154. Makale Paper 154
Kapernaum’daki Son Günler Last Days at Capernaum
154:0.1 (1717.1) NİSAN’IN 30’u, büyük öneme sahip Cumartesi gecesi, İsa ümitsizliğe kapılmış ve şaşkınlık içerisindeki takipçilerine teselli ve cesaretin bu kelimelerini söylerken, Tiberya’da, Hirodes Antipa ve Kudüs Sanhedrin’i temsil eden özel heyet üyelerinden meydana gelmiş bir topluluk bir araya gelmişti. Bu kâtipler ve Ferisiler güçlü bir biçimde Hirodes’den İsa’yı tutuklamasını istemişti; onlar Hirodes’i, İsa’nın kabalıkları itiraza ve hatta isyana karşı kışkırtmakta olduğuna ikna etmek için ellerinden geleni yapmışlardı. Ancak, Hirodes, siyasi bir suçlu olarak İsa’ya karşı harekete geçmeyi reddetmişti. Hirodes’in danışmanları, gölün karşı yakasında insanlar İsa’yı kral olarak duyurmayı amaçladığında onun bu öneriyi nasıl reddetmiş oluşuna dair yaşanmışlığı doğru bir biçimde bildirmişti. 154:0.1 (1717.1) ON THE eventful Saturday night of April 30, as Jesus was speaking words of comfort and courage to his downcast and bewildered disciples, at Tiberias a council was being held between Herod Antipas and a group of special commissioners representing the Jerusalem Sanhedrin. These scribes and Pharisees urged Herod to arrest Jesus; they did their best to convince him that Jesus was stirring up the populace to dissension and even to rebellion. But Herod refused to take action against him as a political offender. Herod’s advisers had correctly reported the episode across the lake when the people sought to proclaim Jesus king and how he rejected the proposal.
154:0.2 (1717.2) Hirodes’in resmi ailesinin bir üyesi olan, eşi kadınların hizmet birliğine ait, Çuza Hirodes’i, İsa’nın dünyevi yönetime ait hususlara karışma girişiminde bulunmadığı hakkında bilgilendirmişti; onun yalnızca, cennetin krallığını kardeşlik olarak adlandırmakta olduğu, inananlarının ruhsal kardeşliğinin oluşturulması ile ilgili olduğunu. Hirodes Çuza’nın bildirilerine o kadar güvenmekteydi ki, İsa’nın etkinliklerine müdahalede bulunmayı reddetmişti. Hirodes aynı zamanda bu zaman zarfında, İsa’ya olan tutumunda, Vaftizci Yahya’a karşı duymuş olduğu hurafesel korkudan etkilenmiş haldeydi. Hirodes, hiçbir şeye inanmayan ancak her şeyden korkan dinini terk etmiş Musevilerden bir tanesiydi. O, Yahya’yı ölüme göndermeden dolayı bir vicdan azabı çekmekteydi, ve o, İsa’ya karşı olan bu gizli planların bir parçası olmak istememekteydi. O, görünürde İsa tarafından iyileştirilmiş olan birçok hastalık vakasını bilmekteydi, ve o İsa’yı bir tanrı-elçisi veya göreceli zararsız dini köktenci olarak görmekteydi. 154:0.2 (1717.2) One of Herod’s official family, Chuza, whose wife belonged to the women’s ministering corps, had informed him that Jesus did not propose to meddle with the affairs of earthly rule; that he was only concerned with the establishment of the spiritual brotherhood of his believers, which brotherhood he called the kingdom of heaven. Herod had confidence in Chuza’s reports, so much so that he refused to interfere with Jesus’ activities. Herod was also influenced at this time, in his attitude toward Jesus, by his superstitious fear of John the Baptist. Herod was one of those apostate Jews who, while he believed nothing, feared everything. He had a bad conscience for having put John to death, and he did not want to become entangled in these intrigues against Jesus. He knew of many cases of sickness which had been apparently healed by Jesus, and he regarded him as either a prophet or a relatively harmless religious fanatic.
154:0.3 (1717.3) Museviler onu, ihanet içindeki bir kişiyi korkmakla suçlayan bir biçimde Sezar’a bildirmekle tehdit ettiğinde, Hirodes onların heyet odasından çıkması emrini vermişti. Böylece mesele bir hafta boyunca kenarda beklemiş oldu, bu süre zarfında ise İsa takipçilerini bekleyen dağılım için hazırlamıştı. 154:0.3 (1717.3) When the Jews threatened to report to Caesar that he was shielding a traitorous subject, Herod ordered them out of his council chamber. Thus matters rested for one week, during which time Jesus prepared his followers for the impending dispersion.
1. Bir Haftalık Tavsiye Dönemi ^top 1. A Week of Counsel ^top
154:1.1 (1717.4) 1 Mayıs’dan 7 Mayıs’a kadar İsa, Zübeydelerin evinde takipçileri ile yakından bir tavsiye dönemi düzenledi. Sadece sınanmış ve güvenmiş olan takipçiler bu görüşmelere kabul edilmişti. Bu zaman zarfında orada yalnızca, Ferisilere karşı gelmenin ve açık bir biçimde İsa’ya bağlılıkta bulunmanın ahlaki cesaretine sahip yaklaşık yüz takipçi bulunmaktaydı. Bu toplulukla birlikte o sabah, öğleden sonrası ve akşam oturumlar düzenlemişti. Sorusu olan kişilerin küçük toplulukları her öğleden sonrası, öğreti-yayıcıları ve havarilerin kendileri ile konuşmada bulundukları deniz kenarında bir araya gelmişti. Bu topluluklar nadiren elliyi geçmişti. 154:1.1 (1717.4) From May 1 to May 7 Jesus held intimate counsel with his followers at the Zebedee house. Only the tried and trusted disciples were admitted to these conferences. At this time there were only about one hundred disciples who had the moral courage to brave the opposition of the Pharisees and openly declare their adherence to Jesus. With this group he held sessions morning, afternoon, and evening. Small companies of inquirers assembled each afternoon by the seaside, where some of the evangelists or apostles discoursed to them. These groups seldom numbered more than fifty.
154:1.2 (1717.5) Bu haftanın Cuma günü, Tanrı’nın evini İsa ve onun takipçilerine kapatma resmi eylemi Kapernaum sinagogu yöneticileri tarafından gerçekleştirilmişti. Bu eylem, Kudüs Ferisileri’nin kışkırtmaları ile gerçekleşmişti. Yairus baş-yönetici görevinden istifa etmiş olup, kendisini açık bir biçimde İsa’nın yanında konumlandırmıştı. 154:1.2 (1717.5) On Friday of this week official action was taken by the rulers of the Capernaum synagogue closing the house of God to Jesus and all his followers. This action was taken at the instigation of the Jerusalem Pharisees. Jairus resigned as chief ruler and openly aligned himself with Jesus.
154:1.3 (1718.1) Deniz kenarındaki buluşmalarının sonuncusu, 7 Mayıs’da, Şabat öğleden sonrasında düzenlenmişti. İsa, bu zaman zarfında bir araya gelmiş olan yüz elli kişiden daha az bir topluluğa konuşma yapmıştı. Bu Cumartesi akşamı, İsa ve onun öğretilerine olan popüler ilginin gidişatındaki en alt düzeyi simgelemişti. Bu zaman zarfından itibaren, kendisine olan olumlu eğilimde düzenli, yavaş, ancak daha sağlıklı ve daha güvenilir bir büyüme mevcut olmuştu; ruhsal inanışta ve gerçek dini deneyimde daha güçlü köklere sahip yeni bir takip ortaya çıkmıştı. Üstün’ün takipçileri tarafından inanılmış olan krallığın maddi kavramsallaşmaları ile İsa tarafından öğretilmiş olan daha idealist ve ruhsal kavramsallaşmalar arasındaki az veya çok eklemsi ve tavizkar nitelikteki aşama artık kesin bir biçimde sona ermişti. Bu andan itibaren orada, daha geniş kapsamı ve onun uçsuz bucaksız ruhsal manaları içinde krallığın müjdesine ait daha açık bir duyuru bulunmaktaydı. 154:1.3 (1718.1) The last of the seaside meetings was held on Sabbath afternoon, May 7. Jesus talked to less than one hundred and fifty who had assembled at that time. This Saturday night marked the time of the lowest ebb in the tide of popular regard for Jesus and his teachings. From then on there was a steady, slow, but more healthful and dependable growth in favorable sentiment; a new following was built up which was better grounded in spiritual faith and true religious experience. The more or less composite and compromising transition stage between the materialistic concepts of the kingdom held by the Master’s followers and those more idealistic and spiritual concepts taught by Jesus, had now definitely ended. From now on there was a more open proclamation of the gospel of the kingdom in its larger scope and in its far-flung spiritual implications.
2. Bir Haftalık Dinlenme Dönemi ^top 2. A Week of Rest ^top
154:2.1 (1718.2) M.S. 29’da, Mayıs ayının 8’i, Pazar günü, Kudüs’de, Sanhedrin, İsa ve onun takipçilerine Filistin’in sinagoglarından tümünü kapatan bir yönerge geçirmişti. Bu, Kudüs Sanhedrin’in yeni ve öncesinde emsali bulunmayan bir yönetim yetkisi ihlaliydi. Bu zaman zarfına kadar her sinagog, ibadetçilerin bağımsız bir ayin topluluğu olarak mevcudiyetine sahip olmuş ve bu şekilde faaliyet göstermişti; ve, her sinagog, onu yönetenlerden oluşan kendi öz heyetinin idaresi ve yönlendirişi altındaydı. Yalnızca Kudüs’ün sinagogları Sanhedrin’in yönetim yetkisine tabi haldeydi. Sanhedrin’in bu geneli kapsayan eylemini onun beş üyesinin istifası takip etmişti. Beş yüz iletici derhal, bu yönergeyi bildirme ve onu uygulama görevi ile görevlendirilmişti. İki hafta gibi kısa bir süre içinde Filistin’deki her sinagog, Hebron’daki sinagog haricinde, Sanhedrin’in bu açık bildirisine boyun eğmişti. Hebron sinagogunun yöneticileri, meclisleri üzerinde Sanhedrin’in böyle bir kararı uygulama hakkını tanımayı reddetmişti. Kudüs yönergesine rıza göstermeye dair bu ret, İsa’nın gayesine besledikleri anlayış yerine, ayinsel topluluklarının bağımsızlığına dair mücadelelerine dayanmaktaydı. Bundan kısa bir süre sonra Hebron sinagogu bir yangınla yerle bir olmuştu. 154:2.1 (1718.2) Sunday, May 8, a.d. 29, at Jerusalem, the Sanhedrin passed a decree closing all the synagogues of Palestine to Jesus and his followers. This was a new and unprecedented usurpation of authority by the Jerusalem Sanhedrin. Theretofore each synagogue had existed and functioned as an independent congregation of worshipers and was under the rule and direction of its own board of governors. Only the synagogues of Jerusalem had been subject to the authority of the Sanhedrin. This summary action of the Sanhedrin was followed by the resignation of five of its members. One hundred messengers were immediately dispatched to convey and enforce this decree. Within the short space of two weeks every synagogue in Palestine had bowed to this manifesto of the Sanhedrin except the synagogue at Hebron. The rulers of the Hebron synagogue refused to acknowledge the right of the Sanhedrin to exercise such jurisdiction over their assembly. This refusal to accede to the Jerusalem decree was based on their contention of congregational autonomy rather than on sympathy with Jesus’ cause. Shortly thereafter the Hebron synagogue was destroyed by fire.
154:2.2 (1718.3) Bu aynı Pazar sabahı İsa; takipçilerinden her birinden, sıkıntı içindeki ruhlarını dinlendirmeleri ve sevdiklerine cesaret sözcükleri söylemeleri için evlerine veya arkadaşlarına geri dönmelerini isteyen bir biçimde, bir haftalık tatil ilan etmişti. O şunu söylemişti: “Krallığın genişlemesi için dua ederken, eğleneceğiniz veya balık tutacağınız birden çok yere gidin.” 154:2.2 (1718.3) This same Sunday morning, Jesus declared a week’s holiday, urging all of his disciples to return to their homes or friends to rest their troubled souls and speak words of encouragement to their loved ones. He said: “Go to your several places to play or fish while you pray for the extension of the kingdom.”
154:2.3 (1718.4) Dinlenmenin bu haftası İsa’nın deniz kenarında birçok aile ve topluluğu ziyaret etmesine olanak sağladı. O birden çok sefer Davud Zübeyde ile birlikte balık tutmaya gitmişti; ve, o, İsa’yı korumaya dair önderlerinden kesin bir biçimde verilmiş emirlere sahip Davud’un en sadık iki veya üç ileticisi tarafından her zaman yakından izlenir halde, vaktinin büyük bir kısmını yalnız dolaşarak geçirmişti. Bu dinlenme haftası boyunca kamu öğretisinin hiçbir türü bulunmamaktaydı. 154:2.3 (1718.4) This week of rest enabled Jesus to visit many families and groups about the seaside. He also went fishing with David Zebedee on several occasions, and while he went about alone much of the time, there always lurked near by two or three of David’s most trusted messengers, who had no uncertain orders from their chief respecting the safeguarding of Jesus. There was no public teaching of any sort during this week of rest.
154:2.4 (1718.5) Bu, Nathanyel ve Yakub Zübeyde’nin küçük çaplı bir hastalıktan daha fazlasından muzdarip oldukları haftaydı. Üç gün ve gece boyunca onlar şiddetli bir biçimde, acı veren bir mide sıkıntısı çekmişti. Üçüncü gün İsa, Yakub’un annesi, Şalome’yi dinlenmesi için evine gönderirken, sıkıntı içindeki havarilerine bizzat kendi bakmıştı. Tabii ki İsa bu iki adamı derhal iyileştirebilirdi; ancak, bu, ne Evlat’ın ne de Baba’nın, zaman ve mekânın evrimsel dünyaları üzerinde insan evlatlarının bu ortak zorlukları ve sıkıntıları ile ilgilenme yöntemi değildi. Bir kez bile, beden içindeki büyük öneme sahip yaşamının tümü boyunca, İsa, yeryüzü ailesinin herhangi bir üyesine veya doğrudan takipçilerinin herhangi biri adına doğa-ötesi yardımın herhangi bir türüne girişmemişti. 154:2.4 (1718.5) This was the week that Nathaniel and James Zebedee suffered from more than a slight illness. For three days and nights they were acutely afflicted with a painful digestive disturbance. On the third night Jesus sent Salome, James’s mother, to her rest, while he ministered to his suffering apostles. Of course Jesus could have instantly healed these two men, but that is not the method of either the Son or the Father in dealing with these commonplace difficulties and afflictions of the children of men on the evolutionary worlds of time and space. Never once, throughout all of his eventful life in the flesh, did Jesus engage in any sort of supernatural ministration to any member of his earth family or in behalf of any one of his immediate followers.
154:2.5 (1719.1) Evren zorlukları görülmek ve gezegensel engellerle fani yaratılmışların evrimsel ruhlarının, ilerleyici kusursuzlaşımı olarak büyüme ve gelişim için sağlanmış deneyimsel hazırlanışın bir parçası olarak yüzleşilmek zorundadır. İnsan ruhunun ruhsallaşımı, gerçek evren sorularının geniş bir kapsamını eğitimsel bir biçimde çözme ile olan yakından deneyimi gerektirmektedir. İrade sahibi yaratılmışların hayvansal doğası ve daha alt türleri, çevresel koşullar içinde elverişli biçimde ilerlememektedir. Zorlayıcı itki ile birlikte sorunsal durumlar, fani ilerleyişin değerli hedeflerinin erişimine ve ruhaniyet nihai sonunun daha yüksek düzeylerine erişmeye oldukça güçlü bir biçimde katkıda bulunan akıl, ruh ve ruhaniyet etkinliklerini yaratmaya zemin hazırlamaktadır. 154:2.5 (1719.1) Universe difficulties must be met and planetary obstacles must be encountered as a part of the experience training provided for the growth and development, the progressive perfection, of the evolving souls of mortal creatures. The spiritualization of the human soul requires intimate experience with the educational solving of a wide range of real universe problems. The animal nature and the lower forms of will creatures do not progress favorably in environmental ease. Problematic situations, coupled with exertion stimuli, conspire to produce those activities of mind, soul, and spirit which contribute mightily to the achievement of worthy goals of mortal progression and to the attainment of higher levels of spirit destiny.
3. İkinci Tiberya Görüşmesi ^top 3. The Second Tiberias Conference ^top
154:3.1 (1719.2) Mayıs’ın 16’sında, Tiberya’daki ikinci görüşmede Kudüs’deki yönetim gücüne sahip kişiler ile Hirodes Antipa bir araya geldi. Kudüs’ün hem dini hem de siyasi önderleri görüşmede hazır bulunmaktaydı. Musevi önderleri Hirodes’e, hem Celile hem de Yehuda’daki sinagogların neredeyse tümünün İsa’nın öğretisine kapalı olduğunu bildirmeye yetkin konumdalardı. Hirodes’in İsa’yı tutuklaması için yeni bir çabada bulunulmuştu; ancak, o, bu kişilerin güçlü isteğini gerçekleştirmeye reddetmişti. Mayıs ayının 18’inde, buna rağmen, Hirodes Sanhedrin yönetim makamlarına, Yehuda’nın Romalı yöneticisinin razı olması koşulu ile, İsa’nın yakalanması ve Filistin’e dini suçlamalarla yargılanması için getirilmesi tasarımını gerçekleştirmesi için izin vermeyi kabul etmişti. Bu arada da, İsa’nın düşmanları oldukça meşgul bir biçimde Celile boyunca, Hirodes’in İsa’ya düşmancıl hale geldiğine ve onun öğretilerine inanmış olan herkesi yok etme amacı taşıdığına dair dedikoduyu yaymaktaydı. 154:3.1 (1719.2) On May 16 the second conference at Tiberias between the authorities at Jerusalem and Herod Antipas was convened. Both the religious and the political leaders from Jerusalem were in attendance. The Jewish leaders were able to report to Herod that practically all the synagogues in both Galilee and Judea were closed to Jesus’ teachings. A new effort was made to have Herod place Jesus under arrest, but he refused to do their bidding. On May 18, however, Herod did agree to the plan of permitting the Sanhedrin authorities to seize Jesus and carry him to Jerusalem to be tried on religious charges, provided the Roman ruler of Judea concurred in such an arrangement. Meanwhile, Jesus’ enemies were industriously spreading the rumor throughout Galilee that Herod had become hostile to Jesus, and that he meant to exterminate all who believed in his teachings.
154:3.2 (1719.3) Mayıs’ın 21’nde, Cumartesi gecesi; Kudüs’de bulunan sivil yöneticilerin, İsa’nın yakalanması ve Kudüs’e, Musevi milletinin kutsal yasalarını hiçe sayması suçlaması ile Sanhedrin heyetinin önüne çıkarılması amacıyla getirilmesine dair Hirodes ve Ferisiler arasında yapılmış anlaşmaya dair hiçbir itirazda bulunmadıklarına dair haber Tiberya’ya ulaşmıştı. Bunun uyarınca, bugünün gece yarısından hemen önce, Hirodes, Sanhedrin görevlileri tarafından onun hâkimiyeti altındaki topraklarda İsa’nın yakalanmasına ve zorla mahkeme için Kudüs’e getirilmesine izin veren yönergeyi imzaladı. Birçok farklı yerden güçlü baskı, Hirodes’in bu izne razı olmasına sebep olmuştu; ve, o, İsa’nın, Kudüs’de bulunan kızın düşmanları karşısında adil bir mahkeme bekleyemeyeceğini oldukça iyi bilmekteydi. 154:3.2 (1719.3) On Saturday night, May 21, word reached Tiberias that the civil authorities at Jerusalem had no objection to the agreement between Herod and the Pharisees that Jesus be seized and carried to Jerusalem for trial before the Sanhedrin on charges of flouting the sacred laws of the Jewish nation. Accordingly, just before midnight of this day, Herod signed the decree which authorized the officers of the Sanhedrin to seize Jesus within Herod’s domains and forcibly to carry him to Jerusalem for trial. Strong pressure from many sides was brought to bear upon Herod before he consented to grant this permission, and he well knew that Jesus could not expect a fair trial before his bitter enemies at Jerusalem.
4. Kapernaum’daki Cumartesi Gece ^top 4. Saturday Night in Capernaum ^top
154:4.1 (1719.4) Bu aynı Cumartesi gecesi, önde gelen elli vatandaştan oluşan bir topluluk, şu çok önemli soruyu tartışmak için sinagogda buluşmuştu: “Bizler İsa ile ne yapmalıyız?” Onlar gece yarısından sonrasına kadar konuşup, tartışmada bulunmuştu; ancak, anlaşma için herhangi bir ortak noktayı bulamamışlardı. İsa’nın Mesih, en azından kutsal bir kişi, hiç değilse bile bir tanrı-elçisi, olabileceğine dair inanışa eğilimi olan az sayıdaki birkaç kişi dışında, sırasıyla, şu görüşe sahip olan neredeyse dört eşit topluluk arasında bölünmüş durumdaydı: 154:4.1 (1719.4) On this same Saturday night, in Capernaum a group of fifty leading citizens met at the synagogue to discuss the momentous question: “What shall we do with Jesus?” They talked and debated until after midnight, but they could not find any common ground for agreement. Aside from a few persons who inclined to the belief that Jesus might be the Messiah, at least a holy man, or perhaps a prophet, the meeting was divided into four nearly equal groups who held, respectively, the following views of Jesus:
154:4.2 (1719.5) 1. O, ne yaptığını bilmez ve zararsız bir dini köktenciydi. 154:4.2 (1719.5) 1. That he was a deluded and harmless religious fanatic.
154:4.3 (1719.6) 2. O, isyana kışkırtabilecek tehlikeli ve hesapçı bir tahrikçiydi. 154:4.3 (1719.6) 2. That he was a dangerous and designing agitator who might stir up rebellion.
154:4.4 (1720.1) 3. O, ecinnilerin düzeyinde olup, kötü ruhaniyetlerin bir prensi bile olabilirdi. 154:4.4 (1720.1) 3. That he was in league with devils, that he might even be a prince of devils.
154:4.5 (1720.2) 4. O, aklı yerinde olmayan; zihinsel olarak dengesiz halde, deli bir kişiydi. 154:4.5 (1720.2) 4. That he was beside himself, that he was mad, mentally unbalanced.
154:4.6 (1720.3) Orada, İsa’nın duyurduğu inanç-savları hakkında sıradan insanlar için üzüntü kaynağı olan birçok konuşma gerçekleşmekteydi; onun düşmanları, İsa’nın öğretilerinin, eğer herkes onun düşünceleri uyarınca yaşamak için dürüst bir çaba gösterirse her şeyin parçalara ayrılacağı biçimde, uygulanamaz olduğunu savunmaktaydı. Ve, ilerleyen birçok nesile ait insanlar aynı şeyleri söyleyegelmişlerdir. Birçok ussal ve özünde iyi niyetli kişi, bu açığa çıkarılışların daha aydınlanmış çağında bile, çağdaş medeniyetin İsa’nın öğretileri üzerine inşa edilemeyecek olduğunu savunmaktadır — ve onlar göreceli olarak doğrudurlar. Ancak, bu türden kuşkucuların tümü, çok daha iyi bir medeniyetin onun öğretileri üzerine kurulabilme şansının geçmişte bulunduğunu, ve onun gelecek bir zamanda kurulacağını unutmaktadır. Bu dünya hiçbir zaman, İsa’nın öğretilerini büyük bir ölçekte yerine getirmeye ciddi bir biçimde denememiştir, tarafınızdan-adlandırıldığı-biçimiyle Hıristiyanlık’ın inanış-savlarını takip etmek için sıklıkla gerçekleştirilmiş olan yarı-gönüllü girişimlerine rağmen. 154:4.6 (1720.3) There was much talk about Jesus’ preaching doctrines which were upsetting for the common people; his enemies maintained that his teachings were impractical, that everything would go to pieces if everybody made an honest effort to live in accordance with his ideas. And the men of many subsequent generations have said the same things. Many intelligent and well-meaning men, even in the more enlightened age of these revelations, maintain that modern civilization could not have been built upon the teachings of Jesus—and they are partially right. But all such doubters forget that a much better civilization could have been built upon his teachings, and sometime will be. This world has never seriously tried to carry out the teachings of Jesus on a large scale, notwithstanding that halfhearted attempts have often been made to follow the doctrines of so-called Christianity.
5. Çok Önemli Pazar Sabahı ^top 5. The Eventful Sunday Morning ^top
154:5.1 (1720.4) Mayıs’ın 22’si, İsa’nın yaşamında büyük öneme sahip olan bir gündü. Bu Pazar sabahı, gün ağarmadan önce, Davud’un ileticilerinden bir tanesi, Hirodes’in Sanhedrin görevlileri tarafından İsa’nın tutuklanmasını onayladığını veya onaylamak üzere olduğu haberini getiren bir biçimde, Tiberya’dan büyük bir acele ile ulaşmıştı. Bu beklenen tehlikeye dair haberin alınışı, Davud Zübeyde’nin ileticilerini ayaklandırıp, onları sabahın yedisinde bir acil durum heyeti için toplayan bir biçimde, takipçilerin tüm yerel topluluklarına göndermesine neden olmuştu. Yude’nin (İsa’nın kardeşinin) görümcesi bu endişe verici bildiriyi duyduğunda, haberi, onları derhal Zübeyde’nin evinde toplanmaya çağıran bir biçimde, yakında ikamet eden İsa’nın tüm ailesine yetiştirmişti. Ve, bu acele çağrıya karşılık olarak, kısa bir süre içinde orada Meryem, Yakub, Yusuf, Yude ve Ruth bir araya gelmişti. 154:5.1 (1720.4) May 22 was an eventful day in the life of Jesus. On this Sunday morning, before daybreak, one of David’s messengers arrived in great haste from Tiberias, bringing the word that Herod had authorized, or was about to authorize, the arrest of Jesus by the officers of the Sanhedrin. The receipt of the news of this impending danger caused David Zebedee to arouse his messengers and send them out to all the local groups of disciples, summoning them for an emergency council at seven o’clock that morning. When the sister-in-law of Jude (Jesus’ brother) heard this alarming report, she hastened word to all of Jesus’ family who dwelt near by, summoning them forthwith to assemble at Zebedee’s house. And in response to this hasty call, presently there were assembled Mary, James, Joseph, Jude, and Ruth.
154:5.2 (1720.5) Bu erken sabah buluşmasında, İsa, toplanmış takipçilerine veda yönergelerini aktardı bu, onların yakın bir süre içinde Kapernaum’dan dağıtılacağını oldukça iyi bilen bir halde, kendilerine o anda elveda bulunuşundan meydana gelmişti. İsa onların tümüne, rehberlik için Tanrı’yı aramalarının ve sonuçlarından bağımsız olarak krallığın görevine devam etmelerini salık vermişti. Öğreti-yayıcıları, çağrılabilecekleri zamana kadar yerinde gördükleri biçimde emeklerini vereceklerdi. O, öğreti-yayıcılarından on ikiliyi kendisine eşlik etmek için seçmişti; o, on ikili havarinin ne olursa olsun kendisiyle birlikte kalmaya devam etmesine salık vermişti. O, on iki kadının kendisi görevlendirene kadar Zübeyde ve Petrus’un evlerinde kalmaya devam etmesini emretmişti. 154:5.2 (1720.5) At this early morning meeting Jesus imparted his farewell instructions to the assembled disciples; that is, he bade them farewell for the time being, knowing well that they would soon be dispersed from Capernaum. He directed them all to seek God for guidance and to carry on the work of the kingdom regardless of consequences. The evangelists were to labor as they saw fit until such time as they might be called. He selected twelve of the evangelists to accompany him; the twelve apostles he directed to remain with him no matter what happened. The twelve women he instructed to remain at the Zebedee house and at Peter’s house until he should send for them.
154:5.3 (1720.6) İsa, Davud Zübeyde’nin eyalet boyunca gerçekleştirmekte olduğu iletici hizmetini devam ettirme isteğine razı olmuştu; yakın bir süre içinde Üstün’e elveda edişinde, Davud şunu söylemişti: “Görevine devam et, Üstünümüz. Bağnazların seni yakalamasına izin verme, ve ileticilerin seni takip edeceğinden hiçbir zaman kuşkun olmasın. Benim adamların hiçbir zaman seninle iletişimi kesmeyecek, ve onlar vasıtasıyla sen diğer yakalarda olan krallık hakkında bilgi alacaksın, ve onlar vasıtasıyla bizler senin hakkında bilgi edineceğiz. Başıma gelen hiçbir şey bu hizmeti etkilemeyecek; zira, ben, birinci ve ikinci, hatta üçüncü önderleri atamış bulunmaktayım. Ben ne bir öğretmen ne de bir duyurucuyum; ancak, kalbimden bunu yapmaktayım, ve hiç kimse beni durduramaz.” 154:5.3 (1720.6) Jesus consented to David Zebedee’s continuing his countrywide messenger service, and in bidding the Master farewell presently, David said: “Go forth to your work, Master. Don’t let the bigots catch you, and never doubt that the messengers will follow after you. My men will never lose contact with you, and through them you shall know of the kingdom in other parts, and by them we will all know about you. Nothing that might happen to me will interfere with this service, for I have appointed first and second leaders, even a third. I am neither a teacher nor a preacher, but it is in my heart to do this, and none can stop me.”
154:5.4 (1720.7) Bu sabah yaklaşık olarak 7:30’da İsa, kendisini duymak için ev içine doluşmuş olan neredeyse yüz inanana ayrılık konuşmasına başlamıştı. Bu, orada bulunan herkes için büyük ciddiyete sahip bir olaydı ancak, İsa, beklenmedik bir biçimde neşeli görünmekteydi; o, bir kez daha kendi olağan benliğindeydi. Haftaların ciddiyeti gitmiş, İsa onların tümü için, inanca, umuda ve cesarete dair sözleri ile ilham kaynağı olmuştu. 154:5.4 (1720.7) About 7:30 this morning Jesus began his parting address to almost one hundred believers who had crowded indoors to hear him. This was a solemn occasion for all present, but Jesus seemed unusually cheerful; he was once more like his normal self. The seriousness of weeks had gone, and he inspired all of them with his words of faith, hope, and courage.
6. İsa’nın Ailesinin Varışı ^top 6. Jesus’ Family Arrives ^top
154:6.1 (1721.1) İsa’nın yeryüzü ailesinin beş üyesi Yude’nin görümcesinin acele çağrısına karşılık olarak olay yerine ulaştığında, bu Pazar sabahı saat yaklaşık olarak sekizi göstermekteydi. Beden içindeki tüm aile üyeleri içinde yalnızca tek bir kişi, Ruth, yeryüzü üzerindeki onun görevinin kutsallığına tüm kalbiyle ve devam eden bir biçimde inanmıştı. Yude ve Yakub, ve hatta Yusuf, hala, İsa’ya olan inançlarının büyük bir kısmını taşımaya devam etmekteydi; ancak, onlar gururun, doğru yargılarına ve gerçek ruhsal eğilimlerine müdahalede bulunmasına izin vermişlerdi. Meryem benzer bir biçimde, annesel sevgi ve aile gururu arasında olmak üzere, derin sevgi ve korku arasında arada kalmıştı. Her ne kadar o kuşkular tarafından rahatsız edilse de, İsa’nın doğumundan önce Cebrail’in gerçekleştirmiş olduğu ziyareti hiçbir zaman bütünüyle unutamamıştı. Ferisiler Meryem’i, akılsal yoksunluğa sahip olan bir biçimde, İsa’nın akıl sağlığının yerinde olmadığına ikna etmek için emek zarf etmiş haldeydi. Onlar Meryem’e; İsa’nın sağlığının yakın bir süre içinde çökeceği, ve eğer kendisinin bu şekilde devam etmesine izin verilirse sonuç olarak bütün aileye onursuzluktan ve utançtan başka bir şeyin gelmeyeceği teminatını vermişlerdi. Ve, böylece, Yude’nin görümcesinden bu haber geldiğinde, Ferisiler ile önceki akşam buluşmuş oldukları yer olan Meryem’in evinden derhal hep beraber Zübeyde’nin evinin yolunu tuttular. Onlar Kudüs önderleri ile gecenin ilerleyen saatlerine kadar konuşmuş olup, onların tümü az ve çok İsa’nın garip bir biçimde hareket ettiğine, belirli bir süredir garip bir biçimde hareket ettiğine, emin olmuşlardı. Her ne kadar Ruth onun tüm davranışlarını açıklayamasa da, o her zaman İsa’nın ailesine adil bir biçimde davranmış olduğunda ısrarcı olup, İsa’yı ilave emeklerinden caydırma çabaları tasarımını kabul etmeyi reddetmişti. 154:6.1 (1721.1) It was about eight o’clock on this Sunday morning when five members of Jesus’ earth family arrived on the scene in response to the urgent summons of Jude’s sister-in-law. Of all his family in the flesh, only one, Ruth, believed wholeheartedly and continuously in the divinity of his mission on earth. Jude and James, and even Joseph, still retained much of their faith in Jesus, but they had permitted pride to interfere with their better judgment and real spiritual inclinations. Mary was likewise torn between love and fear, between mother love and family pride. Though she was harassed by doubts, she could never quite forget the visit of Gabriel ere Jesus was born. The Pharisees had been laboring to persuade Mary that Jesus was beside himself, demented. They urged her to go with her sons and seek to dissuade him from further efforts at public teaching. They assured Mary that soon Jesus’ health would break, and that only dishonor and disgrace could come upon the entire family as a result of allowing him to go on. And so, when the word came from Jude’s sister-in-law, all five of them started at once for Zebedee’s house, having been together at Mary’s home, where they had met with the Pharisees the evening before. They had talked with the Jerusalem leaders long into the night, and all were more or less convinced that Jesus was acting strangely, that he had acted strangely for some time. While Ruth could not explain all of his conduct, she insisted that he had always treated his family fairly and refused to agree to the program of trying to dissuade him from further work.
154:6.2 (1721.2) Zübeyde’nin evine olan yolcukları süresince onlar bu şeyler üzerinde konuşmuş olup, İsa’nın kendileriyle birlikte eve gelmesi için onu ikna etmekte hem fikir olmuşlardı zira, Meryem şunu söylemişti: “Eğer o bir eve gelse ve beni dinlese, ben oğlum üzerinde etkide bulunacağımı biliyorum.” Yakub ve Yude, İsa’nın tutuklanma ve mahkeme için Kudüs’e götürülme planlarına dair söylentileri duymuş haldeydiler. Onlar aynı zamanda kendilerinin güvenliğinden büyük endişe duymaktaydılar. İsa halk gözünde gözde bir şahıs oldukça, ailesi olanlara izin vermişti; ancak, şimdi Kapernaum insanları ve Kudüs’ün yöneticileri, aniden kendisine karşı tarafın alınca, onlar kesin bir biçimde, utandıkları konumlarının yaratmış olduğu varsayılan utancın baskısını hissetmeye başlamışlardı. 154:6.2 (1721.2) On the way to Zebedee’s house they talked these things over and agreed among themselves to try to persuade Jesus to come home with them, for, said Mary: “I know I could influence my son if he would only come home and listen to me.” James and Jude had heard rumors concerning the plans to arrest Jesus and take him to Jerusalem for trial. They also feared for their own safety. As long as Jesus was a popular figure in the public eye, his family allowed matters to drift along, but now that the people of Capernaum and the leaders at Jerusalem had suddenly turned against him, they began keenly to feel the pressure of the supposed disgrace of their embarrassing position.
154:6.3 (1721.3) Onlar İsa’yı görmeyi, kendisini kenara çekmeyi, kendisinden beraberce evlerine geri dönmesini güçlü bir biçimde talep etmeyi beklemekteydi. Onlar kendisine; eğer, sadece, kendisine sıkıntı getirmekten ve ailesine onursuzluk yakıştırmaktan başka bir şey olmayan yeni bir dini duyurma çabasının budalalığını bırakırsa, onun kendilerini yüzüstü bırakışını unutma — bağışlama, unutma — teminatını vermeyi düşünmüşlerdi. Tüm bunların hepsi karşısında Ruth yalnızca şunu söylemekteydi: “Ağabeyime, kendisinin bir Tanrı evladı olduğunu düşündüğümü söyleyeceğim ve ümit ediyorum ki o, bu ahlaktan yoksun Ferisiler kendi duyurusunu durdurmasına izin verişinden önce ölmeye gönüllü olacaktır.” Yusuf, diğerleri İsa ile mücadele ederken Ruth’u susturmaya söz vermişti. 154:6.3 (1721.3) They had expected to meet Jesus, take him aside, and urge him to go home with them. They had thought to assure him that they would forget his neglect of them—they would forgive and forget—if he would only give up the foolishness of trying to preach a new religion which could bring only trouble to himself and dishonor upon his family. To all of this Ruth would say only: “I will tell my brother that I think he is a man of God, and that I hope he would be willing to die before he would allow these wicked Pharisees to stop his preaching.” Joseph promised to keep Ruth quiet while the others labored with Jesus.
154:6.4 (1721.4) Onlar Zübeyde’nin evine ulaştıklarında, İsa, takipçilerine olan elveda konuşmasının tam ortasındaydı. Onlar eve girmeye çalıştı, ancak ev taşan derecede kalabalıktı. Sonunda onlar kendilerine arka veranda bir yer bulup, geldiklerine dair haberi İsa’ya aktarmışlardı bu haber kulaktan kulağa nihayeten Şimon Petrus tarafından İsa’ya fısıldanana kadar taşınmıştı Şimon Petrus İsa’nın konuşmasını yarı kesmiş ve şunu söylemişti: “Bak, annen ve kardeşlerin dışarıda, ve onlar seninle konuşmaya oldukça can atıyorlar.” Bu aşamada, annesi, takipçilerine bu elveda iletisinin verilişinin ne kadar önemli olduğunu bir kez olsun düşünmemişti; ne de, o, oğlunun konuşmasının muhtemel bir biçimde kendisini tutuklayacak olanların varışı tarafından her an içinde sonlanabileceğini bilmekteydi. O gerçekten de, görünürde oldukça uzun bir ayrılıktan sonra, o ve kardeşlerinin mevcut bir biçimde kendisine gelme iyiliği gösterişinin gerçekliği ışığında, İsa’nın konuşmasını sonlandırıp, beklemelerine dair haberi duyduğu an kendilerine geleceğini düşünmüştü. 154:6.4 (1721.4) When they reached the Zebedee house, Jesus was in the very midst of delivering his parting address to the disciples. They sought to gain entrance to the house, but it was crowded to overflowing. Finally they established themselves on the back porch and had word passed in to Jesus, from person to person, so that it finally was whispered to him by Simon Peter, who interrupted his talking for the purpose, and who said: “Behold, your mother and your brothers are outside, and they are very anxious to speak with you.” Now it did not occur to his mother how important was the giving of this parting message to his followers, neither did she know that his address was likely to be terminated any moment by the arrival of his apprehenders. She really thought, after so long an apparent estrangement, in view of the fact that she and his brothers had shown the grace actually to come to him, that Jesus would cease speaking and come to them the moment he received word they were waiting.
154:6.5 (1722.1) Bu tam da, yeryüzü ailesinin Babası’nın görevi üzerinde olduğunu kavrayamadığı o anlardan bir tanesiydi. Ve, böylece, Meryem ve kardeşleri, iletiyi almak için konuşmasına ara vermesine rağmen, kendilerini karşılamak için koşması yerine, onun güzel sesinin şu artan bir sesle konuşmasını duyduklarında, derin bir biçimde alınmışlardı: “Anneme ve kardeşlerime benim için hiçbir korku duymamalarını söyle. Dünyaya beni göndermiş olan Baba, beni yalnız bırakmayacaktır; ne de herhangi bir zarar benim aileme gelecektir. Onların cesur olmasını söyle ve güvenlerini krallığın Babası’na emanet etmelerini iste. Ancak, son kertede, kim benim annem ve kardeşlerim?” Ve, ellerini odada toplanmış olan takipçilerinin tümüne uzatarak, şunu söyledi: “Ben bir anneye sahip değilim; kardeşlere sahip değilim. İşte annem, işte kardeşlerim! Her kim cennet içindeki Babam’ın iradesini yerine getirirse, o kişi benim annem, erkek ve kız kardeşimdir.” 154:6.5 (1722.1) It was just another of those instances in which his earth family could not comprehend that he must be about his Father’s business. And so Mary and his brothers were deeply hurt when, notwithstanding that he paused in his speaking to receive the message, instead of his rushing out to greet them, they heard his musical voice speak with increased volume: “Say to my mother and my brothers that they should have no fear for me. The Father who sent me into the world will not forsake me; neither shall any harm come upon my family. Bid them be of good courage and put their trust in the Father of the kingdom. But, after all, who is my mother and who are my brothers?” And stretching forth his hands toward all of his disciples assembled in the room, he said: “I have no mother; I have no brothers. Behold my mother and behold my brethren! For whosoever does the will of my Father who is in heaven, the same is my mother, my brother, and my sister.”
154:6.6 (1722.2) Ve, Meryem bu sözleri duyduğunda, Yude’nin kollarına yığıldı. Onlar annelerini, İsa elveda iletisinin son cümlelerini söylerken, ayıltmak için bahçeye götürmüştü. İsa daha sonra, annesi ve erkek kardeşleri ile görüşmek için dışarı çıkma niyetindeydi; ancak, Sanhedrin görevlilerinin İsa’yı tutuklama ve kendisini Kudüs’e götürme yetkisi ile yolda olduklarına dair haberi getiren bir biçimde Tiberya’dan çıkmış olan bir ulak buraya ulaşmıştı. Andreas bu iletiyi almış, ve, İsa’nın konuşmasını bölen bir biçimde, kendisine iletmişti. 154:6.6 (1722.2) And when Mary heard these words, she collapsed in Jude’s arms. They carried her out in the garden to revive her while Jesus spoke the concluding words of his parting message. He would then have gone out to confer with his mother and his brothers, but a messenger arrived in haste from Tiberias bringing word that the officers of the Sanhedrin were on their way with authority to arrest Jesus and carry him to Jerusalem. Andrew received this message and, interrupting Jesus, told it to him.
154:6.7 (1722.3) Andreas, Davud’un, Zübeyde’nin evi etrafında korucuyu görevlendirmesini hatırlamamıştı ve, hiç kimse bu koruyucuları şaşırtamazdı böyle bir durumda, o İsa’ya neyin yapılması gerektiğini sordu. Üstün; annesi, “Benim annem yok” sözünü duymuş halde bahçede büyük şaşkınlıktan kurtulmaya çalışırken, orada sessizlik içerisinde durmaktaydı. Odada bir kadının ayağa kalkıp şunu haykırışı tam da bu zaman zarfında gerçekleşmişti: “Seni taşıyan rahim kutlu olsun, seni beslemiş göğüsler kutlu olsun.” İsa, Andreas ile olan konuşmasından bir anlığına dönüp, şunu söyleyen bir biçimde bu kadına cevap vermişti: “Hayır, bunun yerine, Tanrı’nın sözünü duyan ve ona uymaya cüret eden kişi kutlu olsun.” 154:6.7 (1722.3) Andrew did not recall that David had posted some twenty-five sentinels about the Zebedee house, and that no one could take them by surprise; so he asked Jesus what should be done. The Master stood there in silence while his mother, having heard the words, “I have no mother,” was recovering from the shock in the garden. It was at just this time that a woman in the room stood up and exclaimed, “Blessed is the womb that bore you and blessed are the breasts that nursed you.” Jesus turned aside a moment from his conversation with Andrew to answer this woman by saying, “No, rather is the one blessed who hears the word of God and dares to obey it.”
154:6.8 (1722.4) Meryem ve İsa’nın kardeşleri İsa’nın kendilerini anlamadığını, aslında kendilerinin İsa’yı anlamamış olduklarını çok az anlamış bir biçimde, İsa’nın kendilerine olan ilgisini kaybettiklerini düşünmüştü. İsa, insanların geçmişleri ile olan ilişkilerini koparmalarının ne kadar zor olduğunu bütünüyle anlamıştı. O, insan varlıklarının duyurucunun ikna ediciliği karşısında nasıl fazlasıyla etkilendiğini bilmekteydi; ve, o, aklın mantık ve nedenselliğe cevap verirken, vicdanın duygusal çekime nasıl karşılıkta bulunduğunu bilmekteydi; ancak, o aynı zamanda, insanları geçmişlerinden ayırmaya ikna etmenin ne kadar kıyas edilmeyecek düzeyde zor olduğunu bilmekteydi. 154:6.8 (1722.4) Mary and Jesus’ brothers thought that Jesus did not understand them, that he had lost interest in them, little realizing that it was they who failed to understand Jesus. Jesus fully understood how difficult it is for men to break with their past. He knew how human beings are swayed by the preacher’s eloquence, and how the conscience responds to emotional appeal as the mind does to logic and reason, but he also knew how far more difficult it is to persuade men to disown the past.
154:6.9 (1722.5) Yanlış anlaşıldıklarını ve değerlerinin takdir edilmediğini düşünen herkesin İsa’ya, duygudaş bir arkadaş ve anlayışlı bir danışman olarak sahip oluşu sonsuza kadar gerçektir. O havarilerine, bir kişinin düşmanlarının aynı haneden olabileceğini uyarmıştı ancak, bu tahminin kendi öz deneyimine uymaya nasıl da yaklaşacağını çok az aklından geçirmişti. İsa, yeryüzü ailesini Babası’nın görevini yerine getirmemek için terk etmemişti — ailesi İsa’yı terk etmişti. Daha sonra, Üstün’ün ölümü ve yeniden dirilişinden sonra, Yakup öncül Hıristiyan hareketi ile ilişkili hale geldiğinde, İsa ve takipçileri ile olan öncül birlikteliği memnuniyetle deneyimlemeyişinde ölçülemeyecek düzeyde acı çekmişti. 154:6.9 (1722.5) It is forever true that all who may think they are misunderstood or not appreciated have in Jesus a sympathizing friend and an understanding counselor. He had warned his apostles that a man’s foes may be they of his own household, but he had hardly realized how near this prediction would come to apply to his own experience. Jesus did not forsake his earth family to do his Father’s work—they forsook him. Later on, after the Master’s death and resurrection, when James became connected with the early Christian movement, he suffered immeasurably as a result of his failure to enjoy this earlier association with Jesus and his disciples.
154:6.10 (1723.1) Bu olaylardan geçtiği süre boyunca İsa, kendi insan aklının taşımış olduğu sınırlı bilginin rehberliğinde ilerlemeyi tercih etmişti. O, yalın bir kişi olan birliktelikleri ile deneyim sürecinden geçmeyi arzulamıştı. Ve, ayrılmadan önce ailesini görmek İsa’nın insan aklından geçmişti. Konuşmasının ortasında onu sonlandırmayı ve böylece uzun bir süreli bir ayrılıktan sonra onların ilk buluşmasını bu türden bir kamu olayı haline getirmeyi istememişti. O öncesinde, bu konuşmayı bitirmeyi ve daha sonrasında ayrılmalarından önce onlarla bir sohbeti gerçekleştirmeyi amaçlamıştı ancak, bu tasarım, doğrudan takip etmiş olan kumpas hadiseleri ile uygulanamamıştı. 154:6.10 (1723.1) In passing through these events, Jesus chose to be guided by the limited knowledge of his human mind. He desired to undergo the experience with his associates as a mere man. And it was in the human mind of Jesus to see his family before he left. He did not wish to stop in the midst of his discourse and thus render their first meeting after so long a separation such a public affair. He had intended to finish his address and then have a visit with them before leaving, but this plan was thwarted by the conspiracy of events which immediately followed.
154:6.11 (1723.2) Onların kaçışlarının aceleciliği, Davud’un ileticilerinden oluşan bir kafilenin Zübeydelerin evinin arka kapıya olan varışıyla daha da artmıştı. Bu kişiler tarafından yaratılmış olan ani hareketlilik havarileri, bu yeni ulaşan kişilerin onların tutuklayıcıları olduklarına dair düşünceye doğru iten bir biçimde korkutmuştu; ve, doğrudan bir tutuklanmadan duydukları korku içinde onlar, bekler haldeki teknenin ön girişine doğru aceleyle hareket etmişlerdi. Ve, tüm bunların hepsi, İsa’nın, arka verandada beklemekte olan ailesini neden görmeyişini açıklamaktadır. 154:6.11 (1723.2) The haste of their flight was augmented by the arrival of a party of David’s messengers at the rear entrance of the Zebedee home. The commotion produced by these men frightened the apostles into thinking that these new arrivals might be their apprehenders, and in fear of immediate arrest, they hastened through the front entrance to the waiting boat. And all of this explains why Jesus did not see his family waiting on the back porch.
154:6.12 (1723.3) Ancak, İsa, acele için oradan uzaklaşır halde tekneye adım atarken Davud Zübeyde’ye şunu söylemişti: “Anneme ve kardeşlerime, onların gelişini takdir ettiğimi ve onları görme amacı taşımış bulunduğumu söyle. Onlardan, benden alınmamalarını, bunun yerine Tanrı’nın iradesine dair bir bilgiyi ve bu iradeyi gerçekleştirmek için şükranı ve cesareti arzulamalarını iste.” 154:6.12 (1723.3) But he did say to David Zebedee as he entered the boat in hasty flight: “Tell my mother and my brothers that I appreciate their coming, and that I intended to see them. Admonish them to find no offense in me but rather to seek for a knowledge of the will of God and for grace and courage to do that will.”
7. Aceleci Kaçış ^top 7. The Hasty Flight ^top
154:7.1 (1723.4) Ve, böylece, İsa ve on ikili havarisi ve on iki öğreti-yayıcısının, Hirodes Antipa’dan gelen, Tanrı’ya hakaret ve Museviler’in kutsal yasalarına olan diğer karşı geliş suçlamasıyla İsa’yı tutuklama ve onu mahkeme için Kudüs’e getirme yetkisiyle Bethsayda yolu üzerinde bulunan Sanhedrin görevlilerinden gerçekleştirdiği bu aceleci kaçış bu Cuma sabahı, Mayıs’ın 23’ü, M.S. 29 yılında yaşanmıştı. Yirmi beş kişilik bu kafilenin küreklere davranıp, Celile Denizi’nin doğu kıyalarına doğru açılmaları bu güzel sabahta neredeyse sekiz buçukta gerçekleşmişti. 154:7.1 (1723.4) And so it was on this Sunday morning, the twenty-second of May, in the year a.d. 29, that Jesus, with his twelve apostles and the twelve evangelists, engaged in this hasty flight from the Sanhedrin officers who were on their way to Bethsaida with authority from Herod Antipas to arrest him and take him to Jerusalem for trial on charges of blasphemy and other violations of the sacred laws of the Jews. It was almost half past eight this beautiful morning when this company of twenty-five manned the oars and pulled for the eastern shore of the Sea of Galilee.
154:7.2 (1723.5) Üstün’ün teknesini takip eden başka bir, küçük yelkenli bulunmaktaydı bu tekne, İsa ve onun birliktelikleri ile iletişime devam etme ve onların bulundukları yer ve güvenlerine dair bilgiyi, belirli bir süre boyunca krallığın görevi için yönetim merkezi olarak hizmet etmiş bulunan Bethsayda’da Zübeyde’nin evine düzenli olarak aktarma sorumluluğu verilmiş olan, Davud’un yedi ileticisini taşımaktaydı. Ancak, İsa bir daha tekrar Zübeyde’nin evini kendi evi olarak kullanmamıştı. Bu aşamadan itibaren, yeryüzü yaşamının geride kalan kısmı boyunca, Üstün gerçek anlamıyla “başını koyacak bir yere sahip değildi.” Artık o, yerleşik bir yere benzer bile bir şeye sahip değildi. 154:7.2 (1723.5) Following the Master’s boat was another and smaller craft, containing six of David’s messengers, who had instructions to maintain contact with Jesus and his associates and to see that information of their whereabouts and safety was regularly transmitted to the home of Zebedee in Bethsaida, which had served as headquarters for the work of the kingdom for some time. But Jesus was never again to make his home at the house of Zebedee. From now on, throughout the remainder of his earth life, the Master truly “had not where to lay his head.” No more did he have even the semblance of a settled abode.
154:7.3 (1723.6) Onlar, Keresa kasabasına yakın bir yere kadar kürek çekmiş, tekneyi arkadaşlarının gözetimine emanet etmiş ve Üstün’ün yeryüzü üzerindeki yaşamının bu önemli olaylara sahne olmuş son yılının istikameti çok belli olmayan dolaşımlarına başlamışlardı. Bir süre boyunca onlar, Keresa’dan Kaesarea-Filippi’ye giden, böylece Fenike’nin sahiline kadar inen bir biçimde, Filip’in bölgelerinde kalmaya devam etmişlerdi. 154:7.3 (1723.6) They rowed over to near the village of Kheresa, put their boat in the custody of friends, and began the wanderings of this eventful last year of the Master’s life on earth. For a time they remained in the domains of Philip, going from Kheresa up to Caesarea-Philippi, thence making their way over to the coast of Phoenicia.
154:7.4 (1723.7) Kalabalık, bu iki teknenin doğu sahiline doğru yola çıkışlarını izleyen bir biçimde, Zübeyde’nin evi çevresinde vakitlerini geçirmeye devam etmişlerdi; ve, kafile, Kudüs görevlileri acele edip İsa’yı arayışlarına başladığında, yollarına çoktan çıkmış haldeydi. Görevliler İsa’nın kendilerinden kaçmış olduğuna inanmayı reddetmişti; ve, İsa ve onun kafilesi Batanea boyunca kuzeye doğru hareket ederken, neredeyse bir hafta boyunca vakitlerini, İsa’yı Kapernaum’un komşu mekânlarında nafile bir biçimde arayarak geçirmişlerdi. 154:7.4 (1723.7) The crowd lingered about the home of Zebedee watching these two boats make their way over the lake toward the eastern shore, and they were well started when the Jerusalem officers hurried up and began their search for Jesus. They refused to believe he had escaped them, and while Jesus and his party were journeying northward through Batanea, the Pharisees and their assistants spent almost a full week vainly searching for him in the neighborhood of Capernaum.
154:7.5 (1724.1) İsa’nın ailesi Kapernaum’a geri dönmüş olup, neredeyse bir haftayı, konuşarak, tartışarak ve dua ederek geçirmişti. Onlar, kafa karışıklığı ve hayret edici duygularla dolmuştu. Onlar, Ruth’un Davud’dan baba-kardeşinin güvende, sağlığının yerinde ve Fenike sahiline hareket ettiğini öğrendiği yer olan Zübeyde’nin evine gerçekleştirmiş olduğu bir ziyaretten döndüğü Perşembe öğleden sonrasına kadar hiçbir huzura sahip olmamışlardı. 154:7.5 (1724.1) Jesus’ family returned to their home in Capernaum and spent almost a week in talking, debating, and praying. They were filled with confusion and consternation. They enjoyed no peace of mind until Thursday afternoon, when Ruth returned from a visit to the Zebedee house, where she learned from David that her father-brother was safe and in good health and making his way toward the Phoenician coast.