunun sonrasında, olası tüm kutsallık nitelikleri içerisinde Yaratıcı gibi olmak için Cennet Yaratıcısı’nın ruhaniyetini kendileri üzerine alan ve bunu takiben Yaratıcı’ya yükselen ussal yaratılmışların içinde evrimleştiği yerleşik evrenlere doğru çekime-karşılık veren bu kuvvetleri düzenleyen Yaratan Evlat’lar buraya gelmektedir. 56:9.12 (645.7) The Master Force Organizers go out into space and mobilize its energies to become gravity responsive to the Paradise pull of the Universal Father; and subsequently there come the Creator Sons, who organize these gravity-responding forces into inhabited universes and therein evolve intelligent creatures who receive unto themselves the spirit of the Paradise Father and subsequently ascend to the Father to become like him in all possible divinity attributes.
56:9.13 (645.8) Mekân boyunca Cennet yaratıcı kuvvetlerinin sürekli bir biçimde devam eden ve genişleyen ilerleyişi; Kâinatın Yaratıcısı’na ait çekim kapsamının sürekli bir biçimde genişleyen nüfuz alanına ek olarak, Tanrı’yı derin bir biçimde sevebilen, onun tarafından derin sevgiyle sevilebilen, ve böylelikle Tanrı’yı bilen hale gelerek Cennet’e erişmek ve Tanrı’yı bulmayı tercih edebilmek olarak onun gibi olmayı seçebilen ussal yaratılmışların çeşitli türlerine ait sonu olmayan çoğalımlarına işaret eden bir görüntüye sahiptir. 56:9.13 (645.8) The ceaseless and expanding march of the Paradise creative forces through space seems to presage the ever-extending domain of the gravity grasp of the Universal Father and the never-ending multiplication of varied types of intelligent creatures who are able to love God and be loved by him, and who, by thus becoming God-knowing, may choose to be like him, may elect to attain Paradise and find God.
56:9.14 (646.1) Kâinat âlemlerinin tümü hep birlikte bütünleşmiştir. Tanrı, güç ve kişilik bakımından tekdir. Orada, enerjinin tüm seviyeleri ve kişiliğin tüm fazlarının eş güdümü bulunmaktadır. Kavramsal ve gerçeklik bakımından felsefi ve deneyimsel olarak şeylerin ve varlıkların tümü, Cennet Yaratıcısı’nda merkezi olarak konumlanmaktadır. Tanrı her şey ve her şeyim içindedir; hiçbir şey veya varlık onun dışında var olamaz. 56:9.14 (646.1) The universe of universes is altogether unified. God is one in power and personality. There is co-ordination of all levels of energy and all phases of personality. Philosophically and experientially, in concept and in reality, all things and beings center in the Paradise Father. God is all and in all, and no things or beings exist without him.
10. Gerçeklik, Güzellik, İyilik ^top 10. Truth, Beauty, and Goodness ^top
56:10.1 (646.2) Işık ve yaşam içinde istikrara kavuşturulmuş dünyalar birinci aşamadan yedinci çağa doğru ilerlerken, onlar; Yaratan Evlat’ın hayranlığından başlayarak onun Cennet Yaratıcısı’na olan ibadete uzanan kapsam dâhilinde, Yedi Katmanlı Tanrı’nın gerçekliğinin farkındalığını birbirini takip eden bir biçimde kavramaktadırlar. Bu türden bir dünyanın devam eden yedinci aşaması boyunca sürekli bir biçimde gelişen faniler, Yüce olan Tanrı’nın bilgisi içinde yetişirler; bunun karşısında onlar, Nihai olan Tanrı’nın gelecekteki hizmetine dair gerçekliği bulanık bir kesinlikte algılarlar. 56:10.1 (646.2) As the worlds settled in life and light progress from the initial stage to the seventh epoch, they successively grasp for the realization of the reality of God the Sevenfold, ranging from the adoration of the Creator Son to the worship of his Paradise Father. Throughout the continuing seventh stage of such a world’s history the ever-progressing mortals grow in the knowledge of God the Supreme, while they vaguely discern the reality of the overshadowing ministry of God the Ultimate.
56:10.2 (646.3) Bu muhteşem çağ boyunca sürekli bir biçimde gelişen fanilerin başlıca gayesi, — gerçeklik, güzellik ve iyilik olarak — İlahiyat’ın kavranabilen etkenlerinin daha iyi ve daha bütüncül farkındalığına ulaşma arayışıdır. Bu arayış, insanın Tanrı’yı akıl, madde ve ruhaniyet içinde kavrama çabasını yansıtmaktadır. Ve fani bu arayışını sürdürürken, kendisini artan bir biçimde felsefe, kâinat bilimi ve kutsallığın deneyimsel çalışmasıyla içli dışlı hale gelmiş bir biçimde bulur. 56:10.2 (646.3) Throughout this glorious age the chief pursuit of the ever-advancing mortals is the quest for a better understanding and a fuller realization of the comprehensible elements of Deity—truth, beauty, and goodness. This represents man’s effort to discern God in mind, matter, and spirit. And as the mortal pursues this quest, he finds himself increasingly absorbed in the experiential study of philosophy, cosmology, and divinity.
56:10.3 (646.4) Siz felsefeyi bir şekilde algılamaktasınız; kutsallığı ibadet, toplumsal hizmet ve kişisel nitelikteki ruhsal deneyim içinde kavramaktasınız; ancak kâinat bilimi olarak güzelliğin arayışını hepiniz, çok sık bir biçimde insanın olgunlaşmamış sanatsal çabalarının çalışmalarıyla kısıtlamaktasınız. Sanat olarak güzellik büyük ölçüde zıtlıkların bütünleşmesi durumudur. Çeşitlilik, güzelliğin kavramı için hayati derecede önemlidir. Güzel sanatların doruk noktası olarak yüce güzellik, Yaratan ve yaratılmışın kâinatsal uç unsurlarına ait enginliğin bütünleşmesine dair olaylar dizisidir. Yaratılmışın Yaratan gibi kusursuz hale gelmesi olarak, insan’ın Tanrı’yı bulması ve Tanrı’nın insanı bulması kâinatsal sanatın doruk noktasına olan erişim niteliğinde yüce bir şekilde güzel olanın ulvi kazanımıdır. 56:10.3 (646.4) Philosophy you somewhat grasp, and divinity you comprehend in worship, social service, and personal spiritual experience, but the pursuit of beauty—cosmology—you all too often limit to the study of man’s crude artistic endeavors. Beauty, art, is largely a matter of the unification of contrasts. Variety is essential to the concept of beauty. The supreme beauty, the height of finite art, is the drama of the unification of the vastness of the cosmic extremes of Creator and creature. Man finding God and God finding man—the creature becoming perfect as is the Creator—that is the supernal achievement of the supremely beautiful, the attainment of the apex of cosmic art.
56:10.4 (646.5) Bu nedenle tanrı tanımamazlık olarak maddiyat, güzelliğin sınırlı nitelikteki en yüksek tezadı biçiminde çirkinliğin doruk noktasına çıkarılmasıdır. En yüksek güzellik, mevcudiyet-öncesi uyumlu gerçeklikten doğan çeşitliliğin bütünlüğüne ait toplu görünümden meydana gelmektedir. 56:10.4 (646.5) Hence materialism, atheism, is the maximation of ugliness, the climax of the finite antithesis of the beautiful. Highest beauty consists in the panorama of the unification of the variations which have been born of pre-existent harmonious reality.
56:10.5 (646.6) Düşünüşe ait kâinatsal düzeylerin erişimi şu nitelikleri kapsamaktadır: 56:10.5 (646.6) The attainment of cosmologic levels of thought includes:
56:10.6 (646.7) 1. Merak. Uyum için açlık ve güzelliğe duyulan susuzluk. Uyumlu kâinat ilişkilerin yeni düzeylerini keşfetmek için kararlı girişimler. 56:10.6 (646.7) 1. Curiosity. Hunger for harmony and thirst for beauty. Persistent attempts to discover new levels of harmonious cosmic relationships.
56:10.7 (646.8) 2. Estetiksel takdir. Güzelliğe karşı duyulan derin sevgiye ek olarak, gerçekliğin tüm düzeyleri üzerinde yaratıcı dışavurumların hepsinin sanatsal niteliğine dair sürekli gelişen beğeni. 56:10.7 (646.8) 2. Aesthetic appreciation. Love of the beautiful and ever-advancing appreciation of the artistic touch of all creative manifestations on all levels of reality.
56:10.8 (646.9) 3. Etiksel hassasiyet. Gerçekliğin farkındalığı boyunca güzelliğin takdiri, tüm varlıklar ile olan İlahiyat ilişkileri içinde kutsal iyiliğin tanınması üzerinde etkide bulunan koşullara dair ebedi durumun hissiyatına götürmektedir; ve böylece kâinat bilimi bile — Tanrı bilinci olarak — kutsal gerçeklik değerlerinin arayışıyla sonuçlanmaktadır. 56:10.8 (646.9) 3. Ethic sensitivity. Through the realization of truth the appreciation of beauty leads to the sense of the eternal fitness of those things which impinge upon the recognition of divine goodness in Deity relations with all beings; and thus even cosmology leads to the pursuit of divine reality values—to God-consciousness.
56:10.9 (646.10) Işık ve yaşam içinde istikrara kavuşturulan dünyalar gerçeklik, güzellik ve iyilik ile oldukça bütüncül bir biçimde ilgilidir; çünkü bu nitelik değerleri, zaman ve mekânın âlemleri ile İlahiyat’ın açığa çıkarılışını bütünleştirmektedir. Ebedi gerçekliğin anlamları, fani insanın ussal ve ruhsal doğaları için birleşik bir etkide bulunmaktadır. Evrensel güzellik, kâinatsal yaratımın uyumlu ilişkileri ve ahenkleri ile bütünleşmektedir; bu durum daha ayırt edilen bir biçimde ussal çekim niteliğinde olup, ve maddi evrenin bütünleşmiş ve uyumlu hale gelmiş kavrayışına götürmektedir. Kutsal iyilik, içinde algılanacak ve insan kavrayışının ruhsal düzeyinin bahse konu eşiğine yükseltilecek sınırlı aklın sınırsız değerlerinin açığa çıkarılışını yansıtmaktadır. 56:10.9 (646.10) The worlds settled in light and life are so fully concerned with the comprehension of truth, beauty, and goodness because these quality values embrace the revelation of Deity to the realms of time and space. The meanings of eternal truth make a combined appeal to the intellectual and spiritual natures of mortal man. Universal beauty embraces the harmonious relations and rhythms of the cosmic creation; this is more distinctly the intellectual appeal and leads towards unified and synchronous comprehension of the material universe. Divine goodness represents the revelation of infinite values to the finite mind, therein to be perceived and elevated to the very threshold of the spiritual level of human comprehension.
56:10.10 (647.1) Gerçeklik, dinin ussal oluşumunu sunan bir biçimde bilim ve felsefenin temelidir. Güzellik, insan deneyimin tümüne ait sanata, müziğe ve anlamlı ahenklere zemin hazırlamakta ve onların tümünü desteklemektedir. İyilik, — deneyimsel kusursuzluk-açlığı niteliğinde — etik değerlerin, ahlakın ve dinin algılanışıyla bütünleşir. 56:10.10 (647.1) Truth is the basis of science and philosophy, presenting the intellectual foundation of religion. Beauty sponsors art, music, and the meaningful rhythms of all human experience. Goodness embraces the sense of ethics, morality, and religion—experiential perfection-hunger.
56:10.11 (647.2) Güzelliğin mevcudiyeti, ilerleyici evrimin Yüce Aklın hâkimiyetine işaret etmesi gibi aynı kesinlikte takdir edici yaratıcı aklın varlığını gösterir. Güzellik, mevcudiyet-öncesi ve ebedi bir bütünlükten kaynaklanan her şeyin olgular bütünlüğünün gerçekliğine ait uçsuz bucaksız çeşitliğinin uyumlu zaman-mekân birleşimine dair ussal tanımadır. 56:10.11 (647.2) The existence of beauty implies the presence of appreciative creature mind just as certainly as the fact of progressive evolution indicates the dominance of the Supreme Mind. Beauty is the intellectual recognition of the harmonious time-space synthesis of the far-flung diversification of phenomenal reality, all of which stems from pre-existent and eternal oneness.
56:10.12 (647.3) İyilik, kutsal kusursuzluğun çeşitli düzeylerine ait göreceli değerlerin akli tanınmasıdır. İyiliğin tanınması, iyilik ve kötülüğü ayırt etme yetkinliğine sahip bir kişisel akıl biçiminde, ahlaki düzeyin bir aklı anlamına gelmektedir. Ancak büyüklük biçiminde iyiliğe sahip olma, gerçek kutsallık erişiminin bir ölçüsüdür. 56:10.12 (647.3) Goodness is the mental recognition of the relative values of the diverse levels of divine perfection. The recognition of goodness implies a mind of moral status, a personal mind with ability to discriminate between good and evil. But the possession of goodness, greatness, is the measure of real divinity attainment.
56:10.13 (647.4) Gerçek ilişkilerin tanınması, gerçek ve yanlışı ayırt etmeye yetkin bir akıl anlamına gelmektedir. Urantia’nın insan akıllarını meydana getiren Gerçekliğin bahşedilmiş Ruhaniyeti, — Tanrı doğrultusunda ebedi yükseliş içinde eş güdüm haline getirilirken her şeyin ve her varlığın yaşayan ruhaniyet ilişkileri olarak — hataya yer bırakmayan bir biçimde gerçekliğe karşılık vermektedir. 56:10.13 (647.4) The recognition of true relations implies a mind competent to discriminate between truth and error. The bestowal Spirit of Truth which invests the human minds of Urantia is unerringly responsive to truth—the living spirit relationship of all things and all beings as they are co-ordinated in the eternal ascent Godward.
56:10.14 (647.5) Her elektrona, her düşünceye veya her ruhaniyete ait her bir dürtü, evrenin bütünü içinde faaliyet halinde olan bir birimdir. Yalnızca günah tecrit altına alınmış olup, kötülük akli ve ruhsal düzeyler üzerinde çekime karşı gelmektedir. Evren bir bütündür; hiçbir şey veya varlık tecrit içinde var olamaz veya yaşayamaz. Bireyin kendisini gerçekleştirmesi eğer toplum karşıtı bir nitelikte bulunuyorsa potansiyel olarak kötülüğü beraberinde getirir. Kâinatsal toplumsallaşma, bireysel bütünleşmenin en yüksek türüdür. İsa şunu ifade etmiştir: “Sizlerin en büyük olanının herkesin hizmetkârı olmasına izin verin.” 56:10.14 (647.5) Every impulse of every electron, thought, or spirit is an acting unit in the whole universe. Only sin is isolated and evil gravity resisting on the mental and spiritual levels. The universe is a whole; no thing or being exists or lives in isolation. Self-realization is potentially evil if it is antisocial. It is literally true: “No man lives by himself.” Cosmic socialization constitutes the highest form of personality unification. Said Jesus: “He who would be greatest among you, let him become server of all.”
56:10.15 (647.6) İnsanın aklın, maddenin ve ruhaniyetin evrenine olan ussal yaklaşımı biçiminde — gerçeklik, güzellik, iyilik bile kutsal ve yüce olan bir nihai amacın bütünleşmiş tek bir kavramı haline gelmek zorundadır. Fani kişilik madde, akıl ve ruhaniyet ile insan deneyimini bütünleştirirken; aynı şekilde bu kutsal ve yüce nihai amaç, Yücelik içinde güç-ile-bütünleşen bunun sonrasında ise baba sevgisinin bir Tanrı’sı olarak kişilikleşen hale gelmektedir. 56:10.15 (647.6) Even truth, beauty, and goodness—man’s intellectual approach to the universe of mind, matter, and spirit—must be combined into one unified concept of a divine and supreme ideal. As mortal personality unifies the human experience with matter, mind, and spirit, so does this divine and supreme ideal become power-unified in Supremacy and then personalized as a God of fatherly love.
56:10.16 (647.7) Herhangi bir bütünlük için onu bir araya getiren bileşenlerin ilişkisine dair kavrayışın tümü, bütün ile bu bileşenlerin bütüncül ilişkisine dair bir anlayış derinliğini gerektirmektedir; ve evren içinde bu durum, Yaratıcı Bütünlük ile yaratılmış bileşenlerin ilişkisi anlamına gelmektedir. İlahiyat böylelikle, evrensel ve ebedi erişimin amacı niteliğinde hatta sınırsız bile olarak aşkın hale gelmektedir. 56:10.16 (647.7) All insight into the relations of the parts to any given whole requires an understanding grasp of the relation of all parts to that whole; and in the universe this means the relation of created parts to the Creative Whole. Deity thus becomes the transcendental, even the infinite, goal of universal and eternal attainment.
56:10.17 (647.8) Evrensel güzellik, maddi yaratım içerisinde Cennet Adası’nın yansımasının tanınmasıdır; bunun karşısında ebedi gerçeklik ise, kendilerini fani ırklara bahşetmekle kalmayan aynı zamanda sahip oldukları Gerçekliğin Ruhaniyeti’ni insan toplulukların tümüne bile aktaran Cennet Evlatları’nın özel hizmetidir. Kutsal iyilik, Sınırsız Ruhaniyet’in çok katmanlı kişiliklerine ait sevgi dolu hizmet içinde daha bütüncül bir biçimde gösterilmiştir. Ancak bu üç niteliğin toplamı olarak derin sevgi, kendisine ait ruhaniyet Yaratıcısı olarak insanın Tanrı’nın algısıdır. 56:10.17 (647.8) Universal beauty is the recognition of the reflection of the Isle of Paradise in the material creation, while eternal truth is the special ministry of the Paradise Sons who not only bestow themselves upon the mortal races but even pour out their Spirit of Truth upon all peoples. Divine goodness is more fully shown forth in the loving ministry of the manifold personalities of the Infinite Spirit. But love, the sum total of these three qualities, is man’s perception of God as his spirit Father.
56:10.18 (648.1) Fiziksel madde, mutlak İlahiyatlar’ın Cennet enerji-ışıltısına ait zaman-mekân gölgesidir. Gerçek anlamlar, — yüce kavramların zaman-mekân kavrayışı olarak — İlahiyat’ın ebedi sözünün fani-us sonuçlarıdır. Kutsallığın iyilik değerleri, evrimsel âlemlerin sınırlı zaman-mekân yaratılmışları için Evrensel, Ebedi ve Sınırsızlık’ın ruhaniyet kişiliklerine ait bağışlayıcı hizmetlerdir. 56:10.18 (648.1) Physical matter is the time-space shadow of the Paradise energy-shining of the absolute Deities. Truth meanings are the mortal-intellect repercussions of the eternal word of Deity—the time-space comprehension of supreme concepts. The goodness values of divinity are the merciful ministries of the spirit personalities of the Universal, the Eternal, and the Infinite to the time-space finite creatures of the evolutionary spheres.
56:10.19 (648.2) Kutsallığın bu anlamlı kişilik değerleri; kutsal derin sevgi olarak, her kişisel yaratılmış ile Yaratıcı’nın ilişkisi içinde bir araya gelmektedir. Onlar, Evlat ve onun Evlatları içinde kutsal bağışlama olarak eş güdümsel hale gelmiştir. Onlar niteliklerini, zamanın evlatları için sevgi dolu bağışlamanın temsili biçiminde kutsal hizmet olarak Ruhaniyet ve kendi ruhaniyet evlatları vasıtasıyla dışa vururlar. Bu üç kutsallık başlıca olarak güç-kişilik birleşimi niteliğinde Yüce Varlık tarafından dışa vurulur. Onlar, yedi yükseliş seviyesi üzerinde kutsal anlamlar ve değerlerin yedi farklı birlikteliği içinde Yedi Katmanlı Tanrı tarafından çeşitli biçimlerde gösterilmiştir. 56:10.19 (648.2) These meaningful reality values of divinity are blended in the Father’s relation with each personal creature as divine love. They are co-ordinated in the Son and his Sons as divine mercy. They manifest their qualities through the Spirit and his spirit children as divine ministry, the portrayal of loving mercy to the children of time. These three divinities are primarily manifested by the Supreme Being as power-personality synthesis. They are variously shown forth by God the Sevenfold in seven differing associations of divine meanings and values on seven ascending levels.
56:10.20 (648.3) Sınırlı insan için gerçeklik, güzellik ve iyilik kutsallık gerçekliğinin bütüncül açığa çıkarılışı ile bütünleşmektedir. İlahiyat’ın bu derin sevgi kavrayışı ruhsal dışavurumunu Tanrı’yı tanıyan fanilerin yaşamında bulur. Orada; ussal barış, toplumsal ilerleyiş, ahlaki tatmin, ruhsal neşe ve kâinatsal bilgelik biçiminde kutsallığın meyveleri yetişmektedir. Işık ve yaşamın yedinci aşamasında bulunan bir dünya üzerindeki gelişmiş faniler, evren içinde derin sevginin en büyük şey olduğunu öğrendiler — ve onlar Tanrı’nın derin sevgi olduğunu bilmektedirler. 56:10.20 (648.3) To finite man truth, beauty, and goodness embrace the full revelation of divinity reality. As this love-comprehension of Deity finds spiritual expression in the lives of God-knowing mortals, there are yielded the fruits of divinity: intellectual peace, social progress, moral satisfaction, spiritual joy, and cosmic wisdom. The advanced mortals on a world in the seventh stage of light and life have learned that love is the greatest thing in the universe—and they know that God is love.
56:10.21 (648.4) Derin sevgi başkalarına iyilik yapma arzusudur. 56:10.21 (648.4) Love is the desire to do good to others.
56:10.22 (648.5) [Nebadon Açığa Çıkarım Birliği’nin talebi üzerine, ve Urantia’nın vekil Gezegensel Prens’i olan belirli bir Melçizedek ile iş birliği içerisinde, Urantia üzerinde ziyarette bulunun bir Kudretli İletici tarafından sunulmuştur.] 56:10.22 (648.5) [Presented by a Mighty Messenger visiting on Urantia, by request of the Nebadon Revelatory Corps and in collaboration with a certain Melchizedek, the vicegerent Planetary Prince of Urantia.]
* * * * * * * * * *
56:10.23 (648.6) Evrensel Bütünlük üzerine bu makale; on iki unsurdan oluşan ve Mantutia Melçizedek’in yönlendirmesi altında hareket eden Nebadon kişiliklerinin bir heyeti tarafından bir topluluk olarak desteklenen biçimde, çeşitli yazarlar tarafından oluşturulmuş bir sunumlar dizisinin yirmi beşinci anlatımıdır. Biz; Urantia zamanının 1934 yılında üst unsurlarımız tarafından resmi olarak onaylanan bir işleyiş biçimi vasıtasıyla, bu anlatımları kâğıda döküp İngilizce dilinde yazıya geçirdik. 56:10.23 (648.6) This paper on Universal Unity is the twenty-fifth of a series of presentations by various authors, having been sponsored as a group by a commission of Nebadon personalities numbering twelve and acting under the direction of Mantutia Melchizedek. We indited these narratives and put them in the English language, by a technique authorized by our superiors, in the year 1934 of Urantia time.