60. Makale Paper 60
Öncül Kara-Yaşam Dönemi Sürecinde Urantia Urantia During the Early Land-Life Era
60:0.1 (685.1) AYRICALIKLI deniz yaşamının dönemi sona ermiştir. Karanın yükselişi, kabuğun soğumasına ek olarak okyanusların su sıcaklığının düşmesi, deniz çekilmesi ve bunun sonucunda onun derinleşmesi ve kuzey enlemler içinde kara seviyesindeki büyük bir artış hep birlikte, ekvator bölgesinden oldukça uzak bir konumda yerleşmiş bölgelerin tümünde dünya ikliminin ciddi ölçüde değişmesine sebebiyet vermiştir. 60:0.1 (685.1) THE era of exclusive marine life has ended. Land elevation, cooling crust and cooling oceans, sea restriction and consequent deepening, together with a great increase of land in northern latitudes, all conspired greatly to change the world’s climate in all regions far removed from the equatorial zone.
60:0.2 (685.2) Bir önceki çağın son dönemleri, gerçek anlamıyla kurbağaların devriydi; ancak kara omurgalıların bu ataları, büyük ölçüde azalan miktarlarda hayatta kalan bir düzeyde artık hâkimiyet halinde bulunmamaktadır. Oldukça az tür, biyolojik sıkıntının bir önceki dönemine ait çetin sınavlardan geçip hayatta kalmıştır. Spor taşıyan bitkiler bile bu aşamada, neredeyse nesilleri tükenmiş bir konumda bulunmaktaydı. 60:0.2 (685.2) The closing epochs of the preceding era were indeed the age of frogs, but these ancestors of the land vertebrates were no longer dominant, having survived in greatly reduced numbers. Very few types outlived the rigorous trials of the preceding period of biologic tribulation. Even the spore-bearing plants were nearly extinct.
1. Öncül Sürüngen Çağı ^top 1. The Early Reptilian Age ^top
60:1.1 (685.3) Bu sürecin aşınma birikintileri büyük ölçüde yığıntılar, şistler ve kumtaşlarıydı. Amerika ve Avrupa üzerindeki tortullaşmalar içindeki kalsiyum sülfat ve kırmızı tabakaları, bu kıtların ikliminin kurak olduğuna işaret etmektedir Bu kurak bölgeler, çevreleyen yükseltiler üzerindeki şiddetli ve dönemsel yağmurlar sebebiyle meydana gelen büyük toprak kaymalarına maruz kalmıştı. 60:1.1 (685.3) The erosion deposits of this period were mostly conglomerates, shale, and sandstone. The gypsum and red layers throughout these sedimentations over both America and Europe indicate that the climate of these continents was arid. These arid districts were subjected to great erosion from the violent and periodic cloudbursts on the surrounding highlands.
60:1.2 (685.4) Bu tabakalar içinde çok az fosil bulunmaktadır; ancak kara sürüngenlerinin sayısız kumtaş izi bu fosillerde gözlenebilir. Birçok bölge içinde bu sürece ait bin fitlik kırmızı kumtaşı hiçbir fosil taşımamaktadır. Kara hayvanlarının yaşamı yalnızca Afrika’nın belirli kısımlarında devam eden bir niteliğe sahipti. 60:1.2 (685.4) Few fossils are to be found in these layers, but numerous sandstone footprints of the land reptiles may be observed. In many regions the one thousand feet of red sandstone deposit of this period contains no fossils. The life of land animals was continuous only in certain parts of Africa.
60:1.3 (685.5) Bu birikintiler, Büyük Okyanus sahili üzerinde 18.000 fite bile ulaşabilen ölçüde, 3.000 ila 10.000 fit arasında değişen kalınlığa sahiptir. Lav daha sonra bu tabakaların birçoğu arasına girmiştir. Hudson Nehri’nin Palisades bölgesi, bu Triyasik tabakalar arasına volkanik karataşının girmesiyle oluşmuştur. Volkanik faaliyet dünyanın farklı bölgelerinde geniş bir ölçüde gerçekleşmekteydi. 60:1.3 (685.5) These deposits vary in thickness from 3,000 to 10,000 feet, even being 18,000 on the Pacific coast. Lava was later forced in between many of these layers. The Palisades of the Hudson River were formed by the extrusion of basalt lava between these Triassic strata. Volcanic action was extensive in different parts of the world.
60:1.4 (685.6) Özellikle Almanya ve Rusya olmak üzere Avrupa üzerinde, bu dönemin birikintileri bulunabilir. İngiltere içinde Yeni Kırmızı Kumtaşı bu döneme aittir. Kireçtaşı; bir deniz baskınının sonucu olarak güney Alpler’de tortullaşmış olup, mevcut an içerisinde bu bölgelerin kendine özgü dolomit kireçtaşı duvarları, zirveleri ve sütunlarında görülebilir. Bu tabaka, Afrika ve Avustralya’nın tümü üzerinde bulunabilir. Carrara mermeri bu türden değişikliğe uğramış kireç taşından kökenini almaktadır. Bu sürece ait hiçbir şey, su altında kalan ve bu nedenle yalnızca önceki ve sonraki çağların arasındaki aralıksız bir su ve deniz birikimini yansıtan Güney Amerika’nın güney bölgelerinde bulunamayacaktır. 60:1.4 (685.6) Over Europe, especially Germany and Russia, may be found deposits of this period. In England the New Red Sandstone belongs to this epoch. Limestone was laid down in the southern Alps as the result of a sea invasion and may now be seen as the peculiar dolomite limestone walls, peaks, and pillars of those regions. This layer is to be found all over Africa and Australia. The Carrara marble comes from such modified limestone. Nothing of this period will be found in the southern regions of South America as that part of the continent remained down and hence presents only a water or marine deposit continuous with the preceding and succeeding epochs.
60:1.5 (686.1) 150.000.000 yıl önce, dünya tarihinin öncül kara-yaşam çağı başlamıştır. Yaşam, genel olarak, yeterli ölçüde kendisini idame ettirmedi; ancak yaşam, deniz-yaşam döneminin çetin ve amansız sonundan daha iyi bir konumda bulunmaktaydı. 60:1.5 (686.1) 150,000,000 years ago the early land-life periods of the world’s history began. Life, in general, did not fare well but did better than at the strenuous and hostile close of the marine-life era.
60:1.6 (686.2) Bu çağ açıldığında Kuzey Amerika’nın doğu ve merkezi kısımları, Güney Amerika’nın kuzey kısmı, Avrupa’nın büyük bir bölümü ve Asya’nın tamamı deniz seviyesinin çok üstündeydi. Kuzey Amerika ilk kez coğrafi açıdan bağımsız bir konuma gelmiştir; ancak yakın bir zaman içinde kıtayı Asya’ya bağlayan Bering Boğazı kara köprüsü tekrar ortaya çıkmaya başlamıştır. 60:1.6 (686.2) As this era opens, the eastern and central parts of North America, the northern half of South America, most of Europe, and all of Asia are well above water. North America for the first time is geographically isolated, but not for long as the Bering Strait land bridge soon again emerges, connecting the continent with Asia.
60:1.7 (686.3) Atlas ve Büyük Okyanus’a paralel geniş dağ boğazları Kuzey Amerika içinde oluşmuştur. Bir tarafının nihai olarak iki mil yerin altına doğru çöktüğü büyük doğu Connecticut fayı ortaya çıkmıştır. Bu Kuzey Amerika boğazlarının çoğu daha sonra, aynı zamanda birçoğunun dağ bölgelerinin tatlı ve tuzlu su göllerinin havzaları da olduğu, aşınma birikintileri ile dolmuştur. Bu süreci takiben bu doldurulmuş kaya çöküntüleri, toprak altında oluşan lav akıntıları tarafından büyük ölçüde yükselmiştir. Birçok bölgenin taşlaşmış ormanları bu çağa aittir. 60:1.7 (686.3) Great troughs developed in North America, paralleling the Atlantic and Pacific coasts. The great eastern-Connecticut fault appeared, one side eventually sinking two miles. Many of these North American troughs were later filled with erosion deposits, as also were many of the basins of the fresh- and salt-water lakes of the mountain regions. Later on, these filled land depressions were greatly elevated by lava flows which occurred underground. The petrified forests of many regions belong to this epoch.
60:1.8 (686.4) Kıtasal batışlar boyunca genel olarak su üstünde bulunan Büyük Okyanus sahili, Kaliforniya’nın güney kısmı haricinde ve şu anki Büyük Okyanus sınırları içinde barınan geniş bir ada dışında sular altında kalmıştır. Bu tarihi Kaliforniya denizi deniz yaşamı bakımından zengin olup, orta batı bölgesinin eski deniz havzayı ile birleşmek için doğuya doğru genişlemiştir. 60:1.8 (686.4) The Pacific coast, usually above water during the continental submergences, went down excepting the southern part of California and a large island which then existed in what is now the Pacific Ocean. This ancient California sea was rich in marine life and extended eastward to connect with the old sea basin of the midwestern region.
60:1.9 (686.5) 140.000.000 yıl önce ansızın ve bir önceki dönem boyunca Afrika’da gelişen iki sürüngen atasının kökeni ile sürüngenler, uçsuz bucaksız tür içinde ortaya çıkmıştır. Onlar hızlı bir biçimde gelişmiş, yakın zaman içinde büyük sürüngenler şeklinde timsahlara ve nihai olarak deniz yılanları ve uçan sürüngenlere evirilmişlerdir. Onların geçiş ataları hızlı bir biçimde ortadan kaybolmuştur. 60:1.9 (686.5) 140,000,000 years ago, suddenly and with only the hint of the two prereptilian ancestors that developed in Africa during the preceding epoch, the reptiles appeared in full-fledged form. They developed rapidly, soon yielding crocodiles, scaled reptiles, and eventually both sea serpents and flying reptiles. Their transition ancestors speedily disappeared.
60:1.10 (686.6) Bu hızla evirilen sürüngensi dinozorlar yakın bir zaman içerisinde bu çağın hâkimleri haline gelmiştir. Onlar; yumurta ile çoğalan canlılar olup, daha sonra kırk tona kadar varacak olan beden kütlelerini düzenleyen bir paunttan daha az beyne sahip olarak küçük beyinleri ile diğer canlılardan ayırt edilen bir niteliğe sahip olmuşlardır. Ancak öncül sürüngenler daha küçük, etçil ve kanguru gibi arka ayakları üzerinde yürüyen canlılardı; ve onların fosil izlerinin birçoğu, büyük kuşların bazı türleri ile karıştırılmaktadır. Bu sürecin sonrasında otobur dinozorlar evirilmiştir. Onlar; dört ayağının üstünde yürümüş olup, bu topluluğun bir ayağı koruyucu zırh geliştirmiştir. 60:1.10 (686.6) These rapidly evolving reptilian dinosaurs soon became the monarchs of this age. They were egg layers and are distinguished from all animals by their small brains, having brains weighing less than one pound to control bodies later weighing as much as forty tons. But earlier reptiles were smaller, carnivorous, and walked kangaroolike on their hind legs. They had hollow avian bones and subsequently developed only three toes on their hind feet, and many of their fossil footprints have been mistaken for those of giant birds. Later on, the herbivorous dinosaurs evolved. They walked on all fours, and one branch of this group developed a protective armor.
60:1.11 (686.7) Birkaç milyon yıl sonra ilk memeliler ortaya çıkmıştır. Onlar karınbağı-olmayan bir niteliğe sahip canlılar olup, çok geçmeden başarısız unsurlar oldukları açığa çıkmıştır; onların hiçbiri hayatta kalamamıştır. Bu oluşum, memeli türlerini geliştirmek için deneyimsel bir çabaydı; ancak Urantia üzerinde bu çaba başarı ile sonuçlanmadı. 60:1.11 (686.7) Several million years later the first mammals appeared. They were nonplacental and proved a speedy failure; none survived. This was an experimental effort to improve mammalian types, but it did not succeed on Urantia.
60:1.12 (686.8) Bu sürecin deniz yaşamı yetersiz bir seviyede bulunmaktaydı, ancak sığ sularda tekrar geniş sahil şeritleri yaratan yeni deniz baskını ile birlikte hızlı bir biçimde gelişmişti. Avrupa ve Asya etrafında daha sığ suların var olması nedeniyle en zengin fosil yatakları bu kıtaların etrafında bulunmaktadır. Mevcut an içerisinde eğer siz bu çağın yaşamını inceleyecek olursanız; Himalayalar, Sibirya, Akdeniz bölgelerine ek olarak Hindistan ve güney Büyük Okyanus havzasına dikkatlice bakınız. Deniz yaşamının temel bir özelliği, dünyanın tümü üzerinde bulunabilen fosil kalıntılarına sahip ilgi çekici ammonit kabuklularının mevcudiyetiydi. 60:1.12 (686.8) The marine life of this period was meager but improved rapidly with the new invasion of the sea, which again produced extensive coast lines of shallow waters. Since there was more shallow water around Europe and Asia, the richest fossil beds are to be found about these continents. Today, if you would study the life of this age, examine the Himalayan, Siberian, and Mediterranean regions, as well as India and the islands of the southern Pacific basin. A prominent feature of the marine life was the presence of hosts of the beautiful ammonites, whose fossil remains are found all over the world.
60:1.13 (686.9) 130.000.000 yıl önce denizler çok az bir değişikliğe uğramıştır. Sibirya ve Kuzey Amerika, Bering Boğazı kara köprüsü ile bağlantılı bir halde bulunmaktaydı. Zengin ve benzersiz deniz yaşamı, binden fazla ammonit canlısının kafadanbacaklıların daha yüksek türlerinden geliştiği yer olan Kaliforniya Büyük Okyanus sahili üzerinde ortaya çıkmıştır. Bu dönemin yaşam değişiklikleri, her ne kadar geçici bir nitelikte bulunmuş ve kademeli bir biçimde gerçekleşmiş olsa da, gerçek anlamıyla devrimseldi. 60:1.13 (686.9) 130,000,000 years ago the seas had changed very little. Siberia and North America were connected by the Bering Strait land bridge. A rich and unique marine life appeared on the Californian Pacific coast, where over one thousand species of ammonites developed from the higher types of cephalopods. The life changes of this period were indeed revolutionary notwithstanding that they were transitional and gradual.
60:1.14 (687.1) Bu devre; yirmi beş yılı aşkın bir süreci kaplamış olup, Triyasik devri olarak bilinmektedir. 60:1.14 (687.1) This period extended over twenty-five million years and is known as the Triassic.
2. İleriki Sürüngen Çağı ^top 2. The Later Reptilian Age ^top
60:2.1 (687.2) 120.000.000 yıl önce, sürüngen çağının yeni bir fazı başlamıştır. Bu dönemin büyük gelişimi, dinozorların evrimi ve onların sayılarının azalması olmuştur. Kara-hayvan yaşamı; sahip olduğu türlerin büyüklüğü bakımından en büyük gelişim düzeyine ulaşmış olup, bu çağın sonuyla beraber dünya yüzeyinden neredeyse tamamen yok olmuştur. Dinozorlar; iki fitten az türlerindeki bir uzunluktan başlayarak, yaşayan herhangi bir canlı ile kütle bazında o zamandan bu yana karşılaştırılamayacak düzeyde yirmi beş fit yüksekliğindeki dev etçil olmayan dinozorlara kadar uzanan, değişken büyüklüklerin tümü içerisinde evrimleşmiştir. 60:2.1 (687.2) 120,000,000 years ago a new phase of the reptilian age began. The great event of this period was the evolution and decline of the dinosaurs. Land-animal life reached its greatest development, in point of size, and had virtually perished from the face of the earth by the end of this age. The dinosaurs evolved in all sizes from a species less than two feet long up to the huge noncarnivorous dinosaurs, seventy-five feet long, that have never since been equaled in bulk by any living creature.
60:2.2 (687.3) Dinozorların en büyüğü, Kuzey Amerika’nın batı kesimlerinde ortaya çıkmıştır. Bu korkunç büyüklükteki sürüngenler Kayalık Dağ bölgeleri boyunca Kuzey Amerika’nın Atlas Okyanus sahilinin tümüyle beraber batı Avrupa, Güney Afrika ve Hindistan üzerinde toprağa gömülmüştür; bu kalıntılara Avustralya’da rastlanmamaktadır. 60:2.2 (687.3) The largest of the dinosaurs originated in western North America. These monstrous reptiles are buried throughout the Rocky Mountain regions, along the whole of the Atlantic coast of North America, over western Europe, South Africa, and India, but not in Australia.
60:2.3 (687.4) Bu devasa canlılar, gittikçe büyürken daha az hareketli ve güçlü hale geldiler; ancak beslenmeleri için olağanüstü miktarlardaki yiyeceğe ihtiyaç duydukları ve kara onların bu ihtiyaçları karşısında büyük kıtlığa düştüğü için, —bu durumla başa çıkabilecek akla sahip olmadıklarından dolayı — gerçek anlamıyla açlıktan ölmüş ve böylece nesilleri tükenmiştir. 60:2.3 (687.4) These massive creatures became less active and strong as they grew larger and larger; but they required such an enormous amount of food and the land was so overrun by them that they literally starved to death and became extinct—they lacked the intelligence to cope with the situation.
60:2.4 (687.5) Uzun bir süreden beri su seviyesinin üstünde bulunan Kuzey Amerika’nın doğu kesimlerinin çoğu bu zaman zarfında, sahilinin bugünkü konumundan birkaç yüz metre daha ileri doğru genişlemesine sebebiyet verecek ölçüde Atlas Okyanusu seviyesine inmiş ve onun suları altında kalmıştır. Bu kıtanın batı kesimi hala su seviyesinin üstünde bulunmaktaydı; ancak bu bölgeler bile daha sonra, Dakota Kara Tepeler bölgesine doğru doğu yönlü genişleyen kuzey denizi ve Büyük Okyanus’un ikisi tarafından da istilaya uğramıştır. 60:2.4 (687.5) By this time most of the eastern part of North America, which had long been elevated, had been leveled down and washed into the Atlantic Ocean so that the coast extended several hundred miles farther out than now. The western part of the continent was still up, but even these regions were later invaded by both the northern sea and the Pacific, which extended eastward to the Dakota Black Hills region.
60:2.5 (687.6) Bu dönem; Colorado, Montana ve Wyoming’in Morrison yatakları olarak adlandırılan yerleşkesine ait zengin tatlı su fosillerini tarafından gösterildiği gibi, birçok iç göller tarafından simgelenen bir tatlı su çağıdır. Tatlı ve tuzlu suyun birleştiği bu birikimlerin kalınlığı 2.000 ila 5.000 fit arasında değişiklik göstermektedir; ancak çok az kireçtaşı bu tabakalar arasında mevcut bulunmaktadır. 60:2.5 (687.6) This was a fresh-water age characterized by many inland lakes, as is shown by the abundant fresh-water fossils of the so-called Morrison beds of Colorado, Montana, and Wyoming. The thickness of these combined salt- and fresh-water deposits varies from 2,000 to 5,000 feet; but very little limestone is present in these layers.
60:2.6 (687.7) Kuzey Amerika’yı bütünüyle kaplayan bir biçimde genişleyen kutup denizi yakın bir zaman zarfında ortaya çıkacak olan And Dağları dışında, benzer bir biçimde Güney Amerika’nın tümünü sular altında bırakmıştır. Çin ve Rusya’nın büyük bir kısmı su baskınına uğramıştır; ancak bu en büyük hacimli su istilası Avrupa içinde gerçekleşmiştir. Bu kara batışı boyunca; eski böceklerin en narin kanatlarının resmedildiği örneğindeki fosillerin tıpkı dün gibi tabakalarda korunduğu biçimiyle, güney Almanya’nın ilgi çekici taşbaskı kayası tortullaşmıştır. 60:2.6 (687.7) The same polar sea that extended so far down over North America likewise covered all of South America except the soon appearing Andes Mountains. Most of China and Russia was inundated, but the water invasion was greatest in Europe. It was during this submergence that the beautiful lithographic stone of southern Germany was laid down, those strata in which fossils, such as the most delicate wings of olden insects, are preserved as of but yesterday.
60:2.7 (687.8) Bu çağın bitki örtüsü, bir önceki döneme oldukça benzer bir halde bulunmaktaydı. Eğrelti otları var olmaya devam ederken, kozalak ve çam ağaçları günümüzdeki çeşitliliklerine gittikçe daha yakın bir hale geldiler. Bazı kömür oluşumları, kuzey Akdeniz sahilleri boyunca gerçekleşmeye devam etmekteydi. 60:2.7 (687.8) The flora of this age was much like that of the preceding. Ferns persisted, while conifers and pines became more and more like the present-day varieties. Some coal was still being formed along the northern Mediterranean shores.
60:2.8 (687.9) Denizlerin geri dönüşleri havayı geliştirmişti. Mercanlar, iklimin hala ılıman ve dengeli olduğunu doğrular bir biçimde, Avrupa sularına yayılmıştır; ancak onlar, yavaş bir şekilde soğuyan kutup denizlerinde bir daha ortaya çıkmadılar. Bu süreçlerin deniz yaşamı, özellikle Avrupa sularında, büyük bir ölçüde iyileşme ve gelişme göstermiştir. Mercanlar ve denizlaleleri, bu zamana kadar gözlenen nüfuslarından daha fazla miktarlarda geçici olarak ortaya çıkmaya başlamıştır; ancak ammonitler, her ne kadar bir türleri sekiz fit çapına erişmiş olsa da, üç ila dört fit arasında değişen ortalama genişliklere sahip bir biçimde okyanusların omurgasız yaşamının hâkimi olmuşlardır. Süngerler her yerde bulunmaktaydı, buna ek olarak mürekkep balıkları ve istiridyeler evirilmeye devam etmiştir. 60:2.8 (687.9) The return of the seas improved the weather. Corals spread to European waters, testifying that the climate was still mild and even, but they never again appeared in the slowly cooling polar seas. The marine life of these times improved and developed greatly, especially in European waters. Both corals and crinoids temporarily appeared in larger numbers than heretofore, but the ammonites dominated the invertebrate life of the oceans, their average size ranging from three to four inches, though one species attained a diameter of eight feet. Sponges were everywhere, and both cuttlefish and oysters continued to evolve.
60:2.9 (688.1) 110.000.000 yıl önce deniz yaşamının içkin olanakları kendisini açığa çıkarmaya devam etmekteydi. Denizkestanesi, bu çağın olağanüstü başkalaşımlarından biridir. Yengeçler, ıstakozlar ve deniz kabukluların bugünkü türleri olgunlaşmıştır. Bir mersin balık türünün ilk kez ortaya çıkışı biçiminde balık ailesinde gözle görülür değişiklikler meydana gelmiştir; ancak kara sürüngenlerinden türemiş olan yırtıcı deniz yılanları denizlerin tümünü hala istila etmekteydi, ve onlar balık ailesinin tümünün ortadan kalma tehlikesini yaratmıştı. 60:2.9 (688.1) 110,000,000 years ago the potentials of marine life were continuing to unfold. The sea urchin was one of the outstanding mutations of this epoch. Crabs, lobsters, and the modern types of crustaceans matured. Marked changes occurred in the fish family, a sturgeon type first appearing, but the ferocious sea serpents, descended from the land reptiles, still infested all the seas, and they threatened the destruction of the entire fish family.
60:2.10 (688.2) Bu süreç başlıca dinozorların çağı olmaya devam etti. Onlar karayı o kadar kıtlık haline düşürmüşlerdi ki; iki tür deniz istilasının bir önceki dönemi boyunca besin için suya uyum sağlamıştır. Bazı yeni türler gelişirken, topluluğun bazı unsurları istikrarlı bir konumda kalmaya, diğerleri ise daha önceden geldikleri düzeye gerilemektedirler. Ve bu son durum, karayı terk eden sürüngenlerin bu iki türünün deneyimlediği değişimdir. 60:2.10 (688.2) This continued to be, pre-eminently, the age of the dinosaurs. They so overran the land that two species had taken to the water for sustenance during the preceding period of sea encroachment. These sea serpents represent a backward step in evolution. While some new species are progressing, certain strains remain stationary and others gravitate backward, reverting to a former state. And this is what happened when these two types of reptiles forsook the land.
60:2.11 (688.3) Zaman geçtikçe deniz yılanları; oldukça hantal hale gelecekleri seviyeye kadar büyümüşlerdir, ve devasa bedenlerini korumak için yeterli akla sahip olmamalarından dolayı nihai olarak ortadan yok olmuşlardır. Her ne kadar bu devasa ichthyosaurslar, büyük bir çoğunluğunun genişlik bakımından otuz beş fitin üstünde olduğu bir büyüklükte, zaman zaman elli fit uzunluğuna kadar büyüse de, beyinleri iki onsdan daha hafif gelmekteydi. Deniz timsah aileleri benzer bir biçimde, sürüngenlerin kara türünden olan bir başa doğru eviriliş gelişimiydi; ancak deniz yılanlarının aksine bu hayvanlar yumurtalarını bırakmak için her zaman karaya dönmüşlerdir. 60:2.11 (688.3) As time passed, the sea serpents grew to such size that they became very sluggish and eventually perished because they did not have brains large enough to afford protection for their immense bodies. Their brains weighed less than two ounces notwithstanding the fact that these huge ichthyosaurs sometimes grew to be fifty feet long, the majority being over thirty-five feet in length. The marine crocodilians were also a reversion from the land type of reptile, but unlike the sea serpents, these animals always returned to the land to lay their eggs.
60:2.12 (688.4) Yaşamlarını sürdürebilmek için dinozorların iki türünün nafile bir çaba içerisinde suya doğru göçünden yakın bir zaman sonra, dinozorların diğer iki türü; kara üzerindeki çetin yaşam rekabeti nedeniyle havaya yönelmiştir. Ancak bu uçan pterosaurlar, sonraki çağların gerçek kuş ataları değillerdi. Onlar, içi boş kemiğe sahip olan sekerek ilerleyen dinozorlardan evirilmişti; ve onların kanatları, yirmi ila yirmi beş fitlik bir kanat açıklığı ile yarasa oluşumuna benzemekteydi. Bu eski uçan sürüngenler; on fit uzunluğuna kadar büyümüş olup, bugünkü yılanların sahip oldukları gibi ayrılabilen çenelere sahiptiler. Bir süreliğine bu uçan sürüngenler başarılı bir görünüm sergilediler; ancak onlar, hava canlıları olarak varlıklarını devam ettirmeye yetkin hala getirecek süreci yakalayamadılar. Onlar, kuş soyunun varlığını devam ettirmeyen kolunu temsil etmektedirler. 60:2.12 (688.4) Soon after two species of dinosaurs migrated to the water in a futile attempt at self-preservation, two other types were driven to the air by the bitter competition of life on land. But these flying pterosaurs were not the ancestors of the true birds of subsequent ages. They evolved from the hollow-boned leaping dinosaurs, and their wings were of batlike formation with a spread of twenty to twenty-five feet. These ancient flying reptiles grew to be ten feet long, and they had separable jaws much like those of modern snakes. For a time these flying reptiles appeared to be a success, but they failed to evolve along lines which would enable them to survive as air navigators. They represent the nonsurviving strains of bird ancestry.
60:2.13 (688.5) Bu süreç içerisinde kaplumbağaların sayıları, ilk olarak Kuzey Amerika’da ortaya çıkan bir biçimde, artmaya devam etmiştir. Onların ataları Asya’dan kuzey kara köprüsü vasıtasıyla gelmiştir. 60:2.13 (688.5) Turtles increased during this period, first appearing in North America. Their ancestors came over from Asia by way of the northern land bridge.
60:2.14 (688.6) Yüz milyon yıl önce sürüngen çağı sona gelmekteydi. Devasa kütlelerinin tümü bakımından dinozorlar her şeye sahip ama, bu türden devasa bedenleri beslemek için yeterli besini sağlayacak usu taşımayan bir biçimde, akılsız varlıklardı. Ve böylece bu hantal sürüngenler sürekli artan sayılarda ortadan yol olmuşlardır. Bu nedenle evrim, fiziksel kütleyi değil beynin gelişimini takip edecek; ve beyinlerin gelişimi, hayvan evrimi ve gezegensel ilerleyişin her bir sonraki çağını simgeleyecektir. 60:2.14 (688.6) One hundred million years ago the reptilian age was drawing to a close. The dinosaurs, for all their enormous mass, were all but brainless animals, lacking the intelligence to provide sufficient food to nourish such enormous bodies. And so did these sluggish land reptiles perish in ever-increasing numbers. Henceforth, evolution will follow the growth of brains, not physical bulk, and the development of brains will characterize each succeeding epoch of animal evolution and planetary progress.
60:2.15 (688.7) Bu süreç; sürüngenlerin doruk noktasını ve onların düşüşünün başlangıcını içine alan bir biçimde yaklaşık olarak yirmi beş milyon yılı kapsamış olup, Jura devri olarak bilinmektedir. 60:2.15 (688.7) This period, embracing the height and the beginning decline of the reptiles, extended nearly twenty-five million years and is known as the Jurassic.
3. Tebeşir Devir Aşaması
Çiçekli-Bitkiler Dönemi
Kuşların Çağı ^top
3. The Cretaceous Stage
The Flowering-Plant Period
The Age of Birds ^top
60:3.1 (688.8) Büyük Tebeşir Devri ismini, denizler içerisindeki verimli tebeşir-üreten deniz deliklilerin hakimiyetinden alırlar. Bu süreç; Urantia’yı uzun süren sürüngen hakimiyetinin sonuna yaklaştırmakta olup, kara üzerindeki çiçekli bitkilerin ve kuşların ortaya çıkışına şahitlik yapar. Bu süreçler aynı zamanda, devasa kabuk tahribatları ve bununla eş zamanlı olarak gelişen geniş çaplı lav akıntılarına ek olarak büyük volkanik faaliyetlerin eşlik ettiği, kıtaların batı ve güney doğrultuda ayrılışlarının sonlanış dönemleridir. 60:3.1 (688.8) The great Cretaceous period derives its name from the predominance of the prolific chalk-making foraminifers in the seas. This period brings Urantia to near the end of the long reptilian dominance and witnesses the appearance of flowering plants and bird life on land. These are also the times of the termination of the westward and southward drift of the continents, accompanied by tremendous crustal deformations and concomitant widespread lava flows and great volcanic activities.
60:3.2 (689.1) Bir önceki yeryüzü sürecinin sonuna doğru kıta karasının büyük bir kısmı; her ne kadar orada hiç dağ zirvesi bulunmuş olmasa da, su seviyesinin üstünde bulunmaktaydı. Ancak kıtasal kara ayrılışları devam ederken, Büyük Okyanus’un derin tabanı üzerindeki ilk büyük engel ile karşılaştı. Yeryüzü kuvvetlerinin bu mücadelesi, Alaska’dan Meksika boyunca Horn Burnu’na kadar genişleşen çok geniş kuzey ve güney bütüncül dağ sıralarının oluşumunu tetikledi. 60:3.2 (689.1) Near the close of the preceding geologic period much of the continental land was up above water, although as yet there were no mountain peaks. But as the continental land drift continued, it met with the first great obstruction on the deep floor of the Pacific. This contention of geologic forces gave impetus to the formation of the whole vast north and south mountain range extending from Alaska down through Mexico to Cape Horn.
60:3.3 (689.2) Bu süreç böylelikle, yeryüzü tarihinin bugünkü dağ-oluşum aşaması haline gelmiştir. Bu zaman zarfından önce, yalnızca büyük genişlikteki yüksek kara sırtları olarak birkaç dağ zirvesi bulunmaktaydı. Bu aşamada ise Büyük Okyanus sahili yükselmeye başlamıştır; ancak bu oluşum bugünkü kıyı şeridinin yedi yüz mil batısında konumlanmıştı. Sierra Dağları, bu çağın lav akıntılarının sonucu olarak altın taşıyan kuvars tabakaları biçiminde, oluşumlarını ilk kez gerçekleştirmekteydi. Kuzey Amerika’nın doğu kesiminde, Atlas Okyanusu’nun deniz basıncı aynı zamanda kara yükselmesini tetiklemekteydi. 60:3.3 (689.2) This period thus becomes the modern mountain-building stage of geologic history. Prior to this time there were few mountain peaks, merely elevated land ridges of great width. Now the Pacific coast range was beginning to elevate, but it was located seven hundred miles west of the present shore line. The Sierras were beginning to form, their gold-bearing quartz strata being the product of lava flows of this epoch. In the eastern part of North America, Atlantic sea pressure was also working to cause land elevation.
60:3.4 (689.3) 100.000.000 yıl önce, Kuzey Amerika kıtası ve Avrupa’nın bir kısmı su seviyesinin çok üstünde bulunmaktaydı. Amerika kıtalarının bükülüşü; Güney Amerika’daki And Dağlarının başkalaşımı ve Kuzey Amerika’nın batı vadilerinin kademeli olarak yükselişi ile sonuçlanan bir biçimde, gelişimlerine devam etmekteydi. Meksika’nın büyük bir kısmı su altında kalmıştı; ve Atlas Okyanusu’nun güneyi, nihai olarak bugünkü kıyı şeridine erişerek Güney Amerika’nın doğu sahilini yağmaladı. Atlas ve Hint Okyanusları, bugünkü konumlarına benzer bir şekilde bulunmaktaydı. 60:3.4 (689.3) 100,000,000 years ago the North American continent and a part of Europe were well above water. The warping of the American continents continued, resulting in the metamorphosing of the South American Andes and in the gradual elevation of the western plains of North America. Most of Mexico sank beneath the sea, and the southern Atlantic encroached on the eastern coast of South America, eventually reaching the present shore line. The Atlantic and Indian Oceans were then about as they are today.
60:3.5 (689.4) 95.000.000 yıl önce Amerika ve Avrupa kara kütleleri tekrar batmaya başlamıştı. Güney denizler; Kuzey Amerika’nın istilasına başlayıp, kıtanın ikinci en büyük kara batışını meydana getirerek Kuzey Buz Denizi ile kuzeye doğru kademeli olarak genişlemiştir. Bu deniz nihai olarak çekildiğinde, suların terk ettiği kıta yaklaşık olarak bugünkü halindeydi. Ancak bu büyük batış başlamadan önce, doğu Appalachian dağları neredeyse bütünüyle su seviyesine kadar alçalmıştı. Bugün seramik üretiminde kullanılmakta olan saf kilin birçok renge sahip olan tabakası; kalınlığı yaklaşık olarak 2.000 fiti bulan düzeyde, bu çağ boyunca Atlas Okyanusu’nun sahil bölgeleri üzerinde tortullaşmıştır. 60:3.5 (689.4) 95,000,000 years ago the American and European land masses again began to sink. The southern seas commenced the invasion of North America and gradually extended northward to connect with the Arctic Ocean, constituting the second greatest submergence of the continent. When this sea finally withdrew, it left the continent about as it now is. Before this great submergence began, the eastern Appalachian highlands had been almost completely worn down to the water’s level. The many colored layers of pure clay now used for the manufacture of earthenware were laid down over the Atlantic coast regions during this age, their average thickness being about 2,000 feet.
60:3.6 (689.5) Büyük volkanik faaliyetler Alpler’in güneyinde ve bugünkü Kaliforniya kıyı sıradağları hattında meydana gelmiştir. En büyük kabuksal bozulmalar milyonlarca yıl boyunca Meksika’da gerçekleşmiştir. Büyük değişikler aynı zamanda Avrupa, Rusya, Japonya ve Güney Amerika’nın güneyinde meydana gelmiştir. İklim artan bir biçimde çeşitlilik göstermeye başlamıştır. 60:3.6 (689.5) Great volcanic actions occurred south of the Alps and along the line of the present California coast-range mountains. The greatest crustal deformations in millions upon millions of years took place in Mexico. Great changes also occurred in Europe, Russia, Japan, and southern South America. The climate became increasingly diversified.
60:3.7 (689.6) 90.000.000 yıl önce kapalı tohumlu bitkiler bu öncül Tebeşir Devri denizlerinden ortaya çıkmış olup, yakın bir zaman zarfı içinde kıtaları kaplamıştır. Bu kara bitkileri ansızın incir ağaçları, manolyalar ve lale ağaçları ile birlikte ortaya çıkmıştır. Bu gelişmelerden yakın bir zaman sonra incir ağaçları, ekmek ağaçları ve hurma ağaçları Avrupa’yı ve Kuzey Amerika’nın batı düzlüklerini kapladı. Bu aşamada hiçbir yeni kara hayvanı ortaya çıkmamıştır. 60:3.7 (689.6) 90,000,000 years ago the angiosperms emerged from these early Cretaceous seas and soon overran the continents. These land plants suddenly appeared along with fig trees, magnolias, and tulip trees. Soon after this time fig trees, breadfruit trees, and palms overspread Europe and the western plains of North America. No new land animals appeared.
60:3.8 (689.7) 85.000.000 yıl önce Bering Boğazı kara köprüsü, kuzey denizlerinin soğuyan suları tarafından kapandı. Bu vakte kadar Atlas-Körfez sularına ve Büyük Okyanus’a ait deniz yaşamı, bugün tek-tip hale gelen, suyun bu iki bedenindeki ısı farklılıkları nedeniyle büyük farklılıklar göstermekteydi. 60:3.8 (689.7) 85,000,000 years ago the Bering Strait closed, shutting off the cooling waters of the northern seas. Theretofore the marine life of the Atlantic-Gulf waters and that of the Pacific Ocean had differed greatly, owing to the temperature variations of these two bodies of water, which now became uniform.
60:3.9 (689.8) Tebeşir ve yeşil kum kireçtoprağının birikintileri bu sürece ismini vermiştir. Bu süreçlerin tortullaşmaları; tebeşir, şist, kumtaşı, küçük miktarlarda kireç taşı ve önemsenmeyecek ölçüdeki kömür veya linyitten meydana gelmiş bir biçimde rengârenk bir oluşumda bulunmakta olup, birçok bölge içerisinde onlar petrol taşımaktadır. Bu tabakaların kalınlığı, 200 fit ila Kuzey Amerika’nın batı kesimleri ve Avrupa çevresinde olduğu gibi 10.000 fite kadar değişkenlik göstermektedir. Kayalık Dağları’nın batı sınırları boyunca bu birikintiler, yukarı doğru bükülmüş tepelerde gözlenebilir. 60:3.9 (689.8) The deposits of chalk and greensand marl give name to this period. The sedimentations of these times are variegated, consisting of chalk, shale, sandstone, and small amounts of limestone, together with inferior coal or lignite, and in many regions they contain oil. These layers vary in thickness from 200 feet in some places to 10,000 feet in western North America and numerous European localities. Along the eastern borders of the Rocky Mountains these deposits may be observed in the uptilted foothills.
60:3.10 (690.1) Dünyanın tümü üzerinde bu tabakalara tebeşir nüfuz etmiştir; ve boşluklu yarı-kaya oluşumlarının bu tabakaları suyu yukarı doğru bakan deliklerinden almakta, ve dünyanın mevcut haldeki kurak bölgelerinin büyük bir kısmının su ihtiyacını karşılamak için aşağıya doğru taşımaktadır. 60:3.10 (690.1) All over the world these strata are permeated with chalk, and these layers of porous semirock pick up water at upturned outcrops and convey it downward to furnish the water supply of much of the earth’s present arid regions.
60:3.11 (690.2) 80.000.000 yıl önce dünya kabuğunda büyük karışıklıklar meydana gelmiştir. Kıtasal ayrılışın batı ayağı sabit bir konuma gelmektedir; buna ek olarak iç kıta kütlesinin hantal devinimine ait devasa enerji Kuzey ve Güney Amerika’nın Büyük Okyanus kıyı şeridini yukarıya doğru bükmüş, Asya’nın Büyük Okyanus sahilleri boyunca köklü sonuçları getirecek etkileri başlatmıştır. Bugünkü dağ sıraları ile sonuçlanan bu Büyük Okyanus’a özgü kara yükselişi, yirmi beş milden daha fazladır. Bu yükselişin doğumuna katılan kabuksal kabartılar, Urantia üzerinde yaşamın oluşmasından bu yana meydana gelen en büyük yüzey bozulmalarıydı. Yüzeyin üstünde ve altında gerçekleşen lav akıntıları, yoğun ve her tarafa yayılmış niteliğe sahip gelişmelerdi. 60:3.11 (690.2) 80,000,000 years ago great disturbances occurred in the earth’s crust. The western advance of the continental drift was coming to a standstill, and the enormous energy of the sluggish momentum of the hinter continental mass upcrumpled the Pacific shore line of both North and South America and initiated profound repercussional changes along the Pacific shores of Asia. This circumpacific land elevation, which culminated in present-day mountain ranges, is more than twenty-five thousand miles long. And the upheavals attendant upon its birth were the greatest surface distortions to take place since life appeared on Urantia. The lava flows, both above and below ground, were extensive and widespread.
60:3.12 (690.3) 75.000.000 yıl öncesi, karasal ayrılışın sonunu simgelemektedir. Alaska’dan Horn Burnu’na kadar uzun Büyük Okyanus sahil dağ sıraları oluşumlarını tamamlamıştı, ancak buralarda henüz çok az dağ zirvesi bulunmaktaydı. 60:3.12 (690.3) 75,000,000 years ago marks the end of the continental drift. From Alaska to Cape Horn the long Pacific coast mountain ranges were completed, but there were as yet few peaks.
60:3.13 (690.4) Durmuş kıtasal ayrılışın ters istikametteki itişi Kuzey Amerika’nın batı düzlüklerinin yükselişinin devam etmesine sebebiyet verirken, Atlas Okyanusu sahilinde bulunan alçalmış Appalachian Dağları’nın batısı küçük ölçekte gerçekleşen veya hiç gelişmeyen eğim ile yükselmekteydi. 60:3.13 (690.4) The backthrust of the halted continental drift continued the elevation of the western plains of North America, while in the east the worn-down Appalachian Mountains of the Atlantic coast region were projected straight up, with little or no tilting.
60:3.14 (690.5) 70.000.000 yıl önce, Kayalık Dağ bölgesinin olası en yüksek gelişimi ile iniltili kabuksal bozulmalar ortaya çıkmıştır. Kayanın büyük bir kısmı, British Columbia içinde yüzeyin on beş mili ölçeğinde kıvrılma göstermişti; burada Kambriyen kayaları, Tebeşir Devri tabakaları üzerinde eğimli bir biçimde kıvrılmaya uğramıştı. Kanada sınırında olan Kayalık Dağları’nın batı yamacı üzerinde, fazlasıyla dikkate değer başka kıvrılma bulunmaktaydı; burada, bahse konu zaman zarfında gerçekleşen Tebeşir Devir birikintileri üzerine yaşam-öncesi kaya tabakaların üstten kıvrılış eklemlenişi gözlenebilir. 60:3.14 (690.5) 70,000,000 years ago the crustal distortions connected with the maximum elevation of the Rocky Mountain region took place. A large segment of rock was overthrust fifteen miles at the surface in British Columbia; here the Cambrian rocks are obliquely thrust out over the Cretaceous layers. On the eastern slope of the Rocky Mountains, near the Canadian border, there was another spectacular overthrust; here may be found the prelife stone layers shoved out over the then recent Cretaceous deposits.
60:3.15 (690.6) Bu dönem, dünyanın tümü üzerinde sayısız derecedeki küçük bağımsız volkanik hunilerin yükselmesine sebebiyet veren bir volkanik etkinlik çağıydı. Deniz altı volkanları, suyun altında kalmış Himalaya bölgesi üzerinde patlamıştı. Sibirya’ya ek olarak Asya’nın geride kalan büyük bir kısmı hala suyun altında bulunmaktaydı. 60:3.15 (690.6) This was an age of volcanic activity all over the world, giving rise to numerous small isolated volcanic cones. Submarine volcanoes broke out in the submerged Himalayan region. Much of the rest of Asia, including Siberia, was also still under water.
60:3.16 (690.7) 65.000.000 yıl önce tüm zamanların en büyük lav akışlarından biri gerçekleşmiştir. Bu ve bundan önceki lav akışlarına ait birikim tabakaları; Amerika kıtaları, Kuzey ve Güney Afrika, Avustralya ve Avrupa’nın belirli kesinlerinin tümü üzerinde bulunabilir. 60:3.16 (690.7) 65,000,000 years ago there occurred one of the greatest lava flows of all time. The deposition layers of these and preceding lava flows are to be found all over the Americas, North and South Africa, Australia, and parts of Europe.
60:3.17 (690.8) Kara hayvanları küçük değişikliklere uğramıştır; ancak daha büyük ölçekte kıtanın su yüzeyinde belirmesi nedeniyle, özellikle Kuzey Amerika içinde, onlar hızlı bir biçimde çoğalmışlardır. Avrupa’nın büyük bir kısmı su altında bir konumda bulunuşuyla, Kuzey Amerika bu zamanların kara-hayvan evriminin büyük oluşum mekânıydı. 60:3.17 (690.8) The land animals were little changed, but because of greater continental emergence, especially in North America, they rapidly multiplied. North America was the great field of the land-animal evolution of these times, most of Europe being under water.
60:3.18 (690.9) İklim hala sıcak ve tek-tipti. Kutup bölgeleri, Kuzey Amerika’nın merkez ve güney kesimlerindeki bugünkü iklime çok benzer hava değişimlerini deneyimlemekteydi. 60:3.18 (690.9) The climate was still warm and uniform. The arctic regions were enjoying weather much like that of the present climate in central and southern North America.
60:3.19 (690.10) Büyük bitki-yaşam evrimi gerçekleşmekteydi. Kara bitkileri arasında kapalı tohumlu bitkiler baskın bir konumda bulunmaktaydı; buna ek olarak kayın, huş, meşe, ceviz, çınar, akçaağaç ve çağdaş hurma ağaçlarını içine alan bir biçimde bugünkü ağaçlar ilk kez ortaya çıkmıştı. Meyveler, çayırlar ve hububatlar boldu; ve insan ataları için — insanın ortaya çıkışı bakımından ikincil evrimsel öneme sahip olan — hayvan dünyası ne anlama geliyorsa, bu tohum taşıyan çayırlar ve ağaçlar bitki dünyası için o anlama gelmekteydi. Ansızın ve öncül herhangi bir kökene sahip olmaksızın, çiçekli bitkilerin büyük ailesi başkalaşmıştı. Ve bu yeni bitki örtüsü, yakın bir zaman içerisinde dünyanın tümüne yayılmıştır. 60:3.19 (690.10) Great plant-life evolution was taking place. Among the land plants the angiosperms predominated, and many present-day trees first appeared, including beech, birch, oak, walnut, sycamore, maple, and modern palms. Fruits, grasses, and cereals were abundant, and these seed-bearing grasses and trees were to the plant world what the ancestors of man were to the animal world—they were second in evolutionary importance only to the appearance of man himself. Suddenly and without previous gradation, the great family of flowering plants mutated. And this new flora soon overspread the entire world.
60:3.20 (691.1) 60.000.000 yıl önce, her ne kadar kara sürüngenlerinin sayıları azalışta olsa da; etçil dinozorların sekerek ilerleyen küçük kanguru çeşitlerinin daha çevik ve etkin türleri tarafından bu aşamada türün temsil edildiği biçimde, dinozorlar karanın hâkimleri olmayı sürdürdüler. Ancak geçmişte belirli bir zaman zarfında, kara bitkilerinin çayır ailesinin ortaya çıkışı nedeniyle sayıları hızlı yükselen hem etçil hem otçul dinozorlarının yeni türleri boy göstermişti. Bu çayır yiyen dinozorların bir türü, iki boynuza ve bir burunsu omuz uzantısına sahip gerçek bir dört ayaklıydı. Yirmi fit uzunluğundaki kaplumbağanın kara türü, bugünkü timsahlar ve günümüz türlerindeki gerçek yılanlara ek olarak ortaya çıkmıştır. Büyük değişiklikler aynı zamanda, balıklar ve deniz yaşamının diğer türleri arasında da gerçekleşmekteydi. 60:3.20 (691.1) 60,000,000 years ago, though the land reptiles were on the decline, the dinosaurs continued as monarchs of the land, the lead now being taken by the more agile and active types of the smaller leaping kangaroo varieties of the carnivorous dinosaurs. But sometime previously there had appeared new types of the herbivorous dinosaurs, whose rapid increase was due to the appearance of the grass family of land plants. One of these new grass-eating dinosaurs was a true quadruped having two horns and a capelike shoulder flange. The land type of turtle, twenty feet across, appeared as did also the modern crocodile and true snakes of the modern type. Great changes were also occurring among the fishes and other forms of marine life.
60:3.21 (691.2) Önceki çağların yürüyen ve yüzen kuş-öncesi türleri, bu dönemdeki uçan dinozorlara ek olarak, havada bir başarı sağlayamamıştır. Orada, yakın zamanda nesilleri tükenen kısa ömürlü türler mevcut bulunmuştur. Onlar da, bedenlerine kıyasla çok küçük beyne sahip oldukları için dinozorların yıkıcı kaderini paylaşmışlardır. Atmosferde yönlerini belirleyecek hayvanları yaratmanın bu ikinci teşebbüsü de, bu ve bir önceki çağ boyunca memelileri açığa çıkarmanın beyhude çabası gibi, başarısızlığa uğramıştır. 60:3.21 (691.2) The wading and swimming prebirds of earlier ages had not been a success in the air, nor had the flying dinosaurs. They were a short-lived species, soon becoming extinct. They, too, were subject to the dinosaur doom, destruction, because of having too little brain substance in comparison with body size. This second attempt to produce animals that could navigate the atmosphere failed, as did the abortive attempt to produce mammals during this and a preceding age.
60:3.22 (691.3) 55.000.000 yıl önce evrimsel ilerleyiş, kuş yaşamının tümünün atası olan küçük güvercin-vari bir varlık biçiminde gerçek kuşların ilkinin ansızın ortaya çıkışı tarafından simgelenmiştir. Bu varlık, dünya üzerinde ortaya çıkmış uçabilen canlıların üçüncü türüdür; ve bu canlı, ne bu zamanın uçan dinozorlardan ne de dişe sahip olan karakuşlarının ilkel türlerden gelen bir biçimde, doğrudan olarak sürüngen topluluğundan türemiştir. Ve bu dönem, sürüngenlerin kapanmakta olan çağına ek olarak kuşların çağı isminde de bilinmektedir. 60:3.22 (691.3) 55,000,000 years ago the evolutionary march was marked by the sudden appearance of the first of the true birds, a small pigeonlike creature which was the ancestor of all bird life. This was the third type of flying creature to appear on earth, and it sprang directly from the reptilian group, not from the contemporary flying dinosaurs nor from the earlier types of toothed land birds. And so this becomes known as the age of birds as well as the declining age of reptiles.
4. Tebeşir Dönemi’nin Sonu ^top 4. The End of the Chalk Period ^top
60:4.1 (691.4) Büyük Tebeşir Devri sona yaklaşmakta ve onun sonlanışı, kıtaların deneyimlediği büyük deniz baskınlarının sonunu simgelemektedir. Bu durum özellikle, tamı tamına yirmi dört büyük su baskını açığa çıkmış olan, Kuzey Amerika’da gerçeklik taşımaktadır. Ve her ne kadar orada bu zaman zarfından sonra küçük çaplı batışlar gerçekleşmiş olsa da, bunların hiçbiri bu ve bundan önceki geniş ve uzun süreli deniz baskınları ile karşılaştırılabilecek düzeyde bulunmamaktadır. Kara ve deniz hâkimiyetinin bu dönüşümlü süreçleri, milyonlarca yıl süren çevrimler içinde meydana gelmiştir. Orada, okyanus seviyesi ve kıta kara düzeyinin yükselip alçalması ile ilişkili çağlar boyu süren bir ahenk var olmuştur. Ve bu ahenksel kabuk hareketleri, bu zaman zarfından dünya tarihi boyunca azalan sıklıkta ve genişlikte gerçekleşmeye devam edecektir. 60:4.1 (691.4) The great Cretaceous period was drawing to a close, and its termination marks the end of the great sea invasions of the continents. Particularly is this true of North America, where there had been just twenty-four great inundations. And though there were subsequent minor submergences, none of these can be compared with the extensive and lengthy marine invasions of this and previous ages. These alternate periods of land and sea dominance have occurred in million-year cycles. There has been an agelong rhythm associated with this rise and fall of ocean floor and continental land levels. And these same rhythmical crustal movements will continue from this time on throughout the earth’s history but with diminishing frequency and extent.
60:4.2 (691.5) Bu süreç aynı zamanda, kıta ayrılışlarının sonuna ve Urantia’nın bugünkü dağlarının oluşumuna şahit olmuştur. Ancak kıta kütlelerinin basıncı ve onların çağlar boyunca süren ayrılışlarına ait engellenmiş devinim, dağ oluşumundaki ayrıcalıklı etkilerden değildir. Bir dağ sırasının yerleşkesinin belirlenmesinde ana ve temel etken, geçmiş çağların kara aşınması ve deniz baskınlarına ait göreceli daha hafif birikintiler ile dolmuş olan hali hazırdaki mevcut düzlük veya diğer bir değişle boğazdır. Karanın bu daha hafif bölgeleri zaman zaman 15.000 ila 20.000 fit kalınlığında değişiklik göstermektedir; bu nedenle kabuk herhangi bir sebepten dolayı basınca maruz kaldığında bu hafif bölgeler, dünyanın kabuğu veya kabuğun altında faal olan çekişme ve çatışma halindeki kuvvetler ve basınçlar için telafisel düzenlemeyi sağlamak amacıyla bükülme biçiminde yukarı doğru kıvrılır ve yükselir. Zaman zaman karanın yukarı yönlü itişleri bükülme olmadan gerçekleşmektedir. Ancak Kayalık Dağları’nın yükselişi ile ilişkili olarak büyük bükülme ve eğilim, yer altı ve yer üstündeki çeşitli tabakaların devasa kabuk itişleri eşliğinde meydana gelmiştir. 60:4.2 (691.5) This period also witnesses the end of the continental drift and the building of the modern mountains of Urantia. But the pressure of the continental masses and the thwarted momentum of their agelong drift are not the exclusive influences in mountain building. The chief and underlying factor in determining the location of a mountain range is the pre-existent lowland, or trough, which has become filled up with the comparatively lighter deposits of the land erosion and marine drifts of the preceding ages. These lighter areas of land are sometimes 15,000 to 20,000 feet thick; therefore, when the crust is subjected to pressure from any cause, these lighter areas are the first to crumple up, fold, and rise upward to afford compensatory adjustment for the contending and conflicting forces and pressures at work in the earth’s crust or underneath the crust. Sometimes these upthrusts of land occur without folding. But in connection with the rise of the Rocky Mountains, great folding and tilting occurred, coupled with enormous overthrusts of the various layers, both underground and at the surface.
60:4.3 (692.1) Dünyanın en eski dağları, tarihi doğu-batı dağ topluluklarının üyeleri olarak Asya, Grönland ve kuzey Avrupa’da konumlanmıştır. Orta yaşa sahip olan dağlar, yaklaşık olarak aynı anda doğmuş biçimde, Büyük Okyanus çevresinde ve ikinci Avrupa doğu-batı dağ toplulukları içindedir. Bu devasa yükseliş, Avrupa’dan Batı Hint kara yükseltilerine kadar uzanan bir biçimde yaklaşık olarak on bin mil uzunluğundadır. En genç dağlar; her ne kadar daha yüksek karaların bazılarının adalar olarak kaldığı biçimde bir sonraki süreçte sadece deniz tarafından kaplanabilecek şekilde çağlar boyunca kara yükseltilerinin gerçekleştiği, Kayalık Dağ topluluklarıdır. Orta-yaş dağlarının oluşumunu takiben gerçek bir dağ yükseltisi, doğanın etkenlerinin zanaatı ile birlikte bugünkü Kayalık Dağları’na doğru takip eden süreçlerde dönüşme nihai sonu kazandırılmış bir biçimde yükselmiştir. 60:4.3 (692.1) The oldest mountains of the world are located in Asia, Greenland, and northern Europe among those of the older east-west systems. The mid-age mountains are in the circumpacific group and in the second European east-west system, which was born at about the same time. This gigantic uprising is almost ten thousand miles long, extending from Europe over into the West Indies land elevations. The youngest mountains are in the Rocky Mountain system, where, for ages, land elevations had occurred only to be successively covered by the sea, though some of the higher lands remained as islands. Subsequent to the formation of the mid-age mountains, a real mountain highland was elevated which was destined, subsequently, to be carved into the present Rocky Mountains by the combined artistry of nature’s elements.
60:4.4 (692.2) Mevcut Kuzey Amerika Kayalık Dağ bölgesi, kayanın özgün yükseltisi değildir; bu yükselti uzun süreçler boyunca aşınma tarafından alçalmış ve sonra tekrar yükselmiştir. Dağların mevcut ön sırası, tekrar yükselmiş olan özgün sıranın geride kalanlarıdır. Pikes Zirvesi ve Longs Zirvesi, dağ yaşamlarının iki veya daha fazla neslini kapsayan bir biçimde, bu dağ etkinliğinin olağanüstü örnekleridir. Bu iki zirve başlarını, önceki su baskınlarının bazıları süresince suyun üstünde tutmuştur. 60:4.4 (692.2) The present North American Rocky Mountain region is not the original elevation of land; that elevation had been long since leveled by erosion and then re-elevated. The present front range of mountains is what is left of the remains of the original range which was re-elevated. Pikes Peak and Longs Peak are outstanding examples of this mountain activity, extending over two or more generations of mountain lives. These two peaks held their heads above water during several of the preceding inundations.
60:4.5 (692.3) Yeryüzü koşullarına ek olarak biyolojik bakımdan bu dönem, kara üzerinde ve su altında kayda değer gelişmelerin yaşandığı etkin bir çağdır. Denizkestanelerinin sayısı artarken, mercanlar ve denizlalelerinin sayısı azalmıştır. Bir önceki çağ boyunca hâkim etkiye sahip olan ammonitlerin sayıları, aynı zamanda hızlı bir biçimde azalma göstermiştir. Kara üzerinde eğrelti otu ormanlarının yerlerini büyük ölçüde, devasa kızıl sekoyalara ek olarak çam ve çağdaş ağaçlar almıştır. Bu sürecin sonunda karınbağı memelisi henüz evrimleşmemişken biyoloji aşama, gelecek memeli türlerinin öncül atalarının takip eden çağda ortaya çıkışı için bütünüyle hazır hale gelmiştir. 60:4.5 (692.3) Biologically as well as geologically this was an eventful and active age on land and under water. Sea urchins increased while corals and crinoids decreased. The ammonites, of preponderant influence during a previous age, also rapidly declined. On land the fern forests were largely replaced by pine and other modern trees, including the gigantic redwoods. By the end of this period, while the placental mammal has not yet evolved, the biologic stage is fully set for the appearance, in a subsequent age, of the early ancestors of the future mammalian types.
60:4.6 (692.4) Kara yaşamının öncül ortaya çıkışından insan türleri ve onun ortak soylarına ait doğrudan ataların daha yakın zamanlarına uzanan bir biçimde, dünya evriminin bu üzün dönemi böylelikle sona ermektedir. Tebeşir devri olan bu süreç; elli milyon yılı kaplamakta olup, Mesozoyik devri olarak bilinen ve yüz milyon yıllık bir döneme yayılan biçimde, kara yaşamının memeliler-öncesi devrinin sonu getirmektedir. 60:4.6 (692.4) And thus ends a long era of world evolution, extending from the early appearance of land life down to the more recent times of the immediate ancestors of the human species and its collateral branches. This, the Cretaceous age, covers fifty million years and brings to a close the premammalian era of land life, which extends over a period of one hundred million years and is known as the Mesozoic.
60:4.7 (692.5) [Satania’ya atanmış ve mevcut an içerisinde Urantia üzerinde faaliyet göstermekte olan bir Nebadon Yaşam Taşıyıcısı tarafından sunulmuştur.] 60:4.7 (692.5) [Presented by a Life Carrier of Nebadon assigned to Satania and now functioning on Urantia.]