65. Makale Paper 65
Evrim’in Yüksek Denetimi The Overcontrol of Evolution
65:0.1 (730.1) AKIL-ÖNCESİ yaşam olarak evrimsel maddi yaşamın temeli; görevlendirilen Yaşam Taşıyıcıları’nın etkin hizmetleri ile ortak bir biçimde, Üstün Fiziksel Düzenleyicileri’nin tasarımı ve Yedi Üstün Ruhaniyet’in yaşam-aktarım hizmetidir. Bu üç katmanlı yaratıcılığın eş güdümsel faaliyetinin bir sonucu olarak orada; — ilk önce dışsal çevre uyarılara karşı ve daha sonra organik bütünlüğün aklı içinde gerçekleşen etkiler biçimindeki içsel uyarılara karşı ussal tepkileri gerçekleştiren maddi işleyiş düzenleri olarak — akıl için organik bütünlük içinde faaliyet gösteren fiziksel yetkinlik gelişmiştir. 65:0.1 (730.1) BASIC evolutionary material life—premind life—is the formulation of the Master Physical Controllers and the life-impartation ministry of the Seven Master Spirits in conjunction with the active ministration of the ordained Life Carriers. As a result of the co-ordinate function of this threefold creativity there develops organismal physical capacity for mind—material mechanisms for intelligent reaction to external environmental stimuli and, later on, to internal stimuli, influences taking origin in the organismal mind itself.
65:0.2 (730.2) Bunun sonucunda orada, yaşam üretimi ve evriminin üç farklı düzeyi bulunmaktadır: 65:0.2 (730.2) There are, then, three distinct levels of life production and evolution:
65:0.3 (730.3) 1. Akıl-yetkinlik üretimi olarak fiziksel-enerji nüfuz alanı. 65:0.3 (730.3) 1. The physical-energy domain—mind-capacity production.
65:0.4 (730.4) 2. Ruhaniyet yetkinliğini belirleyen bir biçimde emir-yardımcı ruhaniyetlerinin akıl hizmeti. 65:0.4 (730.4) 2. The mind ministry of the adjutant spirits—impinging upon spirit capacity.
65:0.5 (730.5) 3. Düşünce Düzenleyicisi’nin bahşedilişi ile sonuçlanan bir biçimde fani aklın ruhani kazanımı. 65:0.5 (730.5) 3. The spirit endowment of mortal mind—culminating in Thought Adjuster bestowal.
65:0.6 (730.6) Organik bütünlüğün çevresel tepkilerini oluşturan işleyiş düzeninin bir parçası niteliğinde kendiliğinden gerçekleşen düzeyler, fiziksel düzenleyicilerin nüfuz alanlarına girmektedir. Emir-yardımcı akıl-ruhaniyetleri; deneyimlerden öğrenmeye yetkin olan organizmaların bu tepkisel işleyiş düzenleri olarak, aklın uyumsal veya diğer bir değişle işleyişsel düzeninin bir parçası olmayan öğretilebilir türlerini etkinleştirip onları düzenler. Ruhaniyet emir-yardımcıları böylelikle akıl yetkinliklerini değiştirirken, Yaşam Düzenleyicileri ise; Tanrı’yı tanıma yetkinliği ve onun için ibadet etme gücü olarak, insan iradesinin ortaya çıkış zamanına kadar evrimsel süreçlerin çevresel nitelikleri üzerinde dikkate değer takdir yetkilerini kullanan biçimde denetimlerini uygularlar. 65:0.6 (730.6) The mechanical-nonteachable levels of organismal environmental response are the domains of the physical controllers. The adjutant mind-spirits activate and regulate the adaptative or nonmechanical-teachable types of mind—those response mechanisms of organisms capable of learning from experience. And as the spirit adjutants thus manipulate mind potentials, so do the Life Carriers exercise considerable discretionary control over the environmental aspects of evolutionary processes right up to the time of the appearance of human will—the ability to know God and the power of choosing to worship him.
65:0.7 (730.7) Bu düzen; — yerleşik dünyalar üzerinde organik evrimin ilerleyişini belirleyen — Yaşam Taşıyıcılar, fiziksel düzenleyiciler ve ruhaniyet emir-yardımcılarının bütünleşmiş faaliyetidir. Ve bu nedenle — Urantia üzerinde veya herhangi bir yerleşkede — evrim her zaman bir amaç dâhilinde gerçekleşmiş olup, hiçbir biçimde şans eseri meydana gelmemiştir. 65:0.7 (730.7) It is the integrated functioning of the Life Carriers, the physical controllers, and the spirit adjutants that conditions the course of organic evolution on the inhabited worlds. And this is why evolution—on Urantia or elsewhere—is always purposeful and never accidental.
1. Yaşam Taşıyıcı Faaliyetleri ^top 1. Life Carrier Functions ^top
65:1.1 (730.8) Yaşam Taşıyıcıları, yaratılmışlarının çok az sayıdaki düzeyinin sahip olduğu kişilik başkalaşımının yetkinliği ile donatılmıştır. Yerel evreninin bu Evlatları, varlığın üç farklı fazı içinde faaliyet göstermeye yetkindir. Onlar genellikle, kökenlerinin düzeyi olarak ara-faz Evlatları biçiminde görevlerini yerine getirir. Ancak bir Yaşam Taşıyıcısı mevcudiyetin bu türden bir aşaması içinde, fiziksel enerjileri ve maddi parçacıkları yaşam mevcudiyetinin birimlerine dönüştüren bir üretim varlığı biçiminde elektr0kimyasal nüfuz alanlarında hiçbir biçimde faaliyet gösteremezdi. 65:1.1 (730.8) The Life Carriers are endowed with potentials of personality metamorphosis which but few orders of creatures possess. These Sons of the local universe are capable of functioning in three diverse phases of being. They ordinarily perform their duties as mid-phase Sons, that being the state of their origin. But a Life Carrier in such a stage of existence could not possibly function in the electrochemical domains as a fabricator of physical energies and material particles into units of living existence.
65:1.2 (730.9) Yaşam Taşıyıcıları, şu üç düzey içinde faaliyet göstermeye yetkin olup, bu faaliyetleri düzenli bir biçimde yerine getirirler: 65:1.2 (730.9) Life Carriers are able to function and do function on the following three levels:
65:1.3 (730.10) 1. Elektrokimyanın fiziksel düzeyi. 65:1.3 (730.10) 1. The physical level of electrochemistry.
65:1.4 (730.11) 2. Morontiyal mevcudiyet görünümünün olağan ara-fazı. 65:1.4 (730.11) 2. The usual mid-phase of quasi-morontial existence.
65:1.5 (730.12) 3. Gelişmiş yarı-ruhaniyet düzeyi. 65:1.5 (730.12) 3. The advanced semispiritual level.
65:1.6 (731.1) Yaşam Taşıyıcıları; yaşam aktarımına katılmak için hazır hale geldiğinde, ve bu türden bir teşebbüs için yerleşkelerini seçtiklerinde, Yaşam Taşıyıcı başkalaşım heyetinin baş meleğini çağırırlar. Bu topluluk; fiziksel düzenleyiciler ve onların birlikteliklerini içine alan bir biçimde farklı kişiliklerin on düzeyinden meydana gelmekte olup, Cebrail’in görevlendirilmesi ve Zamanın Ataları’nın izni ile bu yetkinlik içerisinde faaliyet gösteren baş meleklerin yöneticisi tarafından idare edilir. Bu varlıklar gerektiği gibi konumlandırıldıkları zaman, elektrokimyanın fiziksel düzeyleri içinde Yaşam Taşıyıcıları’nın derhal faaliyet gösterebilmesini mümkün kılan bu tür değişikleri sağlayabilirler. 65:1.6 (731.1) When the Life Carriers make ready to engage in life implantation, and after they have selected the sites for such an undertaking, they summon the archangel commission of Life Carrier transmutation. This group consists of ten orders of diverse personalities, including the physical controllers and their associates, and is presided over by the chief of archangels, who acts in this capacity by the mandate of Gabriel and with the permission of the Ancients of Days. When these beings are properly encircuited, they can effect such modifications in the Life Carriers as will enable them immediately to function on the physical levels of electrochemistry.
65:1.7 (731.2) Yaşam işleyiş yöntemleri tasarlandığında ve maddi düzenlemeler gerektiği gibi yerine getirildiğinde, yaşam çoğalımı ile ilgili aşkın-maddi kuvvetler derhal etkin hale gelir, ve yaşam kendi mevcudiyetine kavuşur. Bu gelişim üzerine Yaşam Taşıyıcıları; — yarama biçiminde — yaşayan maddenin yeni işleyiş biçimlerini düzenlemeye dair tüm yetkinliklerinden mahrum kalsalar da yaşayan birimler üzerinde değişikliği sağlayacakları ve evrimleşen organizmaların gidişatını belirleyecekleri konum olan kişilik mevcudiyetinizin olağan ara-fazına, derhal geri dönüştürülürler. 65:1.7 (731.2) After the life patterns have been formulated and the material organizations have been duly completed, the supermaterial forces concerned in life propagation become forthwith active, and life is existent. Whereupon the Life Carriers are immediately returned to their normal mid-phase of personality existence, in which estate they can manipulate the living units and maneuver the evolving organisms, even though they are shorn of all ability to organize—create—new patterns of living matter.
65:1.8 (731.3) Belirlenmiş bir gidişat içinde organik evrimin seyrine başlamasından ve insan türünün özgür iradesi evrimleşen en yüksek organizmalar içinde ortaya çıktıktan sonra, Yaşam Taşıyıcıları ya gezegeni terk etmek zorunda veya görevlerinden ayrılış yeminlerini etmek durumundadır; bu yemin, organik evriminin gidişatını ilave bir biçimde etkilemelerine dair tüm girişimlerinden kendilerini mahrum bırakan bir taahhüttür. Ve bu türden yeminler, yeni evrimleşen irade yaratılmışlarının gelişimi için güvenilebilecek gelecekteki danışmanlar olarak gezegen üzerinde kalmayı tercih eden bu Yaşam Taşıyıcıları tarafından gönüllü bir biçimde yerine getirildiği zaman; Sistem Egemeni’nin yönetim yetkisi adına ve Cebrail’in izni ile hareket eden Akşam Yıldızları’nın baş yöneticisinin başkanlığında on iki unsurdan oluşan bir heyet toplanır; ve bunun üzerine bu Yaşam Taşıyıcıları derhal, varlığın yarı-ruhsal düzeyi olan kişilik mevcudiyetinin üçüncü fazına dönüştürürler. Ve Urantia üzerinde ben, Andon ve Fonta zamanından beri bu üçüncü faz içerisinde faaliyet göstermekteyim. 65:1.8 (731.3) After organic evolution has run a certain course and free will of the human type has appeared in the highest evolving organisms, the Life Carriers must either leave the planet or take renunciation vows; that is, they must pledge themselves to refrain from all attempts further to influence the course of organic evolution. And when such vows are voluntarily taken by those Life Carriers who choose to remain on the planet as future advisers to those who shall be intrusted with the fostering of the newly evolved will creatures, there is summoned a commission of twelve, presided over by the chief of the Evening Stars, acting by authority of the System Sovereign and with permission of Gabriel; and forthwith these Life Carriers are transmuted to the third phase of personality existence—the semispiritual level of being. And I have functioned on Urantia in this third phase of existence ever since the times of Andon and Fonta.
65:1.9 (731.4) Bizler; içinde bütünüyle ruhsal hale gelebileceğimiz olası bir dördüncü düzey biçiminde, evrenin ışık ve yaşam altında istikrara kavuşturulabileceği bir zaman zarfını dört gözle beklemekteyiz; ancak bu türden arzulanan ve gelişmiş düzeye hangi işleyiş biçimleri ile ulaşabileceğimiz tarafımıza hiçbir zaman açığa çıkarılmamıştır. 65:1.9 (731.4) We look forward to a time when the universe may be settled in light and life, to a possible fourth stage of being wherein we shall be wholly spiritual, but it has never been revealed to us by what technique we may attain this desirable and advanced estate.
2. Evrimsel Bütünlüğün Görünümü ^top 2. The Evolutionary Panorama ^top
65:2.1 (731.5) İnsanın su yosunundan dünyasal yaratım hâkimiyetine kadar yükselişi gerçek anlamıyla biyolojik mücadele ve akıl kurtuluşuna ait destansı bir serüvendir. İnsanın ilkel ataları, gerçek anlamıyla; Yaşam Taşıyıcıları’nın Urantia üzerinde üç bağımsız yaşam aktarımını konumladıkları yer olan, tarihi iç denizlerinin fazlasıyla geniş kıyı şeritlerine ait durgun sıcak-su körfezleri ve gölcükleri içinde okyanus tabanının balçıkları ve çamurlarıydı. 65:2.1 (731.5) The story of man’s ascent from seaweed to the lordship of earthly creation is indeed a romance of biologic struggle and mind survival. Man’s primordial ancestors were literally the slime and ooze of the ocean bed in the sluggish and warm-water bays and lagoons of the vast shore lines of the ancient inland seas, those very waters in which the Life Carriers established the three independent life implantations on Urantia.
65:2.2 (731.6) Sınırda bulunan hayvansı organizmalarla sonuçlanan tarihi değişiklikleri beraberinde getirmiş deniz bitki yaşamının öncül türlerinin çok azı mevcut zaman zarfında varlığını devam ettirmektedir. Süngerler; bitkiden hayvana olan kademeli geçişin konumsal olarak meydana geldiği varlıklar olarak, öncül ara türlerinden birinin varlığını devam ettirebilmiş canlılarıdır. Bu öncül geçiş türleri, her ne kadar çağdaş süngerler ile özdeş olmasalar da, onlara çok benzemekteydiler; onlar gerçekten, ne bitkiye ne de hayvana benzemeyen bir biçimde — sınır organizmalarıydılar; ancak onlar nihai olarak, yaşamın gerçek hayvan türlerinin gelişimine öncülük etmişlerdir. 65:2.2 (731.6) Very few species of the early types of marine vegetation that participated in those epochal changes which resulted in the animallike borderland organisms are in existence today. The sponges are the survivors of one of these early midway types, those organisms through which the gradual transition from the vegetable to the animal took place. These early transition forms, while not identical with modern sponges, were much like them; they were true borderline organisms—neither vegetable nor animal—but they eventually led to the development of the true animal forms of life.
65:2.3 (732.1) En ilkel doğanının basit bitki organizmaları olarak bakteriler, yaşamın öncül doğuş döneminden itibaren çok az değişiklik göstermiştir; onlar, parazit davranışı bakımından kısmı bir gerileme bile sergilemişlerdir. Aynı zamanda mantarların birçoğu; klorofil üretme yetkinliklerini kaybederek ve neredeyse parazitsel bir nitelik kazanan bitkiler olarak, evrim bakımından bir geri yönlü ilerleme sergilemişlerdir. Hastalığa neden olan bakterilerin büyük bir çoğunluğu ve onların uzuv bedenleri, gerçekten de gerilemiş parazitsel mantarların bu topluluğuna aittir. Ara çağlar boyunca bitki yaşamının geniş krallığının bütünü, bakterilerin aynı zamanda türemiş olduğu atalardan evirilmiştir. 65:2.3 (732.1) The bacteria, simple vegetable organisms of a very primitive nature, are very little changed from the early dawn of life; they even exhibit a degree of retrogression in their parasitic behavior. Many of the fungi also represent a retrograde movement in evolution, being plants which have lost their chlorophyll-making ability and have become more or less parasitic. The majority of disease-causing bacteria and their auxiliary virus bodies really belong to this group of renegade parasitic fungi. During the intervening ages all of the vast kingdom of plant life has evolved from ancestors from which the bacteria have also descended.
65:2.4 (732.2) Hayvan yaşamının daha yüksek tek hücreli türü yakın zamanda ve ansızın ortaya çıkmıştır. Ve bu uzak zamanlardan tipik tek hücreli hayvan organizması olan amip varlığını çok az değişikliğe uğramış bir biçimde sürdürmüştür. Bu canlı, yaşam evrimi içinde en son ve en büyük kazanım olarak ortaya çıktığında gerçekleştirdiği gibi mevcut an içerisinde hareketine devam etmektedir. Bu ufak canlı ve onun tek hücreli kuzenleri, bakteriler bitki krallığı içinde nasıl bir konumda bulunuyorsa, hayvan yaratımı içinde o konumda ikamet etmektedir; onlar, ileri süreçlerdeki gelişimin başarısızlığına ek olarak yaşam farklılaşması içinde ilk öncül evrimsel aşamaların kurtuluşunu temsil etmektedir. 65:2.4 (732.2) The higher protozoan type of animal life soon appeared, and appeared suddenly. And from these far-distant times the ameba, the typical single-celled animal organism, has come on down but little modified. He disports himself today much as he did when he was the last and greatest achievement in life evolution. This minute creature and his protozoan cousins are to the animal creation what bacteria are to the plant kingdom; they represent the survival of the first early evolutionary steps in life differentiation together with failure of subsequent development.
65:2.5 (732.3) Öncül tek hücreli hayvan türlerinin kendilerini topluluklar halinde bir araya getirdikleri süreçten sonra yakın zaman içerisinde, ilk olarak Volvoks birimleri ve onların ardından Polipler ve denizanalarının kolları bütünlük kurdular. Bu gelişmeler sonrasında orada; denizyıldızları, kaya zambakları, denizkestaneleri, denizhıyarları, çıyanlar, böcekler, örümcekler, kabuklular ve yeryüzü solucanlarının ve sülüklerin yakından ilişkili topluluklarını sonradan takip eden — istiridye, ahtapot ve salyangoz olarak — yumuşakçalar evirilmiştir. Yüzlerce tür bu zaman zarfında ortaya çıkmış ve yok olmuştur; bu anlatımda yalnızca uzun mücadeleler sonrasında hayatta kalmış türlere yer verilmiştir. Daha sonra ortaya çıkan balık ailesi ile birlikte bu türden ilerleme göstermeyen canlı örnekleri bugün, gelişimde başarısız yaşam ağaçlarının kolları olarak öncül ve daha alt düzey hayvanların sabit türlerini temsil etmektedirler. 65:2.5 (732.3) Before long the early single-celled animal types associated themselves in communities, first on the plan of the Volvox and presently along the lines of the Hydra and jellyfish. Still later there evolved the starfish, stone lilies, sea urchins, sea cucumbers, centipedes, insects, spiders, crustaceans, and the closely related groups of earthworms and leeches, soon followed by the mollusks—the oyster, octopus, and snail. Hundreds upon hundreds of species intervened and perished; mention is made only of those which survived the long, long struggle. Such nonprogressive specimens, together with the later appearing fish family, today represent the stationary types of early and lower animals, branches of the tree of life which failed to progress.
65:2.6 (732.4) Bu gelişim, balıklar olarak omurgalı hayvanlarının ortaya çıkışına böylelikle zemin hazırlamıştır. Balık ailesinden, kurbağa ve semender canlıları olarak iki benzersiz dönüşüm açığa çıkmıştır. Ve, insanın ortaya çıkışı ile nihai olarak sonlanan hayvan yaşamı içerisinde ilerleyici farklılaşma dizisini başlatan kurbağa canlısı olmuştur. 65:2.6 (732.4) The stage was thus set for the appearance of the first backboned animals, the fishes. From this fish family there sprang two unique modifications, the frog and the salamander. And it was the frog which began that series of progressive differentiations in animal life that finally culminated in man himself.
65:2.7 (732.5) Kurbağa, hayatta kalan insan-ırk atalarının en öncül varlıklarından bir tanesidir; ancak aynı zamanda o, bu uzak zamanlardakine oldukça benzer bir biçimde bugün mevcudiyetine sahip olarak, gelişmede başarısız olmuştur. Kurbağa, dünya yüzeyi üzerinde mevcut an içerisinde yaşayan öncül doğum ırklarının ataları olan tek varlıktır. İnsan ırkı, kurbağa ve Eskimo arasında hayatta kalmış hiçbir ataya sahip değildir. 65:2.7 (732.5) The frog is one of the earliest of surviving human-race ancestors, but it also failed to progress, persisting today much as in those remote times. The frog is the only species ancestor of the early dawn races now living on the face of the earth. The human race has no surviving ancestry between the frog and the Eskimo.
65:2.8 (732.6) Kurbağalar, neredeyse tamamen nesli tükenmiş bir büyük hayvan ailesi olan Sürüngenleri dünyaya getirmiştir; yok olmalarından önce bu aile, bütüncül kuş ailesi ve memelilerin sayısız düzeylerinin kökenini oluşturmuştur. 65:2.8 (732.6) The frogs gave rise to the Reptilia, a great animal family which is virtually extinct, but which, before passing out of existence, gave origin to the whole bird family and the numerous orders of mammals.
65:2.9 (732.7) Muhtemelen, insan-öncesi evrimin tamamına ait bu en büyük nitelikteki tek adım, sürüngen kuş haline geldiğinde atılmıştır. Kartallar, ördekler, güvercinler ve deve kuşları olarak bugünün kuş türlerinin tümü, devasa sürüngenlerden çok uzun bir süre önce türemiştir. 65:2.9 (732.7) Probably the greatest single leap of all prehuman evolution was executed when the reptile became a bird. The bird types of today—eagles, ducks, pigeons, and ostriches—all descended from the enormous reptiles of long, long ago.
65:2.10 (732.8) Kurbağa ailesinden türemiş olan sürüngenlerin krallığı mevcut an içerisinde varlığını devam ettiren dört kol tarafından temsil edilmektedir: yılanlar ve kertenkelelere ilaveten timsahlar ve kaplumbağalar olarak onların kuzenleri biçiminde gelişmeyen iki kol; kuş ailesi olarak kısmi gelişim halindeki bir kol; ve memelilerin atalarına ek olarak insan türlerinin doğrudan nesilleri halindeki dördüncü kol mevcut bulunmaktadır. Her ne kadar nesilleri uzun süre önce yok olsa da Sürüngenler ailesi fil ve mastodon canlıları içinde özelliklerini sergilemiştir; bunun karşısında ise onların özel türleri, sıçrayan kanguruların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. 65:2.10 (732.8) The kingdom of reptiles, descended from the frog family, is today represented by four surviving divisions: two nonprogressive, snakes and lizards, together with their cousins, alligators and turtles; one partially progressive, the bird family, and the fourth, the ancestors of mammals and the direct line of descent of the human species. But though long departed, the massiveness of the passing Reptilia found echo in the elephant and mastodon, while their peculiar forms were perpetuated in the leaping kangaroos.
65:2.11 (733.1) Urantia üzerinde yalnızca on dört hayvan soyu ortaya çıkmıştır; balıklar bu soyların en sonuncusu olarak, kuşlar ve memelilerden beri hiçbir yeni canlı sınıfı gelişmemiştir. 65:2.11 (733.1) Only fourteen phyla have appeared on Urantia, the fishes being the last, and no new classes have developed since birds and mammals.
65:2.12 (733.2) Et ile beslenen çevik özellikli minyon yapılı ama göreceli olarak büyük bir beyne sahip olan sürüngen dinozorundan karın-bağı memelileri ansızın türemiştir. Yalnızca sıkça görülen çağdaş memeli çeşitlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamayan aynı zamanda balinalar ve ayıbalıkları gibi deniz türlerine ek olarak yarasa ailesi gibi uçan canlılara da türeyen bir biçimde bu memeliler, hızlı bir şekilde ve çok çeşitli biçimlerde gelişmişlerdir. 65:2.12 (733.2) It was from an agile little reptilian dinosaur of carnivorous habits but having a comparatively large brain that the placental mammals suddenly sprang. These mammals developed rapidly and in many different ways, not only giving rise to the common modern varieties but also evolving into marine types, such as whales and seals, and into air navigators like the bat family.
65:2.13 (733.3) İnsan böylelikle başlıca olarak, doğu-batı kuşağında bulunan kapalı tarihi denizlerdeki batı yaşam aktarımından türemiştir. Yaşayan organizmaların doğu ve merkezi toplulukları, hayvan mevcudiyetinin insan-öncesi düzeylerine erişim için daha elverişli bir biçimde öncül olarak ilerlemekteydi. Ancak çağlar ilerledikçe yaşam aktarımının doğu odağı; insan yetkinliklerini canlandırma gücünü sonsuza kadar ondan mahrum bırakan çekirdek plazmasının en yüksek türlerine ait tekrar eden ve geri döndürülemez kayıpları deneyimleyerek, insan-öncesi ussal düzeyin tatmin edici bir düzeyine erişmede başarısız olmuştur. 65:2.13 (733.3) Man thus evolved from the higher mammals derived principally from the western implantation of life in the ancient east-west sheltered seas. The eastern and central groups of living organisms were early progressing favorably toward the attainment of prehuman levels of animal existence. But as the ages passed, the eastern focus of life emplacement failed to attain a satisfactory level of intelligent prehuman status, having suffered such repeated and irretrievable losses of its highest types of germ plasm that it was forever shorn of the power to rehabilitate human potentialities.
65:2.14 (733.4) Bu doğu topluluğu içinde akıl yetkinliğinin kalitesi gelişim için diğer iki topluluktan kesin bir biçimde o kadar alçak bir düzeyde bulunmaktaydı ki, Yaşam Taşıyıcıları üstlerinin rızasını alarak evrimleşen yaşamın bu alçak düzey insan-öncesi ırk kollarını ilave bir biçimde sınırlandırmak için çevre koşullarında değişiklikte bulunmuşlardı. Yaratılmışların bu alçak düzey topluluklarının ortadan kalkışının tümü dışarıdan bakıldığında şans eseri gerçekleşen bir görünüme sahipti, ancak gerçekte bu olay tamamiyle amaç dâhilinde gerçekleşmiştir. 65:2.14 (733.4) Since the quality of the mind capacity for development in this eastern group was so definitely inferior to that of the other two groups, the Life Carriers, with the consent of their superiors, so manipulated the environment as further to circumscribe these inferior prehuman strains of evolving life. To all outward appearances the elimination of these inferior groups of creatures was accidental, but in reality it was altogether purposeful.
65:2.15 (733.5) Usun evrimsel ortaya çıkışı içinde daha sonra, insan türlerinin lemur ataları diğer bölgelere kıyasla Kuzey Amerika’ya oldukça etraflı bir biçimde yayılmıştır; ve onlar bu şartlar nedeniyle, batı yaşam aktarım bölgesinden hareket ederek Bering kara köprüsü üzerinden geçip, evirilmeye devam ettikleri ve merkezi yaşam topluluğunun belirli ırk kollarının eklemlenmesinden yarar sağladıkları yer olan, güneybatı Asya sahiline göç etmeye yönlendirilmişlerdir. İnsan böylelikle, belirli batı ve merkezi yaşam ırk kollarından evrimleşmiş olup ancak yakın doğu bölgelerin merkezinde gelişmiştir. 65:2.15 (733.5) Later in the evolutionary unfolding of intelligence, the lemur ancestors of the human species were far more advanced in North America than in other regions; and they were therefore led to migrate from the arena of western life implantation over the Bering land bridge and down the coast to southwestern Asia, where they continued to evolve and to benefit by the addition of certain strains of the central life group. Man thus evolved out of certain western and central life strains but in the central to near-eastern regions.
65:2.16 (733.6) Bu anlatıldığı biçimiyle Urantia’ya aktarılan yaşam, insanın ortaya çıktığı ve kendisinin dikkate değer gezegensel sürecine başladığı çağ olan buz devrine kadar evirilmişti. Ve buz dönemi boyunca ilkel insanın bu ortaya çıkışı, bir şans eseri sonucu meydana gelmemiştir; bu oluşum bir tasarım uyarınca gerçekleşmiştir. Buzul döneminin sıkıntıları ve mevsimsel zorlukları her bakımdan, güçlü bir insan türünün devasa bir kurtuluş kazanımı ile yetişmesini desteklemek amacına göre uyarlanmıştır. 65:2.16 (733.6) In this way the life that was planted on Urantia evolved until the ice age, when man himself first appeared and began his eventful planetary career. And this appearance of primitive man on earth during the ice age was not just an accident; it was by design. The rigors and climatic severity of the glacial era were in every way adapted to the purpose of fostering the production of a hardy type of human being with tremendous survival endowment.
3. Evrimin Desteklenişi ^top 3. The Fostering of Evolution ^top
65:3.1 (733.7) Bugünün insan aklına öncül evrimsel ilerleyişin tuhaf ve görünüşte anlamsız gelen garip olayların çoğunu açıklamaya çalışmak neredeyse imkânsız olacaktır. Yaşayan varlıkların bu görünüşteki tuhaf evrimlerinin tümü boyunca amacı olan bir tasarı faaliyet göstermekteydi; ancak yaşam işleyiş biçimleri bir kez işlerlik kazandıktan sonra bizlerin onlara keyfi bir biçimde müdahale etme yetkimiz bulunmamaktadır. 65:3.1 (733.7) It will hardly be possible to explain to the present-day human mind many of the queer and apparently grotesque occurrences of early evolutionary progress. A purposeful plan was functioning throughout all of these seemingly strange evolutions of living things, but we are not allowed arbitrarily to interfere with the development of the life patterns after they have once been set in operation.
65:3.2 (733.8) Yaşam Taşıyıcıları, yaşam deneyiminin gelişimsel ilerleyişini destekleyecek olası her doğal kaynağı kullanabilir ve rastlantısal olayların herhangi birinden veya hepsinden faydalanabilir; ancak bizlerin, bitki veya hayvan evriminin işleyişi ve gidişatı üzerinde anlık müdahalede bulunmamıza veya keyfi bir biçimde değişikliğe gitmemize izin verilmemektedir. 65:3.2 (733.8) Life Carriers may employ every possible natural resource and may utilize any and all fortuitous circumstances which will enhance the developmental progress of the life experiment, but we are not permitted mechanically to intervene in, or arbitrarily to manipulate the conduct and course of, either plant or animal evolution.
65:3.3 (733.9) Urantia fanilerinin ilkel kurbağa gelişimi vasıtasıyla evirildiği ve belirli bir olayda yok olmaktan kıl payı kurtulan tek bir kurbağa içinde potansiyel olarak taşınan bu yükseliş kolu hakkında bilgilendirilmiş bir konumda bulunmaktasınız. Ancak insan türü evriminin bu dönüm noktasında bir kaza sonucu tamamiyle sonlanabilecek olma ihtimalinizin çıkarımında bulunulmamalıdır. Bu zaman zarfında bizler, insan-öncesi gelişimin farklılaşmış çeşitli doğum biçimleriyle sonuçlanabilecek olan binden fazla farklı ve birbirlerinden ayrı konumda ikamet eden yaşamın başkalaşan kollarını gözlemlemekte ve onları desteklemekteydik. Bu özel atasal kurbağa bizim üçüncü tercihimizi simgelemektedir; bundan önceki iki yaşam kolu, korunumu için tüm çabalarımıza rağmen yok olmuştur. 65:3.3 (733.9) You have been informed that Urantia mortals evolved by way of primitive frog development, and that this ascending strain, carried in potential in a single frog, narrowly escaped extinction on a certain occasion. But it should not be inferred that the evolution of mankind would have been terminated by an accident at this juncture. At that very moment we were observing and fostering no less than one thousand different and remotely situated mutating strains of life which could have been directed into various different patterns of prehuman development. This particular ancestral frog represented our third selection, the two prior life strains having perished in spite of all our efforts toward their conservation.
65:3.4 (734.1) Doğumlarından önce Andon ve Fonta’nın kaybı bile, her ne kadar insan evrimini geciktirecek olsa da, onu tamamiyle engellemiş olmayacaktı. Andon ve Fonta’nın ortaya çıkışından sonra ve hayvan yaşamının başkalaşan insan potansiyellerin gerçekleşmesinden önce orada, gelişimin benzer insan türüne erişebilecek yedi binden fazla elverişli yaşam kolu gelişmişti. Ve bu daha iyi yaşam ırk kollarının çoğu, genişleyen insan türlerinin çeşitli dalları tarafından ilerleyen zamanlarda ortadan kaldırılmıştır. 65:3.4 (734.1) Even the loss of Andon and Fonta before they had offspring, though delaying human evolution, would not have prevented it. Subsequent to the appearance of Andon and Fonta and before the mutating human potentials of animal life were exhausted, there evolved no less than seven thousand favorable strains which could have achieved some sort of human type of development. And many of these better stocks were subsequently assimilated by the various branches of the expanding human species.
65:3.5 (734.2) Biyolojik canlandırıcılar olan Maddi Erkek ve Kız Evladı’nın ortaya çıkışından çok uzun zaman önce, evrimleşen hayvan türlerine ait insan potansiyellerinin hepsi denenmiştir. Hayvan yaşamının bu biyolojik düzeyi; insan-öncesi bireylerin başkalaşıma uğramış potansiyellerine kaynak sağlamak amacıyla hayvan yaşamının tümünün yetkinliğinin denenmesiyle eş zamanlı bir biçimde kendiliğinden ortaya çıkan, emir yardımcı ruhaniyet ilerleyişinin üçüncü fazına ait oluşumla Yaşam Taşıyıcıları için apaçık bir hal almıştır. 65:3.5 (734.2) Long before the Material Son and Daughter, the biologic uplifters, arrive on a planet, the human potentials of the evolving animal species have been exhausted. This biologic status of animal life is disclosed to the Life Carriers by the phenomenon of the third phase of adjutant spirit mobilization, which automatically occurs concomitantly with the exhaustion of the capacity of all animal life to give origin to the mutant potentials of prehuman individuals.
65:3.6 (734.3) Urantia üzerinde insan türü, sahip olduğu insan ırk kollarıyla birlikte fani gelişimine ait sorunlarını kendi başına çözmek durumundadır — insan-öncesi kaynaklardan ilave ırklar bir daha sonsuza kadar evirilmeyecektir. Ancak bu gerçek, fani ırklar içinde hâlihazırda barınmakta olan evrimsel potansiyellerin ussal bir biçimde gelişimi vasıtasıyla insan ilerleyişinin daha yüksek engin düzeylerine olan erişime engel olmamaktadır. Yaşam Taşıyıcıları olarak bizlerin gerçekleştirdiği insan iradesinin ortaya çıkışından önce yaşamı desteklemeye ve onu korumaya dönük çabalarımız gibi, bu türden oluşum sonrasında ve evrime olan etkin katılımımızı sonlandırmamızın peşi sıra insan, bu görevleri kendisi için yerine getirmek durumundadır. Genel anlamda insanın evrimsel kaderi kendi ellinde olup, düzenlenmemiş doğal seçilim ve şanssal kurtuluşun rastgele gerçekleşen faaliyetinin yerini bilimsel us er veya geç almak zorundadır. 65:3.6 (734.3) Mankind on Urantia must solve its problems of mortal development with the human stocks it has—no more races will evolve from prehuman sources throughout all future time. But this fact does not preclude the possibility of the attainment of vastly higher levels of human development through the intelligent fostering of the evolutionary potentials still resident in the mortal races. That which we, the Life Carriers, do toward fostering and conserving the life strains before the appearance of human will, man must do for himself after such an event and subsequent to our retirement from active participation in evolution. In a general way, man’s evolutionary destiny is in his own hands, and scientific intelligence must sooner or later supersede the random functioning of uncontrolled natural selection and chance survival.
65:3.7 (734.4) Çok ileriki zamanlarda belirli bir süreç içerisinde Yaşam Taşıyıcılar’ın bir birliğine bağlı hale geldiğiniz zaman, yaşam idaresi ve aktarımının tasarımı ve işleyiş biçimi konularda tavsiyelerde bulunmak ve olası her tür ilerleyici düzenlemeleri gerçekleştirmek için çok sayıda imkâna sahip olacağınızın evrimin desteklenmesi hususunda belirtilmesi yanlış olmaz. Sabırlı olun! Evrensel nüfuz alanlarının herhangi bir parçasına ait idarenin daha iyi yöntemlerini geliştirme bakımından akıllarınızın verimli olduğu durum biçiminde iyi fikirlere sahip olursanız, gelecek çağlar boyunca birliktelik içinde bulunduğunuz unsurlara ve görevdaş idarecilerinize bu fikirleri sunmak için bir imkâna kesin bir biçimde sahip olacaksınız. 65:3.7 (734.4) And in discussing the fostering of evolution, it would not be amiss to point out that, in the long future ahead, when you may sometime be attached to a corps of Life Carriers, you will have abundant and ample opportunity to offer suggestions and make any possible improvements in the plans and technique of life management and transplantation. Be patient! If you have good ideas, if your minds are fertile with better methods of administration for any part of the universal domains, you are certainly going to have an opportunity to present them to your associates and fellow administrators in the ages to come.
4. Urantia Serüveni ^top 4. The Urantia Adventure ^top
65:4.1 (734.5) Urantia’nın bir yaşam-deneyim dünyası olarak bizlere görev yerleşkesi olarak verildiği gerçeğini gözden kaçırmayın. Bizler, Nebadon yaşam tasarımlarının Satania uyumluluğunu değiştirmek ve mümkünse onu geliştirmek için altmışıncı girişimimizi bu gezegen üzerinde gerçekleştirdik; ortak yaşam işleyiş biçimlerinin sayısız yararlı değişikliğini başarıyla gerçekleştirdiğimiz kayıtlara girmiştir. Daha detaylı ifadeyle, Urantia üzerinde bizler; bundan sonraki gelecek zamanın tümü boyunca Nebadon’un tamamı için hizmete hazır halde bulunacak yaşam değişiminin yirmi sekiz çeşidini denemiş ve onları başarıyla göstermiş bulunmaktayız. 65:4.1 (734.5) Do not overlook the fact that Urantia was assigned to us as a life-experiment world. On this planet we made our sixtieth attempt to modify and, if possible, improve the Satania adaptation of the Nebadon life designs, and it is of record that we achieved numerous beneficial modifications of the standard life patterns. To be specific, on Urantia we worked out and have satisfactorily demonstrated not less than twenty-eight features of life modification which will be of service to all Nebadon throughout all future time.
65:4.2 (735.1) Ancak yaşam oluşumu hiçbir dünya üzerinde, denenmemiş bir şeyin denendiği veya bilinmeyen bir şeyin gerçekleştirilmeye kalkışıldığı anlamda deneyimsel değildir. Yaşamın evrimi; her zaman ilerleyici, farklılaşan ve çeşitlilik gösteren bir işleyiş biçimidir; ve bu evrim hiçbir zaman rastgele, düzenlenmemiş veya şans eseri gerçekleşen anlamda tamamiyle deneyimsel değildir. 65:4.2 (735.1) But the establishment of life on no world is ever experimental in the sense that something untried and unknown is attempted. The evolution of life is a technique ever progressive, differential, and variable, but never haphazard, uncontrolled, nor wholly experimental, in the accidental sense.
65:4.3 (735.2) İnsan yaşamının birçok özelliği; organik evrimin yalnızca kâinatsal bir kaza eseri gerçekleşmediği biçiminde, fani mevcudiyet olgusunun ussal bir biçimde tasarlandığına işaret eden bolca kanıtı sunmaktadır. Yaşayan bir hücre yaralandığı zaman, yara içinde iyileşme süreçlerini başlatacak belirli özlerin derhal salgılanışını sağlamak için sağlıklı komşu hücreleri uyarma ve onları etkinleştirme gücünü barındıran belirli kimyasal maddeleri harekete geçirme yetkinliğine sahiptir; ve bu zaman zarfında bahse konu sağlıklı ve zarar görmemiş hücreler, gerçekte kaza sonucu zarar görmüş olabilecek olası her akran hücreyi değiştirmek için yeni hücreleri üretmeye başlayarak — çoğalmaya koyulurlar. 65:4.3 (735.2) Many features of human life afford abundant evidence that the phenomenon of mortal existence was intelligently planned, that organic evolution is not a mere cosmic accident. When a living cell is injured, it possesses the ability to elaborate certain chemical substances which are empowered so to stimulate and activate the neighboring normal cells that they immediately begin the secretion of certain substances which facilitate healing processes in the wound; and at the same time these normal and uninjured cells begin to proliferate—they actually start to work creating new cells to replace any fellow cells which may have been destroyed by the accident.
65:4.4 (735.3) Yaranın iyileşmesi ve hücre yenilenmesindeki bu kimyasal etki ve tepki, olası kimyasal tepkimeler ve biyolojik sonuçların yüz bin fazı ve özelliği arasındaki bir formülü Yaşam Taşıyıcılar’ın tercih edişini yansıtmaktadır. Bu formül Urantia yaşam deneyimi içinde nihai olarak yürürlüğe konmadan önce, yarım milyondan fazla özel deney Yaşam Taşıyıcılar tarafından kendi laboratuarlarında gerçekleştirilmiştir. 65:4.4 (735.3) This chemical action and reaction concerned in wound healing and cell reproduction represents the choice of the Life Carriers of a formula embracing over one hundred thousand phases and features of possible chemical reactions and biologic repercussions. More than half a million specific experiments were made by the Life Carriers in their laboratories before they finally settled upon this formula for the Urantia life experiment.
65:4.5 (735.4) Urantia bilim adamları bu iyileştirici kimyasallar hakkında daha fazla bilgiye sahip olduğunda, yaraların iyileşmesinde daha etkin hale gelecekler; ve dolaylı bir biçimde onlar, belirli ciddi hastalıkların denetim altına alınmasına dair daha fazla bilgiye sahip olacaklar. 65:4.5 (735.4) When Urantia scientists know more of these healing chemicals, they will become more efficient in the treatment of injuries, and indirectly they will know more about controlling certain serious diseases.
65:4.6 (735.5) Urantia üzerinde yaşam oluşturulduğundan beri Yaşam Taşıyıcıları, diğer Satania dünyasına aktarılmış bu iyileştirme biçimini geliştirmişlerdir; bu gelişim içerisinde iyileştirme biçimi acıyı daha fazla dindirişi sunmakta ve ilgili sağlıklı hücrelerin çoğalım yetkinliği üzerinde daha iyi denetimi sağlamaktadır. 65:4.6 (735.5) Since life was established on Urantia, the Life Carriers have improved this healing technique as it has been introduced on another Satania world, in that it affords more pain relief and exercises better control over the proliferation capacity of the associated normal cells.
65:4.7 (735.6) Urantia yaşam deneyimine ait orada birçok benzersiz özellik bulunmaktaydı; ancak onların arasında iki olağanüstü gelişim, altı renkli ırkın evriminden önce Andonsal ırkın ortaya çıkışı ve daha sonrasında ise Sangik başkalaşımların tek bir aile içinde eş zamanlı olarak belirişidir. Urantia, aynı insan ailesinden altı renkli ırkın türediği Satania üzerindeki ilk dünyadır. Bu ırklar genellikle; insan-öncesi hayvan yaşam kolu içerisinde bağımsız başkalaşımlardan çeşitli ırk kolları halinde ortaya çıkmakta, kırmızı ırktan başlayarak her dönemde tek yeni bir ırkın çivit ırkına kadar inen sıralı ilerleyişi uzun süreçler boyunca sıklıkla gerçekleşir. 65:4.7 (735.6) There were many unique features of the Urantia life experiment, but the two outstanding episodes were the appearance of the Andonic race prior to the evolution of the six colored peoples and the later simultaneous appearance of the Sangik mutants in a single family. Urantia is the first world in Satania where the six colored races sprang from the same human family. They ordinarily arise in diversified strains from independent mutations within the prehuman animal stock and usually appear on earth one at a time and successively over long periods of time, beginning with the red man and passing on down through the colors to indigo.
65:4.8 (735.7) İşleyiş düzenine ait bir diğer olağanüstü çeşitlilik Gezegensel Prens’in varışının geç bir zaman zarfında gerçekleşmiş olmasıydı. Bir kural olarak prens, idare gelişimin gerçekleştiği zaman sularında bir gezegen üzerinde ortaya çıkar; ve eğer bu tasarı takip edilseydi, altı Sangik ırkının ortaya çıkmasıyla eş zamanlı olarak Andon ve Fonta’nın yaşadığı dönemden neredeyse beş yüz bin yıl sonra Urantia’ya gelmek yerine bu ilk iki insan yaşam döneminde bile Caligastia bu gezegene varmış olabilirdi. 65:4.8 (735.7) Another outstanding variation of procedure was the late arrival of the Planetary Prince. As a rule, the prince appears on a planet about the time of will development; and if such a plan had been followed, Caligastia might have come to Urantia even during the lifetimes of Andon and Fonta instead of almost five hundred thousand years later, simultaneously with the appearance of the six Sangik races.
65:4.9 (735.8) Olağan bir yerleşik dünya üzerinde bir Gezegensel Prens, Andon ve Fonta’nın ortaya çıkışı üzerine veya bu gelişimden kısa bir süre sonra Yaşam Taşıyıcıları’nın talebiyle görevlendirilmiş olurdu. Ancak Urantia bir yaşam-dönüşüm gezegeni olarak sınıflandırıldığı için, Gezegensel Prens’in gezegene olan varışına kadar sayıca on iki Melçizedek gözlemcisinin Yaşam Taşıyıcıları’na danışmanlar olarak bağlanması ve gezegenin yüksek denetimcileri olarak görevlendirilmesi önceden karara bağlanmış bir durumdu. Bu Melçizedekler; Andon ve Fonta zamanında gezegene ulaşmış olup, Düşünce Düzenleyiciler’in bu iki insanın fani akıllarında ikamet edişini etkin hale getiren kararları almışlardır. 65:4.9 (735.8) On an ordinary inhabited world a Planetary Prince would have been granted on the request of the Life Carriers at, or sometime after, the appearance of Andon and Fonta. But Urantia having been designated a life-modification planet, it was by preagreement that the Melchizedek observers, twelve in number, were sent as advisers to the Life Carriers and as overseers of the planet until the subsequent arrival of the Planetary Prince. These Melchizedeks came at the time Andon and Fonta made the decisions which enabled Thought Adjusters to indwell their mortal minds.
65:4.10 (736.1) Yaşam Taşıyıcıları’nın Satania yaşam işleyiş biçimlerini Urantia üzerinde geliştirme çabaları, geçiş yaşamının görünüşte kullanışsız birçok türünün ortaya çıkışını ister istemez beraberinde getirmiştir. Ancak elde edilen hâlihazırdaki kazanımlar, ortak yaşam tasarımlarının Urantia değişikliklerini haklı çıkaracak yeterli düzeyde bulunmaktadır. 65:4.10 (736.1) On Urantia the endeavors of the Life Carriers to improve the Satania life patterns necessarily resulted in the production of many apparently useless forms of transition life. But the gains already accrued are sufficient to justify the Urantia modifications of the standard life designs.
65:4.11 (736.2) Urantia’nın evrimsel yaşamı içinde iradenin öncül dışavurumunu üretmek bizim başlıca gayemizdi, ve biz bu amacı yerine getirdik. Genellikle irade; çoğu kez kızıl ırkın üstün türleri arasında ilk kez ortaya çıkan bir biçimde, renkli ırkların uzun süreler boyunca yaşamalarına kadar ortaya çıkmamaktadır. Sizin dünyanız, iradenin insan türünün renkli ırk-öncesi bir kökende ortaya çıktığı Satania’da ki tek gezegendir. 65:4.11 (736.2) It was our intention to produce an early manifestation of will in the evolutionary life of Urantia, and we succeeded. Ordinarily, will does not emerge until the colored races have long been in existence, usually first appearing among the superior types of the red man. Your world is the only planet in Satania where the human type of will has appeared in a precolored race.
65:4.12 (736.3) Ancak, insan ırkının memeli atalarına nihai olarak köken sağlayacak kalıtımsal etkenlerin karışımı ve birlikteliğini sağlamak için gerçekleştirdiğimiz çabalarda, bu kalıtımsal etkenlerin yüz binlerce görece yararsız karışımlarının ve birlikteliklerinin ortaya çıkmasına izin verme zorunluluğu ile karşılaştık. Çabalarımızın bu görünüşte tuhaf yan sonuçlarının çoğu, gezegensel tarihin derinliklerine indiğinizde gözünüze kesin bir biçimde çarpacaktır; ve ben, kısıtlı insan bakış açısı için bu türden şeylerin ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu oldukça iyi bir biçimde anlayabilmekteyim. 65:4.12 (736.3) But in our effort to provide for that combination and association of inheritance factors which finally gave rise to the mammalian ancestors of the human race, we were confronted with the necessity of permitting hundreds and thousands of other and comparatively useless combinations and associations of inheritance factors to take place. Many of these seemingly strange by-products of our efforts are certain to meet your gaze as you dig back into the planetary past, and I can well understand how puzzling some of these things must be to the limited human viewpoint.
5. Yaşam Evrimi’nin Beklenmemiş Talihsizlikleri ^top 5. Life-Evolution Vicissitudes ^top
65:5.1 (736.4) Urantia üzerinde ussal yaşam üzerinde değişikliklerde bulunmak için özel çabalarımızın, Caligastia ihaneti ve Âdemsel bozulma olarak denetimimizin ötesinde bulunan vahim sapkınlıklar tarafından oldukça engellenmiş bir hale gelmiş olması Yaşam Taşıyıcıları olarak bizler için derin bir üzüntü kaynağıdır. 65:5.1 (736.4) It was a source of regret to the Life Carriers that our special efforts to modify intelligent life on Urantia should have been so handicapped by tragic perversions beyond our control: the Caligastia betrayal and the Adamic default.
65:5.2 (736.5) Ancak bu biyolojik serüvenin tamamı boyunca yaşadığımız en büyük hayal kırıklığı; belirli ilkel bitki yaşam türünün geniş ve beklenmeyen ölçüde parazit bakterisinin klorofil-öncesi düzeylerine geri dönüşüydü. Bitki yaşamı evrimi içindeki bu nihai gelişim, başlıca daha kırılgan olan insan varlıkları olmak üzere üst düzeydeki memeliler içinde birçok acı hastalığa neden oldu. Biz bu kafa karıştırıcı durumla karşılaştığımız zaman, bir şekilde ortaya çıkan zorlukları fazla önemsemedik; çünkü bizler bilmekteydik ki, organizmanın bitkisel türü tarafından üretilen tüm hastalıklara karşı insanı neredeyse tamamen bağışık hale getirecek bir biçimde birbirine karışan ırkların meydana getireceği dirençsel güçleri Âdemsel yaşam plazmasının ilerleyen süreçlerdeki birleşiminin yeniden güçlendireceğini bilmekteydik. Ancak bizim bu umutlarımız, Âdemsel yoldan çıkışın talihsiz gelişimi nedeniyle boş çıkmaya mahkûm hale gelmişti. 65:5.2 (736.5) But throughout all of this biologic adventure our greatest disappointment grew out of the reversion of certain primitive plant life to the prechlorophyll levels of parasitic bacteria on such an extensive and unexpected scale. This eventuality in plant-life evolution caused many distressful diseases in the higher mammals, particularly in the more vulnerable human species. When we were confronted with this perplexing situation, we somewhat discounted the difficulties involved because we knew that the subsequent admixture of the Adamic life plasm would so reinforce the resisting powers of the resulting blended race as to make it practically immune to all diseases produced by the vegetable type of organism. But our hopes were doomed to disappointment owing to the misfortune of the Adamic default.
65:5.3 (736.6) Urantia olarak adlandırılan bu küçük dünyayı içine alan kâinat âlemlerinin tümü, yalnızca bizlerin onayından geçmesi için veya sadece beklentilerimizi karşılaması için idare edilmemektedir; ve bu erekler bir yana dursun, onların idaresi hiçbir biçimde heveslerimizi tatmin etmesi veya merakımızı gidermesi için gerçekleşmemektedir. Evren idaresi için sorumlu olan bilge ve her şeye gücü yeten varlıklar kuşkusuz, neler ile karşılaşacaklarını çok iyi bir biçimde bilmektedir; ve bu durum Yaşam Taşıyıcıları için gerçeklik taşırken, fani akılların sabırlı bekleyiş içinde ve içten eş güdüm halinde bilgeliğin iradesi, gücün hâkimiyeti ve ilerleyişin adımlarına olan katılımlarını gerektirmektedir. 65:5.3 (736.6) The universe of universes, including this small world called Urantia, is not being managed merely to meet our approval nor just to suit our convenience, much less to gratify our whims and satisfy our curiosity. The wise and all-powerful beings who are responsible for universe management undoubtedly know exactly what they are about; and so it becomes Life Carriers and behooves mortal minds to enlist in patient waiting and hearty co-operation with the rule of wisdom, the reign of power, and the march of progress.
65:5.4 (736.7) Tabii ki orada Mikâil’in bahşedilişi gibi yaşanan felaketlerin telafisi için belirli olumlu gelişmeler gerçekleşmiştir. Ancak bu türden olumlu olumsuz tüm gelişmelerden bağımsız olarak bu gezegenin daha sonraki göksel yüksek denetimcileri, insan ırkının nihai evrimsel zaferine ve Yaşam Taşıyıcıları olarak bizlerin özgün tasarımları ve yaşam işleyiş biçimlerinin er ya da geç haklı çıkacağına dair eksiksiz güveni dile getirmektedirler. 65:5.4 (736.7) There are, of course, certain compensations for tribulation, such as Michael’s bestowal on Urantia. But irrespective of all such considerations, the later celestial supervisors of this planet express complete confidence in the ultimate evolutionary triumph of the human race and in the eventual vindication of our original plans and life patterns.
6. Yaşamın Evrimsel İşleyiş Biçimleri ^top 6. Evolutionary Techniques of Life ^top
65:6.1 (737.1) Hareket eden bir eşyanın kesin yer ve hızını doğru bir biçimde eş zamanlı olarak belirlemek imkânsızdır; yer veya hızın ölçümüne dair herhangi bir girişim kaçınılmaz olarak bir diğerinde açığa çıkacak değişikliği beraberinde getirecektir. Bu türden bir çelişki, fani insanın protoplazmanın kimyasal analizini yapmaya giriştiğinde karşılaştığı bir durumdur. Kimyager, ölü protoplazmanın kimyasını açıklayabilir; ancak kendisi, yaşayan protoplazmanın ne fiziksel düzenlenişini ne de devinimsel oluşum hareketini algılayamaz. Bu bilim adamı her zaman yaşamın sırlarına gittikçe yaklaşacaktır, ancak kendisi bu sırlara hiçbir zaman erişemeyecek ve protoplazmayı öldürüp incelemekten başka bir yola sahip olamayacaktır. Ölü protoplazma yaşayan plazma ile aynı ağırlığa sahiptir, ancak onlar birbirine eş değillerdir. 65:6.1 (737.1) It is impossible accurately to determine, simultaneously, the exact location and the velocity of a moving object; any attempt at measurement of either inevitably involves change in the other. The same sort of a paradox confronts mortal man when he undertakes the chemical analysis of protoplasm. The chemist can elucidate the chemistry of dead protoplasm, but he cannot discern either the physical organization or the dynamic performance of living protoplasm. Ever will the scientist come nearer and nearer the secrets of life, but never will he find them and for no other reason than that he must kill protoplasm in order to analyze it. Dead protoplasm weighs the same as living protoplasm, but it is not the same.
65:6.2 (737.2) Yaşayan şeyler ve varlıklar içinde uyumun özgün bir kazanımı mevcut bulunmaktadır. Maddi veya ruhsal oluşundan bağımsız olarak, her yaşayan organizma biçiminde her yaşayan bitki veya hayvan hücresi içerisinde; çevreye alışmaya, organizmasal uyuma ve bütünleşerek değişen yaşam koşullarına ait sürekli artan kusursuzluğa erişim için tatmin edilemez bir arzu bulunmaktadır. Tüm yaşayan varlıkların bu bitmek tükenmek bilmeyen çabaları, kusursuzluğa erişim için kendilerinde içkin bir biçimde barınan arzunun mevcudiyetine kanıt teşkil etmektedir. 65:6.2 (737.2) There is original endowment of adaptation in living things and beings. In every living plant or animal cell, in every living organism—material or spiritual—there is an insatiable craving for the attainment of ever-increasing perfection of environmental adjustment, organismal adaptation, and augmented life realization. These interminable efforts of all living things evidence the existence within them of an innate striving for perfection.
65:6.3 (737.3) Bitki evrimi içerisinde en önemli aşama, klorofil-üretim yetkinliğinin gelişimiydi; ve ikincil en büyük gelişme, sporların karmaşık bitki tohumlarına olan evrimiydi. Bitki sporları, çoğalımı gerçekleştiren bir birim olarak oldukça etkindir; ancak onlar, bitki tohumları içerisinde içkin bir biçimde var olan çeşitlilik ve çok yönlülüğün potansiyellerinden yoksunlardır. 65:6.3 (737.3) The most important step in plant evolution was the development of chlorophyll-making ability, and the second greatest advance was the evolution of the spore into the complex seed. The spore is most efficient as a reproductive agent, but it lacks the potentials of variety and versatility inherent in the seed.
65:6.4 (737.4) Hayvanların daha yüksek türlerinin evrimi içinde en yararlı ve en karmaşık gelişmelerden biri; dolaşım halindeki kan hücreleri içinde oksijen taşıma ve karbondioksiti arındırma biçiminde çifte görevi yerine getirecek demir yetkinliğinin gelişimiydi. Ve kırmızı kan hücrelerinin bu görevi, evrim halindeki organizmaların farklı ve değişen koşullar karşısında işlevlerini nasıl da uyumlu hale getirmeye yetkin olduklarını göstermektedir. İnsanı içine alan bir biçimde daha üst düzey hayvanlar; oksijeni yaşayan hücrelere taşıyan ve aynı verimlilik içerisinde karbondioksiti bu hücrelerden arındıran, kırmızı kan hücrelerine ait demir faaliyeti vasıtasıyla dokularına oksijen alınımını gerçekleştirirler. Ancak diğer metaller de aynı amaca hizmet etmek için kullanılabilir. Mürekkepbalığı bu faaliyet için bakırı kullanmakta olup, deniz üzümü vanadyumdan faydalanır. 65:6.4 (737.4) One of the most serviceable and complex episodes in the evolution of the higher types of animals consisted in the development of the ability of the iron in the circulating blood cells to perform in the double role of oxygen carrier and carbon dioxide remover. And this performance of the red blood cells illustrates how evolving organisms are able to adapt their functions to varying or changing environment. The higher animals, including man, oxygenate their tissues by the action of the iron of the red blood cells, which carries oxygen to the living cells and just as efficiently removes the carbon dioxide. But other metals can be made to serve the same purpose. The cuttlefish employs copper for this function, and the sea squirt utilizes vanadium.
65:6.5 (737.5) Bu türden biyolojik uyumun devamı, daha yüksek Urantia memelilerinde dişlerin evrimi tarafından sergilenmiştir; bu canlılar, insanın uzak akrabalarında otuz altı dişe erişen canlılar olup, bunun sonrasında öncül insan ve onun yakın akraba türleri içinde otuz ikiye doğru yeniden bir uyum sürecini gerçekleştirmeye başlamıştır. Bugün insan varlıkları yavaş bir biçimde, yirmi sekiz dişe sahip olmaya eğilimi göstermektedir. Evrimin bu ilerleyişi etkin ve uyumluluk içerisinde bu gezegen içerisinde hali hazırda faaliyet halindedir. 65:6.5 (737.5) The continuation of such biologic adjustments is illustrated by the evolution of teeth in the higher Urantia mammals; these attained to thirty-six in man’s remote ancestors, and then began an adaptative readjustment toward thirty-two in the dawn man and his near relatives. Now the human species is slowly gravitating toward twenty-eight. The process of evolution is still actively and adaptatively in progress on this planet.
65:6.6 (737.6) Ancak yaşayan organizmaların gizemli görünen uyumlarının çoğu, bütünüyle fiziksel bir biçimde katışıksız nitelikte kimyasaldır. Herhangi bir an içerisinde, bir insan varlığının kan dolaşımında; bir düzine iç salgı bezinin hormonsal üretimi arasında 15.000.000 kimyasal tepkimeye varan miktarda olası oluşum gerçekleşmektedir. 65:6.6 (737.6) But many seemingly mysterious adjustments of living organisms are purely chemical, wholly physical. At any moment of time, in the blood stream of any human being there exists the possibility of upward of 15,000,000 chemical reactions between the hormone output of a dozen ductless glands.
65:6.7 (737.7) Bitki yaşamının daha alt düzey türleri; fiziksel, kimyasal ve elektriksel çevreye bütünüyle duyarlıdır. Ancak yaşam ölçeğinde kademe yükseldikçe, yedi emir-yardımcı ruhaniyetin akıl hizmetkârları birer birey etkin hale gelmektedir; ve akıl artan bir biçimde uyumlu, yaratıcı, eş güdümsel ve baskınlık kuran hale gelmektedir. Hayvanların kendilerini hava, su ve karaya uyumlu hale getirme yetkinliği doğaüstü bir kazanım değildir; bu uyum, aşkın-fiziksel uyumun bir parçasıdır. 65:6.7 (737.7) The lower forms of plant life are wholly responsive to physical, chemical, and electrical environment. But as the scale of life ascends, one by one the mind ministries of the seven adjutant spirits become operative, and the mind becomes increasingly adjustive, creative, co-ordinative, and dominative. The ability of animals to adapt themselves to air, water, and land is not a supernatural endowment, but it is a superphysical adjustment.
65:6.8 (738.1) Fizik ve kimya, öncül denizlere ait ilk çağ protoplazmasından bir insan varlığının nasıl evirildiğini tek başına açıklayamaz. Çevreye karşı deneyimsel ve farklılaşan duyarlılık olarak öğrenme yetisi, aklın bir kazanımıdır. Eğitim ve yeterli ölçüde hazırlanma fizik kurallarının üstesinden gelememektedir; zira bu kurallar sabit ve değişmezdir. Kimyanın tepkimeleri, eğitimle değişikliğe uğratılamaz; onlar tek-tip ve her zaman doğruluk gösteren oluşumlardır. Koşulsuz Mutlaklık’ın mevcudiyeti dışında elektriksel ve kimyasal tepkiler tahmin edilebilir nitelikte bulunmaktadır. Ancak akıl, gelişen dışsal etkenlerin tekrarlanışına karşı gösterilen tepkisel davranış alışkanlıklardan öğrenmeye yetkin biçimde, deneyimden yarar sağlayabilmektedir. 65:6.8 (738.1) Physics and chemistry alone cannot explain how a human being evolved out of the primeval protoplasm of the early seas. The ability to learn, memory and differential response to environment, is the endowment of mind. The laws of physics are not responsive to training; they are immutable and unchanging. The reactions of chemistry are not modified by education; they are uniform and dependable. Aside from the presence of the Unqualified Absolute, electrical and chemical reactions are predictable. But mind can profit from experience, can learn from reactive habits of behavior in response to repetition of stimuli.
65:6.9 (738.2) Us-öncesi organizmalar, çevresel dış etkenlere tepki göstermektedirler; fakat akıl hizmetine karşı duyarlı olan bu organizmalar çevreye uyum sağlayıp, kendisi için çevre koşulları üzerinde değişiklikte bulunmaya yetkindirler. 65:6.9 (738.2) Preintelligent organisms react to environmental stimuli, but those organisms which are reactive to mind ministry can adjust and manipulate the environment itself.
65:6.10 (738.3) Kendisine atanan sinir sistemi ile birlikte fiziksel beyin; tıpkı bir kişiliğin gelişme gösteren aklının ruhaniyet duyarlılığı için belirli bir içkin yetkinliğe sahip olması gibi, akıl hizmeti için içkin yeteneği elinde bulundurmaktadır; ve böylelikle bahse konu bu oluşum, ruhsal gelişim ve erişimin potansiyellerini beraberinde taşımaktadır. Ussal, toplumsal ve ruhsal evrim; yedi emir-yardımcı ruhaniyet ve onların aşkın-fiziksel birlikteliklerine ait akıl hizmetine bağlıdır. 65:6.10 (738.3) The physical brain with its associated nervous system possesses innate capacity for response to mind ministry just as the developing mind of a personality possesses a certain innate capacity for spirit receptivity and therefore contains the potentials of spiritual progress and attainment. Intellectual, social, moral, and spiritual evolution are dependent on the mind ministry of the seven adjutant spirits and their superphysical associates.
7. Evrimsel Akıl Düzeyleri ^top 7. Evolutionary Mind Levels ^top
65:7.1 (738.4) Yedi emir-yardımcı akıl-ruhaniyeti, yerel bir evrenin sahip olduğu daha alt düzey ussal mevcudiyetler için çok yönlü akıl hizmetkârlıdır. Aklın bu düzeyi, yerel evren yönetim merkezinden veya ona bağlanan bir dünyadan idare edilmektedir; ancak orada, sistem başkentlerinden idare edilen daha alt düzey akıl faaliyetinin etkili yönlendirişi mevcut bulunmaktadır. 65:7.1 (738.4) The seven adjutant mind-spirits are the versatile mind ministers to the lower intelligent existences of a local universe. This order of mind is ministered from the local universe headquarters or from some world connected therewith, but there is influential direction of lower-mind function from the system capitals.
65:7.2 (738.5) Evrimsel bir dünya, bu yedi emir-yardımcının görevine oldukça fazla bir biçimde bağımlıdır. Ancak onlar akıl hizmetkârlarıdır; onlar, Yaşam Taşıyıcılar’ın nüfuz alanı olan fiziksel evrim ile ilgili değillerdir. Yine de, Yaşam Taşıyıcıları’nın kendisini açığa çıkaran ve içkin düzenine ait hükmedilen nitelikteki doğal işleyiş ile bu ruhsal kazanımların kusursuz birleşimi; her ne kadar zaman zaman sizler madde ile birliktelik halinde bulunan aklın doğal tepkileri ile ilişkili her şeyi açıklamada bir şekilde kafa karışıklığına sahip olsanız da, tamamiyle doğanın elinde olan ve doğal süreçlerin dışavurumları biçiminde akıl olguları içinde fani insanın kavrayabilme yetkisizliğine yol açmaktadır. Ve eğer Urantia özgün tasarımlara daha bağımlı bir biçimde ilerlemeye gösterseydi, akıl olgusu içinde sizler daha da az şeyi kavrama süzgecinden geçirecek olurdunuz. 65:7.2 (738.5) On an evolutionary world much, very much, depends on the work of these seven adjutants. But they are mind ministers; they are not concerned in physical evolution, the domain of the Life Carriers. Nevertheless, the perfect integration of these spirit endowments with the ordained and natural procedure of the unfolding and inherent regime of the Life Carriers is responsible for the mortal inability to discern, in the phenomenon of mind, aught but the hand of nature and the outworking of natural processes, albeit you are occasionally somewhat perplexed in explaining all of everything connected with the natural reactions of mind as it is associated with matter. And if Urantia were operating more in accordance with the original plans, you would observe even less to arrest your attention in the phenomenon of mind.
65:7.3 (738.6) Yedi emir-yardımcı ruhaniyeti, birimsel olmaktan ziyade daha döngüsel bir niteliktedir; ve olağan dünyalar üzerinde onlar, yerel evren boyunca diğer emir-yardımcı faaliyetler ile birlikte bağımlı-döngüsel bir konuma yerleştirilmişlerdir. Yaşam-deneyim gezegenleri üzerinde, buna rağmen, onlar göreceli olarak tecrit edilmiş bir konumda bulunmaktadır. Ve yaşam işleyiş biçimlerinin benzersiz doğası nedeniyle Urantia üzerinde daha alt düzey emir-yardımcıları, yaşam kazanımının daha ortak türüne kıyasla evrimsel organizmalar ile iletişim kurmada daha büyük bir zorluğu deneyimlemiştir. 65:7.3 (738.6) The seven adjutant spirits are more circuitlike than entitylike, and on ordinary worlds they are encircuited with other adjutant functionings throughout the local universe. On life-experiment planets, however, they are relatively isolated. And on Urantia, owing to the unique nature of the life patterns, the lower adjutants experienced far more difficulty in contacting with the evolutionary organisms than would have been the case in a more standardized type of life endowment.
65:7.4 (738.7) Bir kez daha altını çizersek: olağan bir evrimsel dünya üzerinde yedi emir-yardımcı ruhaniyet, Urantia üzerindeki iletişimlerine kıyasla hayvan gelişiminin ilerleyen düzeyleri ile çok daha iyi bir biçimde uyumlu hale gelmiştir. Tek bir istisna dışında, emir-yardımcılar; Nebadon evreni boyunca faaliyetlerinin tümü içinde en büyük zorluğu Urantia organizmaların evrimsel akılları ile olan iletişimlerinde deneyimlediler. Bu dünya üzerinde, kendiliğinden-gerçekleşen öğrenmeye-müsait-olmayan ve kendiliğinden-gerçekleşmeyen-fakat-öğrenebilen organizmasal tepkilerin kafa karıştırıcı bütünlüğü biçiminde, sınır olgularının birçok türü gelişmiştir. 65:7.4 (738.7) Again, on an average evolutionary world the seven adjutant spirits are far better synchronized with the advancing stages of animal development than they were on Urantia. With but a single exception, the adjutants experienced the greatest difficulty in contacting with the evolving minds of Urantia organisms that they had ever had in all their functioning throughout the universe of Nebadon. On this world there developed many forms of border phenomena—confusional combinations of the mechanical-nonteachable and the nonmechanical-teachable types of organismal response.
65:7.5 (739.1) Yedi emir yardımcı ruhaniyet, organizmasal çevre tepkilerinin bütünüyle kendiliğinden gerçekleşen düzeyleri ile ilişkide bulunmamaktadır. Yaşayan organizmaların bu türden akıl-öncesi tepkileri tamamen; güç merkezleri, fiziksel düzenleyiciler ve onların birlikteliklerine ait enerji nüfuz alanları ile ilgilidir. 65:7.5 (739.1) The seven adjutant spirits do not make contact with the purely mechanical orders of organismal environmental response. Such preintelligent responses of living organisms pertain purely to the energy domains of the power centers, the physical controllers, and their associates.
65:7.6 (739.2) Deneyimden öğrenme yetkinliğine ait potansiyelin erişimi, emir-yardımcı ruhaniyet faaliyetinin başlangıcını simgelemektedir; ve onlar, insan varlıklarının evrimsel ölçeği içerisinde ilkel ve görünmez olan başlangıçsal mevcudiyetlerin en alt düzey akıllarından en yüksek türlere uzanan bir kapsamda faaliyet gösterir. Onlar, şimdiye kadar bahsi geçen durumlar haricinde, aklın maddi çevreye olan neredeyse gizemli ve tamamen anlaşılmayan çabuk tepkilerinin kaynağı ve işleyiş biçimidir. Bu sadık ve her zaman güvenilebilir etkenler, hayvan aklı ruhaniyet duyarlılığının insan düzeylerini elde etmesinden önce başlangıçsal hizmetlerini uzun süreler boyunca ilerletmelidir. 65:7.6 (739.2) The acquisition of the potential of the ability to learn from experience marks the beginning of the functioning of the adjutant spirits, and they function from the lowliest minds of primitive and invisible existences up to the highest types in the evolutionary scale of human beings. They are the source and pattern for the otherwise more or less mysterious behavior and incompletely understood quick reactions of mind to the material environment. Long must these faithful and always dependable influences carry forward their preliminary ministry before the animal mind attains the human levels of spirit receptivity.
65:7.7 (739.3) Emir-yardımcılar, deneyimleyen aklın evirilişinden başlayarak ibadet ruhaniyeti olarak altıncı düzeye kadar ayrıcalıklı bir biçimde faaliyet gösterir. Bu düzeyde, gelişimin ileri düzeylerine gelecekte meydana gelecek erişimin farkındalığı içerisinde yüksek emir-yardımcıların daha altta bulunanlar ile eş güdümlü hale gelmek için birleşmesi biçiminde, hizmetin kaçınılmaz bir uyumu ortaya çıkar. Ve buna ek olarak ilave ruhaniyet hizmeti, bilgeliğin ruhaniyeti olarak son ve yedinci emir-yardımcısının faaliyetine eşlik eder. Ruhani dünyanın hizmeti boyunca birey hiçbir zaman, ruhaniyet iş birliğinin kesintili geçişlerini deneyimlememektedir; bu değişiklikler her zaman kademeli ve karşılıklı bir biçimde meydana gelir. 65:7.7 (739.3) The adjutants function exclusively in the evolution of experiencing mind up to the level of the sixth phase, the spirit of worship. At this level there occurs that inevitable overlapping of ministry—the phenomenon of the higher reaching down to co-ordinate with the lower in anticipation of subsequent attainment of advanced levels of development. And still additional spirit ministry accompanies the action of the seventh and last adjutant, the spirit of wisdom. Throughout the ministry of the spirit world the individual never experiences abrupt transitions of spirit co-operation; always are these changes gradual and reciprocal.
65:7.8 (739.4) Çevresel etkenlere karşı gösterilen (elektromekaniksel olarak) fiziksel ve akılsal tepkiye ait nüfuz alanları her zaman birbirinden ayrılmalıdır; ve sonuç olarak onların hepsi, ruhsal etkinliklerden ayrı olgular biçimi olarak tanınmalıdır. Fiziksel, akılsal ve ruhsal çekimin nüfuz alanları, her ne kadar birbirine yakın karşılıklı ilişkilere sahip olsalar da, kâinatsal gerçekliğin farklı âlemleridir. 65:7.8 (739.4) Always should the domains of the physical (electrochemical) and the mental response to environmental stimuli be differentiated, and in turn must they all be recognized as phenomena apart from spiritual activities. The domains of physical, mental, and spiritual gravity are distinct realms of cosmic reality, notwithstanding their intimate interrelations.
8. Zaman ve Mekân içerisinde Evrim ^top 8. Evolution in Time and Space ^top
65:8.1 (739.5) Zaman ve mekân ayrışmaz bir biçimde birbiriyle ilişkilidir; orada yakın bir birliktelik mevcuttur. Zamansal gecikmeler, belirli mekân koşullarının mevcudiyeti içerisinde kaçınılmazdır. 65:8.1 (739.5) Time and space are indissolubly linked; there is an innate association. The delays of time are inevitable in the presence of certain space conditions.
65:8.2 (739.6) Eğer yaşam gelişimine ait evrimsel değişikliklerin gerçekleşmesinde çok fazla harcanan zaman kafa karışıklığına sebep oluyorsa, bir gezegenin müsaade edeceği fiziksel başkalaşımlardan daha hızlı bir biçimde yaşam süreçlerinin hayat buluşunu belirleyemeyeceğimizi söylemeliyim. Bizler, bir gezegenin fiziksel gelişimi biçiminde doğal gelişimi beklemek durumundayız; bizlerin yeryüzü olaylarının evrimi üzerinde kesinlikle hiçbir denetim gücü bulunmamaktadır. Eğer fiziksel koşullar izin vermiş olsaydı, bizler yaşamın tamamlanmış evrimini yarım milyon yıldan çok daha az sürecek bir biçimde halde tasarlardık. Ancak hepimiz, Cennet’in Yüce İdareciler’in karar yetkisi altında bulunmaktayız; ve Cennet üzerinde zaman mevhumu bulunmamaktadır. 65:8.2 (739.6) If spending so much time in effecting the evolutionary changes of life development occasions perplexity, I would say that we cannot time the life processes to unfold any faster than the physical metamorphoses of a planet will permit. We must wait upon the natural, physical development of a planet; we have absolutely no control over geologic evolution. If the physical conditions would allow, we could arrange for the completed evolution of life in considerably less than one million years. But we are all under the jurisdiction of the Supreme Rulers of Paradise, and time is nonexistent on Paradise.
65:8.3 (739.7) Bireyin zaman ölçümü, kendi yaşamanın uzunluğu kadardır. Yaratılmışların tümü böylece zaman bakımından belirlenmiştir; ve bu nedenle onlar evrimi sonu gelmez bir süreç olarak görmektedirler. Yaşam ömrü geçici bir mevcudiyet ile kısıtlı olmayan bizim gibi varlıklar için evrim, bu gibi gereğinden fazla süren bir geçiş etkileşimi olarak görülmemektedir. Zamanın var olmadığı Cennet üzerinde bu şeylerin tamamı Sınırsızlık’ın aklında ve Ebediyet’in eylemlerinde mevcuttur. 65:8.3 (739.7) The individual’s yardstick for time measurement is the length of his life. All creatures are thus time conditioned, and therefore do they regard evolution as being a long-drawn-out process. To those of us whose life span is not limited by a temporal existence, evolution does not seem to be such a protracted transaction. On Paradise, where time is nonexistent, these things are all present in the mind of Infinity and the acts of Eternity.
65:8.4 (739.8) Akıl evrimi, fiziksel koşulların gelişimine bağlı olup onlar tarafından gecikmeye uğrarken; benzer bir biçimde ruhsal gelişim akılsal genişlemeye bağlı olup, ussal gerilik tarafından kesin bir biçimde gecikmeye uğramaktadır. Ancak bu durum ruhsal evrimin eğitime, kültüre veya bilgeliğe bağlı olduğu anlamına gelmemektedir. Ruh, akılsal kültürün yokluğunda evirilebilir; fakat bu evrimini — kurtuluşa erme tercihi ve sürekli artan kusursuzluğa erişme kararı olarak — cennet içindeki Yaratıcı’nın iradesini yerine getirmeye dair akılsal yetkinlik ve istek yokluğunda gerçekleştiremez. Her ne kadar kurtuluş bilgi ve bilgeliğin iyeliğine bağlı olmasa da, ilerleme oldukça kesin bir biçimde bu iki niteliğe bağlıdır. 65:8.4 (739.8) As mind evolution is dependent on, and delayed by, the slow development of physical conditions, so is spiritual progress dependent on mental expansion and unfailingly delayed by intellectual retardation. But this does not mean that spiritual evolution is dependent on education, culture, or wisdom. The soul may evolve regardless of mental culture but not in the absence of mental capacity and desire—the choice of survival and the decision to achieve ever-increasing perfection—to do the will of the Father in heaven. Although survival may not depend on the possession of knowledge and wisdom, progression most certainly does.
65:8.5 (740.1) Kâinatsal evrim laboratuarları içerisinde akıl her zaman maddeden üstündür; ve ruhaniyet her zaman akıl ile ilişkilidir. Bu farklı kazanımları uyumlu ve eş güdümsel hale getirmedeki başarısızlık gecikmelere neden olabilir; ancak birey gerçekten Tanrı’yı bilir ve onu bulmaya ek olarak onun gibi olmayı arzularsa, kurtuluşun teminatı zamanın engellerinden bağımsız olarak ona verilir. Fiziksel düzey akıl üzerinde engel yaratabilir; ve akılsal sapkınlık, ruhsal erişimi geciktirebilir; ancak bu zorlukların hiçbiri, iradenin bütün ruhu içine alan tercihin üstesinden gelemez. 65:8.5 (740.1) In the cosmic evolutionary laboratories mind is always dominant over matter, and spirit is ever correlated with mind. Failure of these diverse endowments to synchronize and co-ordinate may cause time delays, but if the individual really knows God and desires to find him and become like him, then survival is assured regardless of the handicaps of time. Physical status may handicap mind, and mental perversity may delay spiritual attainment, but none of these obstacles can defeat the whole-souled choice of will.
65:8.6 (740.2) Fiziksel koşullar olgunlaştığında, akılsal evrimler ansızın gerçekleşebilir; akıl düzeyi zenginleştiğinde, ansızın gerçekleşen ruhsal değişimler ortaya çıkabilir; ruhsal değerler uygun tanınışı aldığı zaman, bunun sonucunda kâinatsal anlamlar anlaşılır hale gelebilir; ve artan bir biçimde kişilik, zamanın engellerinden bağımsız, ve mekânın kısıtlılıklarından özgürleştirilmiş hale gelir. 65:8.6 (740.2) When physical conditions are ripe, sudden mental evolutions may take place; when mind status is propitious, sudden spiritual transformations may occur; when spiritual values receive proper recognition, then cosmic meanings become discernible, and increasingly the personality is released from the handicaps of time and delivered from the limitations of space.
65:8.7 (740.3) [Bu anlatım, Urantia üzerinde ikamet etmekte olan Nebadon’un bir Yaşam Taşıyıcısı tarafından sağlanmıştır.] 65:8.7 (740.3) [Sponsored by a Life Carrier of Nebadon resident on Urantia.]